Gazeteciliği, yaşamın her alanındaki "mücadelenin kürsüsü" olarak gören Uğur Mumcu, güvenilirliği ve ortaya koyduğu çalışmalarıyla toplumun her kesiminin sevgisini kazandı. İşte Uğur Mumcu'nun hayatı...
Uğur Mumcu anılıyor
UĞURLAR OLSUN...
Kırşehir'de 22 Ağustos 1942'de dünyaya gelen Mumcu, 24 Ocak 1993'te arabasına yerleştirilen bombayla düzenlenen saldırı sonucu hayatını kaybettiğinde 51 yaşındaydı. Türkiye'yi yasa boğan menfur saldırının ardından Ankara'da düzenlenen törenle, usta gazeteciyi ebediyete on binlerce kişi uğurladı.
GELECEĞE IŞIK OLAN ESERLER BIRAKTI
Hukuk öğreniminin ardından gazeteciliğe adım atan usta kalem, geriye geleceğe ışık tutmaya devam eden onlarca kitap ve yüzlerce araştırma yazısı bıraktı.
HER KESİMİN SAYGISINI VE SEVGİSİNİ KAZANDI
Mumcu'nun "Gazetecinin güvenilir kişi olması zorunludur" anlayışı, iletişim fakültelerinde geleceğin fikir işçilerine meslek kriteri olarak anlatılmaya devam etti. Gazeteciliği, yaşamın her alanındaki "mücadelenin kürsüsü" olarak tanımlayan Mumcu, güvenilirliği ve ortaya koyduğu çalışmalarıyla, kendisi gibi düşünmeyenler dahil toplumun her kesiminden saygı görüyordu.
"ÖYLEYSE VURUN, PARÇALAYIN"
Yolsuzluk iddiaları, yasa dışı örgütler ve bunların bağlantıları üzerine gitmesiyle bilinen Mumcu, "Dün sabaha değin, araştırarak yazdığım hiçbir konuyu yalanlayamadınız. Öyleyse vurun, parçalayın." diyecek kadar cesaret örneği sergiliyordu.
"BİR İNSAN KENDİ ÜLKESİNİN DEVRİMCİSİ OLMALIDIR"
Farklı düşünceye sahip insanların aynı çatı altında tartışabildiği bir ortamın tesis edilmesiyle Türkiye'nin refaha ulaşabileceğine inanan usta gazeteci, "Bir insan, kendi ülkesinin devrimcisi olmalıdır" çıkışıyla milli bir duruş göstermişti.