Erdemli ilçesinde yaşayan Ahmet Nadir Yavuz, 2015 yılında çıktığı doğa gezisi sırasında sarp yamaçta bulunan bir mağarada duvar resimleri gördü. Hemen fotoğraflarını çeken Yavuz, kuzeni ile paylaştı. Avukat kuzeni de fotoğrafları Mersin Arkeoloji Müzesi'nden emekli uzman arkeolog Yaşar Ünlü'ye göndererek durumu anlattı. Ünlü de o dönemde Çukurova'nın neolitik dönemi üzerine doktora çalışması yapan Dr. Orkun Hamza Kaycı ve Hale Tümer ile birlikte bölgeye giderek tespit ve tescil çalışmalarına başladı. 5 yıl süren çalışmada, yaklaşık 60 metre derinlikteki vadinin, üst terasının hemen altında, 7 mağarada bulunan 40'a yakını püskürtme yöntemi ile diğerleri normal el baskısı ile yapılmış neolitik döneme ait 60 el baskısı kayıt altına alındı.
'HER VADİDE GEÇMİŞİN İZİN VAR'
2015 yılından bu yana bölgede araştırma yapan Dumlupınar Üniversitesi Fen Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Araştırma Görevlisi Dr. Orkun Hamza Kaycı, "Ben o dönemde Çukurova'nın neolitik dönemi üzerine doktora çalışmamı yürütüyordum. O sırada duyarlı bir vatandaşımız burada bir kültürel varlığın, kaya resimlerinin olduğunu Yaşar Ünlü'ye söylemesi üzerine harekete geçtik. 5 yıldır burada çalışma yürütüyoruz. Erdemli'de her vadide geçmişin izini görebiliyoruz. Burada önemli olan Anadolu'da hiç bilinmeyen püskürtme yöntemi ile yapılmış el baskılarının ortaya çıkmış olması. Buradaki el baskılarının 40'a yakını püskürtme yöntemi ile diğerleri normal el baskısı ile yapılmış. Buraya yakın konumu ile Çatalhöyük'ten biliyorduk."
50 BİN YILLIK GEÇMİŞE DAYANIYOR
Püskürtme yöntemi günümüzde Avustralya'dan Arjantin'e kadar uzandığını söyleyen Kaycı, sözlerine şöyle devam etti; "Fransa ve İspanya'da yapılan çalışmalarda püskürtme yöntemi ile yapılmış el baskıları 50 bin yıl öncesine kadar tarihlendiriliyor. Fransa'daki Chauvet Mağarası'nda 36 bin yıl öncesine kadar tarihlendiriliyor. Burada şu ana kadar yontma taş devri verileriyle karşılaştık" dedi.
'KORUNSUN, MİLLİ PARK YAPILSIN'
Kaycı, ekiplerinde farklı disiplinlerden çok sayıda uzman yer aldığını ifade ederek, şunları söyledi:
"Biz buranın 5 bin ila 11 bin yıl öncesini kapsayan neolitik dönem ve öncesinde yapıldığını tahmin ediyoruz. Ama ondan öncesinde Paleolitik dönem var. Tam net bir şey söyleyemiyoruz. Bu mağaralarda arkeolojik dolgu yok. Ancak mağaranın bulunduğu vadinin üst sırtlarındaki diğer mağaralarda Epi-Paleolitik döneme hatta Orta-Paleolitik döneme ait yontma taş aletlerle karşılaştık. Tarihlendirme yapılırsa kesin bir tarih ortaya çıkacak."
"Burası 2015'te keşfedildiğinde Yaşar Ünlü ile birlikte sit derecelendirmesi yapıldı. Sonrasında ekibimiz içerisindeki harita mühendisleri sayesinde buranın 3 boyutlu harita fotoğrafları hazırlanıyor. Burasının ziyarete açılması amacıyla bir plan hazırlanacak. Hazırlanacak plana göre bir milli park oluşturmasını istiyoruz. Ama yerel yönetimlerden, herhangi bir tahribat oluşmadan bir bekçi atanmasını rica ediyoruz. Umarım bu gerçekleşirse gelecek nesillere bir kültürel varlığı bırakmayı istiyoruz."
'YÜRÜYÜŞ YAPARKEN DENK GELDİM'
Doğa gezisi sırasında neolitik çağdan kalma el baskılarını bulan Ahmet Nadir Yavuz da, "Ben doğa yürüyüşünü çok seven biriyim. Gezerken ne olduğunu bilmediğim boyalara denk geldim. Amcamın kızı avukat, çektiğim resimleri onunla paylaştım. O da Yaşar Ünlü hocamıza resimleri göndermiş. Yaşar hoca beni aradı. 2015 yılından beri Yaşar Ünlü hocamıza ve ekibine yardımcı oluyorum, rehberlik ediyorum. Keşfetmiş olduğum başka mağaralar da var. Bulduğum mağaraları kendilerine gösteriyorum. Tarihe bir şey kazandırabildiysem ne mutlu bana" ifadesini kullandı. (DHA)