Adilcevaz'da arkadaşıyla birlikte sahilde gezmeye çıkan Mehmet Şeşen, Van Gölü'nde bir hareketlilik gördü. Mehmet Şeşen, hemen cep telefonuyla kayıt yapmaya başladı. Hızla hareket eden cismi kısa süreli görüntülemeyi başaran Şeşen, büyük heyecan yaşadı. Görüntülerde, hızla hareket eden cismin iz bıraktığı ve kısa süre sonra gözden kaybolduğu görüldü.
Bu olayın ardından yıllardır varlığı tartışılan, gazete ve televizyonlarda haberlere konu olan Van Gölü canavarı yeniden gündeme geldi. Van'da yerel gazeteci olan ve yıllarca Van Gölü canavarı ile ilgili yurt içinden ve yurt dışından birçok araştırma grubuna da danışmanlık yapan İkram Kali, konuya ilişkin konuştu. 131 yıl önce Osmanlı Padişahı 2. Abdülhamit döneminde yayımlanan Saadet Gazetesi'nin 28 Şaban 1306 (29 Nisan 1889) tarihinde çıkan 1323 nolu sayısında Van Gölü Canavarı ile ilgili haber yapıldığını söyledi.
Yaklaşık 10 yıl önce Van Tarih ve Kültür Araştırmaları Derneği Başkanı olduğu zamanda konuyu araştırdığını belirten ve manşet haberin bir dergide yayınlandığını söyleyen Kali, "Bundan 131 yıl önce Osmanlı döneminde 2. Abdülhamit döneminde yayınlanan Saadet Gazetesi'nde konuyla ilgili bir manşet yapılmış. Burada bir köylünün bir canavar tarafından taciz edildiğine dair haber yer almıştır. Van Gölü canavarı ile ilgili yine Edremit ve Gevaş'ta yaşlıların ifadeleri var. Van Gölü canavarını yok saymak yerine Van Gölü'nün kendisini araştırmakta yarar var. Van Gölü canavarı bu bölgenin bir gerçeğidir. İnkar etmek yerine araştırılmasından yanayım" dedi.
İkram Kali, 131 yıl önce yayınlanan haberde yazılanları şöyle aktardı:
"Bitlis merkez sancağına bağlı Hizan kazası ahalisinden 3 kişi, yolculuğa çıkıp, Bulanık tarafına giderken yol güzergahı olması nedeniyle Van Denizi'nin Tatvan Ahlat arası sahillerine tesadüf eder. Bunlardan birisi namaz kılmak için deniz kenarında bir yerde abdestini almaya başlar. Sıra ayaklarına gelip yıkamak için azıcık denize girer girmez deniz hayvanlarından biri derhal ayağına sarılıp kendisini denize çekmeye, bu ise bütün kuvvetiyle dışarı çıkmaya çabalar. Yalnız başına hayvanın tasallutundan kurtulamayacağını anlayınca feryat ile arkadaşlarından yardım ister. Arkadaşları güç hal ile bu şahsı denizden çıkarır ise de hücum eden hayvan zavallı adamın topuğundan dizine kadar sarılmıştır. Adamın feryadı göklere çıkar. Bütün çabalar sonuç vermeyince biçare adamın arkadaşları ateş yakarak hayvanın adamın ayağını bırakması için kuyruğunu ateşle yakarlar. Ateş tesiriyle hayvandan yürek tırmalayan çığlık ile heybet, kuvvet ve acıyla havaya fırlar. Ayağını kapmış olduğu adamı da beraber kaldırıp 20- 25 metre yükseğe çıktıktan sonra denize doğru inerek adamı da beraber alıp, götürür."
Van Gölü canavarının varlığına inandığını belirten Kali, "Öyle bir yaratığın olduğuna ben şahsen inanıyorum. Van Gölü'nde görgü tanıklarının geçmişte askeri, polisi, mülki idareden sporculardan, toplumun hemen hemen tüm katmanlarından böyle bir canavarın olduğunu gören ve tarif eden insanlar var. Van Gölü Canavarı siyah, hızlı yüzebilen zaman zaman ses çıkaran bir özelliğe sahip gölün farklı kıyılarında görülebilmekte. Van Gölü'nde çeşitli iddialar halen devam etmekte. Bir şeyin yokluğunu iddia etmek yerine onun varlığını araştırmak gerektiğine inanıyorum" diye konuştu. (DHA)