Van YYÜ Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Nebi Çetin, hayvanlarda meydana gelen yavru atmaların ciddi ekonomik kayıplara sebep olduğuna dikkat çekerek, hayvanlarda yavru atma vakalarının bulaşıcı olduğunu söyledi.
Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (Van YYÜ) Veteriner Fakültesi Doğum ve Jinekoloji Ana Bilim Dalı Dr. Öğretim Üyesi Nebi Çetin, Türkiye’de Brucellozis hastalığından dolayı küçükbaş ve büyükbaş hayvanlarda yavru atma vakalarının bulaşıcı olduğunu söyledi. Brucellozis hastalığının Türkiye hayvancılığı açısından önemli zoonoz hastalıklardan biri olduğunu ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Çetin, ekonomik kayıplarının yanı sıra insan sağlığını da etkilemesi nedeniyle hem dünya ülkeleri hem de ülkede, salgın hayvan hastalıkları ile mücadelede ilk sıralarda yer aldığını belirti. Hayvanlarda meydana gelen yavru atmalar ciddi ekonomik kayıplara sebep olduğuna dikkat çeken Dr. Öğretim Üyesi Çetin hayvanlarda yavru atmaya sebep olan çeşitli etkenler mevcut olduğunu ifade ederek, “Bunların başında gelen en önemli etkenler enfeksiyöz etkenler. Bir de enfeksiyöz etkenlerden kaynaklanmayan yavru atmalar mevcuttur. Bunlar hayvanın beslenme yetersizlikleri, hormonal yetersizlikler veya hayvanın boynuz darbesi gibi bir travmaya maruz kalması gibi enfeksiyöz olmayan sebeplerdir. Bunlar çok mühim olan yavru atma (abort) sebepleri değildir. Bunların yüzdesi belli bir yüzdeyi geçmez. Ancak eğer ki yavru atmaların yüzdesi, her yüz gebelik için yüzde 5’i geçiyorsa, müdahale yapılmayı gerektirir. Yüzde beş kritik kontrol noktasıdır. Hele hele yüzde 10’a ulaşmışsa ciddi bir ’alarm’ söz konusudur. Şuan Van’da üniversitemize intikal eden vakalar mevcut. Yavru atma vakaları meydana geldiğinde her yetiştirici üniversitemize hayvanlarını getirmiyor. Ancak üniversitemize yakın olanlar veya bu konuda ciddi anlamda canı yanmış kişiler gelip bize müracaat yapıyorlar. Hayvanlarda yavru atma (abort) şekillendikten sonra yavrudan, annesinden numune alıp laboratuvara gönderiyoruz, oradan yavru atmanın sebeplerini araştırmaya çalışıyoruz” dedi.
“Yavru atmalar gerekli yerlere intikal ettirilmediği için takibi de düzgün yapılamıyor”
Yavru atma vakalarıyla karşı karşıya gelen yetiştiricilerin Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine zaman kaybetmeden müracaatta bulunması gerektiğinin ifade eden Dr. Öğretim Üyesi Çetin, “Biz bu işin sonucuna ulaştığımız zaman, etkenin ne olduğunu tespit ettikten sonra bazen enfeksiyöz sebepler oraya çıkabiliyor ve bunları Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine bildiriyoruz. Ancak hayvan sahipleri üniversitemize geldikten sonra Tarım ve Orman İl Müdürlüklerine kendileri müracaat etmiyorlar. Biz prosedür ve yapılması gerekenleri hayvan sahiplerine anlatıyoruz ama hayvan sahipleri bu tür vakaları gerekli mercilere intikal ettirmiyorlar. Gerekli yerlere intikal ettirilmediğinde bu işin Tarım ve Orman Bakanlığı tarafından takibi de düzgün yapılamıyor. Hayvan sahipleri hayvanlarını üniversiteye getirmiş olması bir çözüm yolu gibi görüp olay orada kapanıyor. Ancak tüm abort vakalarının eğer ki yüzdelik olarak belli bir aşamaya geldiyse Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüklerine intikal ettirilmesi, numune alınıp enstitülere gönderilmesi gerekiyor. Eğer ki enfeksiyöz etkenlerden kaynaklanan bir yavru atma varsa bunlara yönelik bir çalışma başlatılması gerekiyor. Aşılama veyahut bir karantina gibi uygulamaların yapılması gerekiyor” diye konuştu.
“Yavru atan hayvanın diğer sağlıklı hayvanlarla temasının kesilmesi gerek”
Yavru atan hayvanların yetiştiricilerin ihmaliyle hastalığı bütün hayvanlara bulaştırdığını kaydeden Dr. Öğretim Üyesi Çetin, “Tabiki belli bir aşamaya ulaşmadığı için bize gelen vakalar bizde kalıyor sadece. Hayvan sahiplerine biz kesinlikle Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüklerine müracaat etmelerini öneriyoruz. Yavru atma şekillendiğinde yavru atan hayvanın diğer sağlıklı hayvanlarla temasının önlenmesini öneriyoruz. Yavru atan hayvanın yavru sularının bulaştığı yerleri kireçlemelerini öneriyoruz. Hayvanlardaki yavru atma enfeksiyöz bir sebepten kaynaklanıyorsa bu diğer sağlam hayvanlara da bulaşmasın. Hayvan sahiplerine bu önerilerimizi sunmamıza rağmen hayvan sahipleri bazen işte bu karantina uygulamasından korktukları için veya hayvanının kesime götürülmesi gibi bazı sebeplerden dolayı Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüklerine müracaat etmiyorlar. Bu durum böyle olunca hasta olan bir hayvan yanında bulunduğu on hayvana da hastalığını bulaştırıyor. Müracaat etmediği gibi hayvanını 5-10 gün sonra normal yemeye içmeye başladığı zaman hayvan pazarına götürüp satıyorlar. Satmaları durumunda, eğer o hayvan enfeksiyöz bir sebepten dolayı yavru attıysa; o hayvanı yeni alan kişi kendi evine götürdüğünde, sağlıklı hayvanlarının yanına bağladığında o hayvandan gelen genital akıntılar, yavru suları gibi akıntılar yavru atmaya sebep olan enfeksiyöz etkenleri etrafa yayarak ahırdaki sağlıklı hayvanları da enfekte ediyor. 1-2 veyahut 5 ay sonra onun sağlıklı hayvanları da yavru atmaya başlıyor” ifadelerini kullandı.
“İhmal ve göz ardı edilen hayvan hastalıkları ülke hayvancılığı açısından büyük bir tehdit oluşturuyor”
İhmal ve göz ardı edilen hayvan hastalıkları ülke hayvancılığı açısından büyük bir tehdit oluşturduğunu söyleyen Dr. Öğretim Üyesi Çetin, “Bu yüzden dolayı bizim önerimiz şu; hayvan sahipleri yavru atma gibi bir vaka ile karşı karşıya kaldıklarında kesinlikle ilk başta koruma için hayvanın düşük yapmış olduğu yeri kireçlemeleri gerekiyor. Düşük yapan hayvanı sağlam hayvanlardan uzak tutmaları ve teması önlemeleri gerekiyor. İkincisi de Tarım ve Orman İl ve İlçe Müdürlüklerine haber verip, düşük yapmış olan hayvanın kendisinden ve yavrusundan numune alınmasını sağlatması gerekiyor. Alınan numune merkezi enstitülere gönderilmesi gerekiyor. Kesinlikle olayı orada basit bir şeymiş gibi görüp kapatmaları veyahut hayvan 3-5 gün sonra yemeye başladığında gidip hayvan pazarında satmalarına kesinlikle karşıyız. Bu gerçekten ülke hayvancılığımız için büyük bir tehdit oluşturmakta. Bunların resmi kayıtlara geçirilip bakanlık tarafından bir mücadele yapılması gerekiyor” şeklinde konuştu.