Günümüzde mide kanseri olanların oranı azalırken kolon kanser oranları artıyor. Artma nedenleri arasında ise stresin yanında; aşırı fast food, asitli içecek ve hazır paketli gıdalar tüketmek yer alıyor. European Journal of Clinical Nutritio’da yayınlanan araştırma makalesi ise kolon kanseri için önemli bir sonuç paylaştı. Bakliyat tüketiminin kalın bağırsak ve makat kanseri riskini düşürdüğüne dair sonuçlarını değerlendiren Medipol Mega Üniversite Hastanesinde Gastroentereloji Uzmanı Prof. Dr. Vedat Göral, Türk mutfağında sofraların ana yemeği olan baklagillerden son zamanlarda uzaklaşıldığını bu durumun da bağırsak sağlığını bozduğunu söyledi.
Araştırma hakkında konuşan Prof. Dr. Göral, “Haftada 1 bakliyat yediğinizde yüzde 26, haftada 2 kez yediğinizde ise yüzde 35 civarında kalın bağırsak ve makat kanseri olma riskiniz azalıyor. Azalmasının nedeni ise bakliyatta flavenoit adı verilen birtakım maddeler var. Bunlar anti-kanserojen, etki yapıyor. Yani kanserden koruyucu maddeler. Dolayısıyla bu maddeleri çok tüketmek hem kanser hücrelerinin büyümesini hem de kanserin oluşması ve gelişmesini engelliyor” açıklamasını yaptı.
Bakliyatın haftada 3 kez de tüketilebileceğine değinen Prof. Dr. Göral, “Bakliyatın faydasının bir diğer sebebi de içeriğindeki liflerdir. Çok fazla lif içerdikleri için kalın bağırsak kanserini önlemede avantaj sağlıyor. Çünkü lifli gıdaları az tüketirsek bağırsaktaki kanserojenlere daha fazla etkili oluyor. Çok fazla lif tükettiğimizde bağırsakta çok fazla lif olduğu için bağırsaklarımızı kanserojen maddelerden koruyoruz” dedi.
Her türlü bakliyatın kanser önleyici etkisi olduğunun altını çizen Prof. Dr. Göral, “Kuru fasulye aslında halkımızın çok sevdiği bir besin. Kuru fasulye, buğdaydan yapılan ürünler, nohut ve diğer bakliyat çeşitleri bu konuda çok başarılıdır. Bir porsiyon 100 gram olabilir. Pişirme yöntemi de normalde bakliyat yemeklerini nasıl yapıyorsak öyle yapalım. Kuru bakliyattaki vitaminler zaten sıvıya karıştığı için pişirme yöntemi herhangi olumsuzluk oluşturmaz” açıklaması yaptı.
Son zamanlarda sıfır glüten diyetlerin oldukça popüler olduğunu belirten Prof. Dr. Vedat Göral ayrıca şu uyarılarda bulundu:
“Bu zararlı bir yöntemdir. Çok da yanlış. Glütensiz diyeti iki durumda kullanıyoruz. Biri çölyak hastalığıdır. Glüten hastalığında bir de buğday hassasiyeti var. Çünkü buğdayda da birçok proteinler, vitaminler var. Dolayısıyla bazen glütensiz beslenmeyle ileride birtakım olumsuzluklar ortaya çıkabiliyor. Her şeyden düzenli, az az da olsa yemek gerekiyor.”
Son olarak kanserden korunmak için önerilerde de bulunan Prof. Dr. Göral,” Her gün düzenli yürüyüş yapmak bile yüzde 8-10 kalın bağırsak kanserini önleyebilir. Yani kalın bağırsak kanseri aslında önlenebilen bir hastalıktır. Stresi yönetmek ve her şeyi yemek lazım. Rastgele antibiyotik kullanmamalısınız. Çünkü bağırsak mikrobiyotasını bozuyoruz. İyi bakterileri öldürüyoruz, kötü bakteriler kalıyor. Bunlar da olumsuz etkiler meydana getirebiliyor. Rastgele ağrı kesici içmemek lazım. Yemekleri, yavaş yavaş ve iyice çiğnemeliyiz. Yemeğe zaman ayırmalıyız, keyif almalıyız” şeklinde konuştu.
İHA