Tamamlayıcı Ve Alternatif Tıp Uygulamaları Kongresi Başladı

474’üncü Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında Celal Bayar Üniversitesi (CBÜ) Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölümü öncülüğünde Manisa Valiliği İl Turizm ve Kültür Müdürlüğü, Önce Sağlık Derneği, Enerji Tıbbı ve Uygulamaları Derneği, Sağlık ve Doğal Terapiler Derneği işbirliğiyle düzenlenen ‘Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Kongresi’ başladı.CBÜ Süleyman Demirel Kültür Merkezinde 24-26 Nisan tarihleri arasında 3 gün sürecek kongrenin açılış törenine Manisa Valisi Abdurrahman Savaş, Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün, CBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli, Şehzadeler Kaymakamı İsmail Çorumluoğlu, İl Kültür Turizm Müdürü Erdinç Karaköse, Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık, farklı meslek grup üyeleri ve öğrenciler katıldı.Kongrenin açılış konuşmasını yapan CBÜ Sağlık Yüksekokulu Hemşirelik Bölüm Başkanı Doç. Dr. Dilek Özmen, Dünya Sağlık Örgütü’nün modern tıp dışındaki tedavi yaklaşımlarını tamamlayıcı ve alternatif tıp uygulamaları olarak tanımladığını ifade ederek, günümüzde bu uygulamanın arttığını söyledi.İl Kültür ve Turizm Müdürü Erdinç Karaköse ile Manisa’yı Mesir’i Tanıtma ve Turizm Derneği Başkanı Ufuk Tanık da yaptıkları konuşmalarda kongre düzenlenmesine emeği geçenleri kutladı.CBÜ Rektörü Prof. Dr. Mehmet Pakdemirli ise, tıp eğitimi almamış kişilerin bu konuda aktif olarak çalıştığının görüldüğünü belirterek, “Sağlık eğitiminden yoksun kişilerin sansasyonel şekilde ilaç üretmelerinde sakıncalar görüyorum. Bu konunun daha bilimsel bir platformda değerlendirilmesinde fayda olduğunu düşünüyorum” dedi.Büyükşehir Belediye Başkanı Cengiz Ergün konuşmasında 474’üncüsü kutlanan Uluslararası Manisa Mesir Macunu Festivali kapsamında düzenlenen Kongrenin şifalı mesir macununun ününün dünyaya yayılması için önemli bir adım olacağını düşündüğünü söyledi. Başkan Ergün, “Doğal tedavilerin özellikle batıda büyük ilgi görmeye başlaması ile birlikte Dünya Sağlık Örgütü 2002 yılında tüm devletlere doğal tedavi metotlarını yasal bağlamda düzenleme konusunda çağrıda bulunmuştur. Son yıllarda atılan adımlara ülkemiz de dahil olmuştur. Sağlık Bakanlığımız bünyesinde hayata geçirilen Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Daire Başkanlığı, atılan bu adımın en somut örneğidir. Bereketli Gediz Nehri yatağına kurulu, sırtını Spil dağına dayamış Manisa’mız Alternatif Tıp konusunda önemli katkı sağlayabilecek bir potansiyele sahiptir. Kanuni Sultan Süleyman’ın annesi Hafsa Sultan’ın derdine şifa bulmak için Merkez Efendi Spil Dağından topladığı bitkilerle Mesir Macununu ortaya çıkarmış ve bu mucize macun Hafsa Sultanın sağlığına kavuşmasına vesile olmuştur” şeklinde konuştu.Sağlık Bakanlığı Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğü Geleneksel, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp Uygulamaları Daire Başkanı Dr. Mehmet Zafer Kalaycı, yaklaşık dört yıldır çalışma içerisinde olduklarını belirterek çalışmaları hakkında katılımcıları bilgilendirdi.Vali Abdurrahman Savaş da, “Mesir, somut olan ve somut olmayan iki boyutu ile fakat daha çok somut olmayan saçım etkinliği ile Dünya kültür mirası olarak tescil edildi. Bu, devletler için, medeniyetler için biçilmiş ömrün üzerinde bir süredir devam eden bir etkinlik. Bunu uzun süredir devam ettiriyor olmak çok büyük bir başarı. Bu özelliği ile de zaten tescil edilmiş. Bu etkinliği yürütürken şuan yaşayan kuşak olarak bizim de sorumluluklarımız var. Ne yaptığımızı, ne yapabilir olmamızı irdeleyerek katkılar sunmamız lazım. Mesir festivalini bütün olarak irdelediğimizde, tarihi kökeni itibarı ile de araştırdığımızda halk tıbbı diyebileceğimiz, Tamamlayıcı ve Alternatif Tıp boyutunu mutlak surette irdelememiz lazım. Özünde bu var. Bunu Hafsa Sultan’ın tedavisi boyutu ile değil, halkın sağlığının korunması boyutunun da olduğunu farkına vararak irdelememiz lazım. Halkın sağlığını korumak için modern tıp yöntemlerinin işe yaramadığı ve o günkü tıp yöntemlerinin tedavisini bulamadığı veya halkın genel uygulamalarının içinde koruyucu boyutu olan geniş bir perspektifle irdelemek gereğini mesir vesilesi ile ortaya koymak lazım. Ülkemizde bile bu merkezlerin sayısının 10’a ulaşmış olması, Batı ve Doğu tıp uygulamalarında bunun çok önemli bir yere ulaşmış olması bizim elimizi çok güçlendiriyor. Festival etkinlikleri süresince, dünyanın değişik yörelerinde bu konuda ulaşılmış düzeyin halkla paylaşılması demek, Sultan Camiinde mesir saçmamızla aynı anlama geliyor. 475’ncide uluslararası boyutu ile sunmuş olacağımız ‘TAT’ kongresini, bir Mesir buluşması şeklinde, birtakım bildirilerle mesir mantığının modern yorumunun halkla paylaşılmasını temin edebilirsek mesir festivali ile yüzde yüz örtüşen bir uygulama yapmış oluruz” dedi.