Gaziantep’te okul harçlığını çıkarmak için müzisyenlik yapan ve bahşiş nedeniyle çıkan kavgada öldürülen İsmail Değirmenci’nin davasında yerel mahkeme 3 sanıktan birine 4 yıl 7 ay hapis cezası ve bin 740 TL para cezası verirken, ikincisine 3 ay 10 gün hapis cezası ve 740 lira cezası, üçüncüsüne ise 2 bin TL para cezası verdi. Bölge Mahkemesi tarafından da onaylanan karar Yargıtaya taşındı.
Gaziantep’te okul harçlığını çıkartmak için çalıştığı barda 6 Nisan 2018 tarihinde iş yeri müdürü ve 2 garsonun karıştığı kavgada dövülerek öldürülen Gaziantep Üniversitesi Konservatuar Bölümü öğrencisi İsmail Değirmenci’nin ölümüne ilişkin dava 8 ay sürdü. Gaziantep 11. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından 20 Aralık 2018 tarihinde olayla ilgili karar çıktı. Kararda Sanık Yusuf Başgüden’e İsmail Değirmenci’ye yönelik hakaretlerinden dolayı bin 740 lira para cezası verilmesine, cezanın 10 taksite bölünmesine, Başgüden hakkında İsmail Değirmenci’nin ölümüne sebebiyet verecek olacak şekilde yaralama suçundan ceza istense de eyleminin basit kasten yaralama suç kapsamında kalmasından dolayı 4 ay hapis cezasına çarptırılırken, cezanın 1/6 oranında azaltılarak 3 ay 10 güne düşürülmesi kararı verildi.
Sanıklardan Mehmet Dağ’a ise İsmail Değirmenci’ye hakaretinden dolayı bin 740 lira para cezası verilmesine, cezanın 10 taksite bölünmesine, Dağ hakkında ölüme sebebiyet verecek şekilde yaralama suçundan dava açılmış olsa da otopsi raporuna göre ölümün kalp krizi nedeniyle gerçekleştiğinin belirtildiği gerekçesiyle taksirle bir kişinin ölümüne neden olma suçundan 5 yıl 6 ay hapis cezası verilmesine, cezanın 1/6 oranında indirilerek 4 yıl 7 ay hapisle cezalandırılmasına karar verildi. Sanık Mehmet Atar’ın ölüme sebebiyet verecek şekilde yaralama suçundan beraatine, kasten yaralama suçundan 100 gün karşılığı adli para cezası verilmesine bu cezanın 2 bin lira olup 10 taksite bölünmesine karar verildi.
Karar, Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1’inci Ceza Dairesi tarafından 11.10.2019 tarihinde onaylanırken, kararın onaylanmasının ardından olay yargıya taşındı. Verilen cezaları ödül olarak nitelendiren Değirmenci ailesinin avukatı Nesrin Tuncel, otopsi raporunun çelişki olduğunu belirterek, Yargıtayın adalet hislerini tekrar tesis edecek bir karar vermesini beklediğini dile getirdi. İddianamede iddia makamının mütalaası, bilirkişi ile otopsi raporu ve sanık beyanın yanı sıra tanık beyanlarının da yer aldığı davayla ilgili ise Yargıtaydan karar bekleniyor.
“Abi benim nefesim tükendi”
Olayın gerekçeli kararında yer alan ifadelerde ise Başgüden’le tartışan İsmail’i ayırmaya çalıştığını belirten Mehmet Dağ, İsmail’i tutmaya çalıştığını ancak İsmail’in onu iterek yüzüne tekme attığını söyledi. O esnada İsmail’in dışarıya doğru kaçtığını aktaran Dağ, “Ben de onun peşinden gittim. İş yerinin etrafında onu kovaladım. Yakaladığım yerde aramızda kavga çıktı. Kavga esnasında vale yanımıza geldi. İsmail bana ‘Abi benim nefesim tükendi beni burada bırakın’ deyince ben de onu bırakıp mekana döndüm” dedi.
"Duvarın kenarına attım"
Tanık Ayşe Deniz Yaman ise ifadesinde kulise geçtiği esnada bağırma sesleri duyduğunu belirtti. Daha önceden sahneye atılan paralar ile İsmail’e ikram edilen alkolden dolayı garsonlarla aralarında tartışma yaşandığını anlatan Yaman, “Kulisten çıktığımda koridorda kavga yaşanıyordu. Yusuf’un İsmail’e vurduğunu gördüm. Aralarına girmeye çalıştım. İsmail mekandan dışarıya çıkınca ben de dışarıya çıktım. O esnada Mehmet Dağ da oradaydı. Bana hitaben ‘Arkadaşınızı öldürdüm. Duvarın kenarına attım’ şeklinde sözler söyledi. Hemen İsmail’in yanına gittik Yerde yatıyordu. Bize nefes alamadığını söylüyordu. Hemen onu hastaneye götürdük” diye konuştu.
Öldüresiye darp kamerada
Mekanda çıkan arbede sonucunda maktulün baş ve vücudunun çeşitli yerlerinden yara aldığı belirtilen kararda, “Maktulün fırsat bularak mekandan kaçtığı, iş yeri dışından temin edilen kamera görüntülerinde sanık Dağ’ın maktulü uzun süre kovaladığı, bir süre sonra yere düşen maktule defalarca kez tekme, yumruk atmak suretiyle vurduğu, hatta tanık Seydi’nin maktulü kaldırıp götürdüğü esnada bile eylemine devam ettiği tespit edilmiştir” ifadelerine yer verildi.
"Olayla ölüm arasında tıbben bağ var"
Gaziantep Adli Tıp Kurumunun hazırladığı otopsi raporunda kişide tespit edilen travmatik değişimlerin tek başına ölüm meydana getirebilecek nitelikte olmadıkları, kişinin ölümünün maruz kaldığı tartışma olayının efor ve stresinin tetiklediği, ani kardiyak ölüm sonucu meydana gelmiş olduğu, olayla ölüm arasında tıbben illiyet bağının bulunulduğu belirtildiği kararda aktarıldı.
"Otopsi raporu çelişkili"
Değirmenci ailesinin avukatı Nesrin Tuncel karara itiraz ederek kararı istinaf mahkemesine taşıdı. Otopsi raporuna kalpte bulunan koroner arterlerin açık oluşunun yazılıp ardından ölüm nedeni olarak efor ve strese bağlı kalp krizinin gösterilmesinin çelişkili olduğuna dilekçesinde dikkat çeken Tuncel, “Çünkü tıbben kalp krizi, koroner arterler kriz durumunda daralmış veya tıkanmış bir görünüm arz eder. Bu nedenle bu raporu kabul etmek mümkün değildir. Midede biriken kanlı sıvının incelenmemesi büyük eksikliktir. Tiroid kartilajdaki yoğun kanama, midedeki kanlı muhteva ile birlikte değerlendirildiğinde iki durumdan söz edilebilir. Ya kartilajdaki kanam sonucunda soluk, yemek boruları tıkanarak solunum durmuştur ya da mideye alınan bir darbe sonucu mide kanaması geçirilmiştir. Ölüm sebebinin doğru bir biçimde saptanarak dikkate alınması durumunda oluşan suçun kasten öldürme suçu olduğu kabul edilmesi gerekir” ifadelerini kullandı.
"Tıbben bağ var ama ceza hukuku açısından siz karar verin"
Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ağır Ceza Dairesinin talebi üzerine Adli Tıp Kurumu 1. İhtisas Dairesinin hazırladığı otopsi raporunda ise kişide tespit edilen tespit edilen travmatik değişimlerin tek başına ölüm meydana getirebilecek nitelikte olmadığı belirtilerek, “Kişinin ölümünün maruz kaldığı tartışma olayının efor ve stresinin tetiklediği, ani kardiyak ölüm sonucu meydana gelmiş olduğu, olayla ölüm arasında tıbben illiyet bağı bulunduğu ancak ceza hukuku açısından illiyet bağı olup olmadığı hususunun adli tahkikatla tarafınızla değerlendirmenizin uygun olacağına karar verildi” denildi.
Tuncel’in yerel mahkemenin verdiği karara karşı istinaf talebini kabul eden Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 1. Ağır Ceza Dairesi tekrardan duruşmalı olarak yargılama kararı aldı. 4 duruşmalık yargılama sonucunda 1. Ağır Ceza Dairesi yerel mahkemenin verdiği kararın usule ve hukuka uygun olduğuna karar verdi. Tuncel ise 1. Ağır Ceza Dairesinin verdiği kararı usule ve hukuka uygun olmadığı gerekçesiyle Yargıtay’a taşıdı.
“Sanıklara ödül gibi cezalar verildi”
Yargı sürecini İhlas Haber Ajansı’na (İHA) değerlendiren Avukat Nesrin Tuncel, ailenin avukatı olarak adaletin yerini bulması için çok çaba sarf ettiğini aktardı. Davanın istedikleri gibi sonuçlanmadığının altını çizen Tuncel, “Sanıklara adeta ödül gibi cezalar verildi. Hatta bazı sanıklar da beraat ettirildi. Mehmet Dağ gelen adli tıp kurumu raporu doğrultusunda taksirle ölüme sebebiyet vermekten dolayı 4 yıl 7 ay hapis cezasına çarptırıldı. Hakaretten dolayı 1740 lira adli para cezası verildi. Bu da 10 taksite bölündü. Birisi hakkında basit tıbbi müdahale ile giderilecek şekilde yaralamaya sebep olmaktan küfür ve hakaretlerden dolayı para cezası verildi. O da aynı şekilde 10 taksite bölündü. Tabi yerel mahkemenin verdiği karar hem oluşa uymadığı hem de vicdanımızı yaraladığı için biz kararı istinafa taşıdık. Çünkü İsmail Değirmenci cinayeti kamuoyu tarafından takip edildi. Kamuoyuna mal oldu. Kamuoyu ısrarla İsmail’in davasında çıkacak sonuca odaklandı. Ancak adalet hislerimizi tatmin edecek bir karar çıkmadı” dedi.
“Otopsi raporunu hazırlayan heyette çocuk uzmanı var kardiyolog yok”
Adli Tıp İhtisas Dairesinin otopsi raporunu hazırlayan heyette kardiyolog bulunmadığını sözlerine ekleyen Tuncel, heyette çocuk uzmanının bulunup kardiyolog bulunmamasına şaşırdıklarını kaydetti. Otopsi raporunu tekrardan kalp krizine olan çelişkinin giderilmesi için talep ettiklerini aktaran Tuncel, “İhtisas dairesi yerel otopsi ve bilirkişi raporlarından yola çıkarak gayet ciddiyetten uzak, bizim itirazlarımızı incelemeden kopyala yapıştır tarzında bir otopsi raporu oluşturmuştur. Bizim itirazlarımız otopsi raporunda maktulün midesinde 330 cc’lik kanlı sıvının olduğu, kanlı sıvıyla midenin dolu olmasının, aynı şekilde yemek ve soluk borusunun ve ağızdan taşacak şekilde kanla dolu olmasının ölüme sebebiyet verme ihtimalinin değerlendirilmemiş olmasıydı. Otopside kalpte yapılan inceleme koroner arterlerin açık olduğu yazıyordu. Aslında koroner arterler açık ise kalp krizi sonucu ölmediğini gösterir. Çünkü kalp krizi geçiren bir kişinin koroner arterleri büzüşmüş olması gerekir. Ama otopsi raporu kroner arterlerin açık olduğunu gösteriyor” diye ekledi.
“Bu emsal bir davadır”
Tatmin eden bir otopsi raporunun sunulmadığını ifade eden Tuncel, “Oysa dosyada mevcut görüntü kayıtları incelendiğinde sanıkların ısrarla gerek mekan içerisinde gerekse mekanın dışında maktulü takip ettikleri ve hep birlikte dövdükleri açıktır. Maktulü karşı koyamayacak ve soluk alamayacak hale getirinceye kadar dövüyorlar. Hepsinin ölümde katkıları olmasına rağmen sadece dikkatsizlik ve tedbirsizlik yoluyla ölüme sebep olmaktan verilen bir ceza kesinlikle oluşa uymamaktadır. O nedenle biz 1’nci Ceza Dairesinin verdiği kararı Yargıtay’a taşıdık. Umuyoruz ki Yargıtay olaya, oluşa ilişkin adalet hislerimizi tekrar tesis edecek bir doğru karar verir. Çünkü İsmail çok gençti. İsmail’in başına gelen bugün gece eğlence mekanlarında çalışan, ekmeğini bu yolda kazanan birçok kişinin başına gelebilir. O nedenle bu emsal bir davadır. Bu dosyaya kamuoyunun sahip çıkması gerekir” diye konuştu.
Olayın geçmişi
Gaziantep’te 6 Nisan 2018 günü meydana gelen olayda, Gaziantep Üniversitesi Konservatuvar Bölümünde okuyan ve aynı zamanda bir barda darbuka çalan İsmail Değirmenci (25) öldürülmüştü. Mücahitler Mahallesi’ndeki bir bar çıkışında gece yarısı meydana gelen olayda, okul harçlığını kazanmak için gece kulübünde çalışan Değirmenci ile garsonlar arasında yaşanan kavga ölümle son bulmuştu. Olayın ardından hastaneye kaldırılan Değirmenci hayatını kaybederken, polis tarafından gözaltına alınan işletme müdürü Yusuf Başgüden ile garsonlar Mehmet Dağ ve Mehmet Atar tutuklanmıştı.