Trabzonspor-Galatasaray maçının ardından kalemler ele alındı... İki takımı da eleştiren spor yazarları, dev derbinin hak ettiği gibi yaşanmadığını savundu. Kötü bir performans ortaya koyulduğunu savunan tecrübeli isimler, flaş ifadeler kullandı. İşte o yazılar...
MAÇ SONUNDA YAZILANLAR!
Bülent Timurlenk-SABAH
İki türlü okuyalım maç önünü... Üç maçta 2 gol atmış G.Saray'ın rakibi deplasmanda son şampiyon Trabzonspor... Buruk'un takımı zor pozisyon veren ama pozisyon bulmakta da zorlanan bir takım. Diğer tarafta Kopenhag'a elenmiş, Antalya'da kalesinde 5 gol görmüş moralsiz, yorgun ve eksik değil çok eksik bir Trabzonspor var. Bu oyunun kaderini orta sahalar belirler. G.Saray bunun bedelini geçen sezon ağır ödedi. Mertens'in maç boyu hücumda ve savunmadaki büyük mücadelesine ortak olabilen sadece Boey ve Nelsson vardı. Avcı'nın bu kadro ile oyunu domine etmesi mümkün değildi. İlk yarı hücumda etkili adam Djaniny idi, o da devrede kenara geldi. Ancak ev sahibi ekip ne baskı kurabildi ne de geçişte rakibine zorluk çıkardı. Seferovic, İcardi rüzgârı yüzünden mi üşüttü bilinmez ama G.Saray'ın öndeki üçlüsü bir facia... Kerem ve Yunus'tan en azından birinin böyle büyük bir maçta artık toparlaması gerekiyordu. Yapamadılar. Oliveira yine birçok pozisyonda ağır kaldı ve G.Saray bulabileceği en zordaki Trabzon'a 1 gol atamadı. Avcı'nın elindekilerle aldığı 1 puan iyi sonuç. Uğurcan'ın olmadığı kaleye Mertens ve Kerem ile iki net pozisyona girebilen G.Saray'da ömrünün yarısını bu kulüpte geçirmiş Okan Buruk, çalıştırdığı takımın altında kafa olarak ezilmiş durumda. Kerem ve Yunus'u ısrarla oyunda tutup değişiklikleri 90'da yapmış olması büyük soru işareti... 4 haftada iki gol atıp 7 puan almışsanız öpüp başınıza koymanız lazım. Ama önce Buruk kafasını toparlamalı. Trabzon, hasarı bol bir 7 günden yorgun ve kayıplarla çıktı. Ama bu kadar eksik varken G.Saray'ın yapamadığını yapacak yani Trabzonspor'u cezalandırabilecek çok takım var Süper Lig'de... Bu yüzden sakatların bir an önce dönmesi gerekiyor.
Cem Dizdar-FANATİK
Kalecisi dahil kritik önemdeki oyuncularının yokluğunda savunma önünüDorukhan ve Siopis ile kapatan Trabzonspor kadro handikabını savunmayı sertleştirerek gidermeye çalıştı. Doğrusu ya ilk devre boyunca Yunus’un pasında Mertens’in girdiği pozisyon dışında büyük kaygı yaşamadılar. Galatasaray ise Kerem’in ortalıkta görünmediği devre boyunca Boey/Yunus koridorundan zorladılar rakibi. Topu daha çok kullandılarsa da Seferoviç’e ulaşamadılar. Hal böyle olunca sadece maçın adının büyüklüğünün getirdiği heyecanla yetindik hepimiz! Devre boyunca 15 şut atıp, 16 orta yapmış iki takım! Oysa izlenir tek pozisyon pasla geldi… İkinci yarı başlar başlamaz Galatasaray ilkinde olduğu gibi arayışlarını sürdürdü ancak açıkça görülüyordu ki, pas organizasyonları henüz yeterli değildi. Bu nedenle de oyuncu becerisi temel çözücü gibi duruyordu. Tempoyu düşük tutmaya çalışan Trabzon ise sadece fırsat kolladı. Bir kez Larsen’le arkaya sarktılar bir kez de Trezequet’yi kaçırdılar. O da çoğu kez yaptığı gibi pas yerine şut denedi. ‘’Harcanan onca paraya rağmen onların da belki sahanın da göze en batan performansı kalecileri Muhammet Taha’dan geldi’’ desem yeridir!
Kulüplerin yayıncıdan olmayacak paralar talep ettiği ligin vasat hatta vasat altı maçlarından birini daha tamamladık. Onca top kaybı onca pas hatası… İşe yaramayan 20’den fazla şut, onlardan daha fazla orta… Ama 30’dan fazla da faul.
Dilim varmıyor ama haydi diyelim Trabzon eksik kadroyla sahada bu onlar için bir gerekçe. Ya Galatasaray?.. Biliniyor ya, son bir not düşelim. Türkiye’deki herhangi bir futbol maçında iki takım birbirine karşı oynuyor gibi görünüyorsa da durum öyle değil!... Tam tersine iki takım iş birliği halinde hakeme karşı oynuyorlar! Hakem bir karar versin de o karar doğru olsun! Mümkün mü? Her karara kayıtsız şartsız itiraz… Neden peki? Sık sık duyduğumuz gibi, ‘’Burası Türkiye ve bu lig çok zorlu bir lig!"
Erman Toroğlu-SABAH
İki takım da transferde uçakları indirdi. Ancak o inenlerden hiçbirini dün akşam uçarken görmedik
Sezonun ilk derbi maçı dediler. Maç derbilikten çıktı, tıraş oldu. Dün akşam iki takım da sahada bol bol tıraş yaptılar. Galatasaray transfer döneminde uçakları indirdi, Trabzonspor da rakibinden geri kalmadı. Ama o uçaktan inenlerin hiçbirini dün akşam sahada uçarken görmedik! Yine taraftarlar eskilerden bir şeyler beklediler. Öyle bir maç oldu ki, iki takımı da ekranda 20 kişi olarak göremedik. Biri topu aldı, öbür tarafa gitti salla parti, öteki topu aldı, diğer tarafa gitti salla parti! Bu yazıyı yazdırırken dakika 85… Hani deseniz ki, "Biri mağlup olsa yazık olurdu, ayıp olur." Ama Galatasaray iki-üç tane gol olabilecek pozisyonu kaçırdı. Sarı-kırmızılılarda teknik adam yeni. Yeni de henüz takıma dokunamamış Okan. Avrupa'da da oynamıyor, bir yerde o da şansı. Trabzonspor'da teknik direktör Abdullah Avcı'nın üçüncü sezonu. O da saha içindeki görüntüye göre yeterli değil. Ama bakıyorum, teknik adamlar sahanın kenarında hakem bir karar verdiği zaman saçlarını başlarını yoluyorlar, tribüne oynuyorlar! Kardeşim, siz oynattığınız futbolla taraftarlarınıza saç baş yolduruyorsunuz! İnsan iyi şeyler yazmak istiyor ama maalesef... İyi şeyler söylediğimiz, yazdığımız zaman hoşlarına gidiyor. Ama biraz tenkit edelim, hiç işlerine gelmiyor. Bu yazıyı bitirene kadar hakem için "Şunu yaptı, bunu yaptı" diyemeyiz. Çünkü bu satırları noktalayana kadar hakem sahadaki duruşuyla, verdiği kararlarla iki takım futbolcularından ve iki takım teknik direktöründen daha iyiydi ki bu maça çıkmadan önce de çok büyük baskı yedi. Geçen seneki Çaykur Rizespor- Galatasaray maçından dolayı…
Ahmet Çakar-SABAH
Karşılaşmanın hakemi bazen komik fauller verdi
Türk futbolunun neden yıllar içinde geriye gittiğinin en iyi kanıtı dün geceki maç oldu. Kötü futbol, düşük tempo ve sadece yakalanan birkaç gol pozisyonu. Öncelikle Trabzonspor'dan başlayalım… Kötü oynadılar, kötü de oynuyorlardı zaten. Tempoları çok düşük. Kaybetmekten korktular, kontra oynamaya çalıştılar ve Muslera'ya neredeyse hiç iş düşürmeden maçı tamamladılar. G.Saray, 90 dakika boyunca oyunun hakimiydi. Aslında Trabzonspor gibi bir deplasmanda da bulabilecekleri sayıda pozisyon yakaladılar. İlk yarıda Mertens, kaleci Taha ile karşı karşıya kaldığı pozisyonda yanlış köşeye vurdu. O pozisyonda her ne kadar deparla oraya gelmiş olsa da diğer bir deyimle yorgun düşmüş olsa bile öyle vurmamalıydı. İkinci yarıda da benzeri pozisyonu Kerem yakaladı.
Berkan manasız şekilde 3 kişinin arasına girdi, şans eseri çıktı, Kerem'e bıraktı, Kerem bomboştu, o da iyi vuramadı. Kaleci Taha yine çıkardı. Sezon başından beri G.Saray'ı kurtaran Gomis aslında az kalsın yine kurtarıcı olacaktı. Son saniyede bir kornerde kafayı rahat vurdu, direk dibine vurayım dedi, ama iyi vuramadı. Sonuca bakarsak iki takım için de bir puan kötü değil. Hele G.Saray için hiç değil! Çünkü G.Saray kaybetseydi, büyük problem olabilir, Okan Buruk tartışılır hale gelebilirdi. Trabzonspor kaybetseydi bu sefer oklar Abdullah Avcı'ya dönecekti. Hakem Ali Palabıyık her ne kadar sonucu etkileyecek hata yapmadıysa da pek beğendiğimi söyleyemem. Kartlarını zaman zaman yanlış kullandı. Bazen komik fauller verdi ama bütün bunlara rağmen hakem tekniği yönünden çok iyi olmasa da takımlar için fazla sorun teşkil etmedi.
Erman Özgür-FANATİK
Galatasaray, deplasmanda Trabzonspor'u bundan daha yorgun, moralsiz ve kalitesi eksik yakalayamazdı. İşin mücadele tarafında iyi gözükse de kalite eksikliği ve Galatasaray'ın iyi savunması Trabzonspor için kısır bir ilk yarı demekti.Cornelius'un etrafındaki tüm ışıklar sönmüş, Trabzonspor santrforu adeta karanlıkta kalmış gibiydi. Galatasaray savunma başarısını işin hücum kısmına taşıyamadı. Mertens'in hala maç eksikliğinin en iyi gözlemlendiği an Yunus'un servisinde Süper Lig kariyerinde ilk maçını oynayan Muhammet Taha'yı geçemeyişiydi. Yine de maçın istediğini yapan tarafı ilk yarıdan gol çıkmamasına rağmen Galatasaray oldu. Bu etki Abdullah Avcı'yı 2. yarıya Kouassi ve Gbamin hamlesi ile getirdi. Ancak oyunun dengesi ya da skor tabelasının değişebilmesi için gereken beceri, yetenek ya da kalite maçın neredeyse tamamında arandı.
Takviye şart
Okan Buruk'un Gomis hamlesi sahanın tek üretken oyuncusu gibi gözüken Mertens pasında karşılığını buldu ama Gomis dışarı atınca tabela yine değişmedi. Sonuçta Trabzonspor için Galatasaray maçı özelinde skor ne olursa olsun ortaya çıkan gerçekler vardı. Bu kadro hem lig hem Avrupa'da iddialı olabilecek kalitede değil ve takviye şart. Galatasaray ise maçın sonunda tüm sezon boyunca takımı sürüklemesi beklenen yıldız oyuncuların form tutmasına muhtaç bir görüntü ile sahadan ayrıldı. Sonuçta 2 takım da aldıkları beraberlikten sonra bu maçı 'Kazanmayı hakettim' de diyemez.