Gezgin Murat Özbilgi, Türkiye’de gezen insanların Türkiye’yi yeniden keşfetmeye başladıklarını söyledi.
Gümüşhane Valiliği ve Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) işbirliğinde Gümüşhane’ye gelen ’gezimanya.com’ internet sitesi sahiplerinden Murat Özbilgi ve Tuğçe Yılmaz çifti, İl Kültür ve Turizm Müdürü Hüseyin Ateş rehberliğinde şehri karış karış geziyor.
Zigana dağı, Limni Gölü Tabiat Parkı, Karaca Mağarası, Süleymaniye Mahallesi, Satala Antik Kenti, Tomara Şelalesi Tabiat Parkı, Santa Harabelerini gezip pestil ve köme yapımını kayıt altına alan gezginler, son günde Torul Kalesi Cam Seyir Terası ve Krom Vadisini gezecek.
Gittikleri yerde bol bol fotoğraf ve video çeken, vatandaşlarla ve tesis işletmecileriyle sohbet eden gezgin çift, önümüzdeki günlerden itibaren Gümüşhane’de öne çıkan destinasyonların fotoğraf ve videolarını sosyal medya hesaplarından takipçileri ile paylaşacak.
“Türkiye’de gezen insanlar Türkiye’yi yeniden keşfetmeye başladılar”
Gezgin Murat Özbiligi, Türkiye’de kendi çocukluk döneminde gezilecek yerlerin Kapadokya, Pamukkale, sahil beldeleri ve Nemrut Dağı’ndan ibaret sanıldığını hatırlattı. Bugün ise Türkiye’nin böyle olmadığını örnekleriyle aktaran Özbilgi, “Artık bugün Kars en popüler yer oldu. Isparta’yı insanlar eskiden gül suyu ve lokum alırdı şimdi Isparta lavanta ve gül destinasyonu oldu. Mardin patladı büyük bir destinasyon oldu. İnsanlar artık daha yeni nerelere gidebilirim? Türkiye’de gezen insanlar Türkiye’yi yeniden keşfetmeye başladılar" dedi.
“Gümüşhane’de potansiyel var”
Bu bağlamda her destinasyonun kendi potansiyeline doğru gideceğini kaydeden Özbilgi, “Kimisi gidecek, kimisi gidemeyecek. Gümüşhane henüz oraya varmış durumda değil. Henüz o tomurcuk yeni açıyor. Yapılan çalışmaların, otellerin, yolların çok ciddisi etkisi olacak. Şehir üniversite nüfusuyla gençleşiyor. Onun topluma bilinirlik anlamında çok önemli ve pozitif bir etkisi var. Gümüşhane’nin o potansiyele doğru gideceğini düşünüyorum. Doğal güzellikleri şehir turizmi potansiyelinin önüne geçecektir. Şehir turizmi potansiyeli açısından rakip çok fazla ama doğal tarafta trekking, bisiklet, agro turizm, ekoturizm konaklamalarıyla birlikte yavaş yavaş olacak. Bir gün içerisinde burası İsviçre Alpleri olmaz. Adım adım olacak. Burada bir potansiyel var. Herşeyi biranda yapmak istersek başarı olmuyor. Pek çok destinasyon Türkiye’de yanlışlıkla ve hızla büyüdü, kontrol edemediler. Doğa kirlendi, çarpık yapılaşıldı. Gümüşhane’de bu devlet eliyle büyütülen bir konu olduğu için planlama açısından bir avantaj bu. Doğru adımlar atılırsa güzel yapılandırılabilir burada bazı şeyler” ifadelerini kullandı.
“İnsanlara daha fazla yer tanıtalım diye yola çıktık”
Bugüne kadar 110 civarında ülke gezen reklamcı Tuğçe Yılmaz ise hem eşiyle birlikte kendisi hem de yazarlar aracılığıyla bir seyahat içeriği sağladıklarını belirterek, “İlk kurulmasında amaçladığımız şey insanları daha fazla gezmeye, seyahat etmeye teşvik etmekti. İnsanlar daha yakın bölgelerle ilgili internette aradığında bilgi bulabiliyordu ama daha uzak destinasyonlar, daha az bilindik destinasyonlarla ilgili bilgi bulamıyordu. Biz bu içerik boşluğunu dolduralım, insanlara daha fazla yer tanıtalım diye yola çıktık” dedi.
“Kaç kilometre yol yaptık biz bile bilmiyoruz”
Bugüne kadar kaç kilometre yol kat ettiklerini kendilerinin bile bilmediğini kaydeden Yılmaz, “Sürekli seyahat halindeyiz. Murat’ın 60-70 benim de 110 civarında gezdiğim ülke oldu. Gittiğimiz yerlere sürekli gidiyoruz. Bir ülkeye gittiğimizde onun A’dan Z’ye her yerine gitmeye çalışıyoruz. Sri Lanka’ya 6 kez gittim. Gezerken enteresan şeyler gelebiliyor başımıza” şeklinde konuştu.
“Gümüşhane önceliği doğa turizmiyle kültür turizmine vermeli”
Gümüşhane’de özellikle Tomara Şelalesi, Karaca Mağarası ve Limni Gölünü çok beğendiklerini kaydeden Yılmaz, “Bunlar hem çevre düzenlemesi hem de ulaşım kolaylığıyla kitlesel turizme de açık durumda. Santa Haraberlerini gördük. Yolların yapılması ve konaklamayla orayı biraz daha cazibe merkezi haline getirecektir. Gümüşhane önceliği doğa turizmiyle kültür turizmine vermeli. Çünkü herkes biranda herşeyi yapmak istiyor ama önceliklendirme olması lazım. Doğa ve kültür ön planda. Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansının (DOKA) çok vizyonel bir yapısı var. Dolayısıyla bölgelerin kalkınmasında nereye yatırım yapılacağının bilinmesi büyük bir avantaj. Şuanda buraya bile DOKA aracılığıyla geldik” ifadelerini kullandı.