Sivas'ın Yıldızeli ilçesi'nde kesilen bir ağacın gövdesinin içerisinden çıkan, dinozora ait olduğu iddia edilen kemik kalıntılarının bir yavru kediye ait olduğu tespit edildi.
Yoksa dinozor iskeleti mi?
Çaycuma ilçesi Geriş köyünde bahçede kedilerin bir şeyle uğraştığını fark eden aile, gördüğü karşısında şoka uğradı.
Yaklaşık bir metre boyunda ve ayakları olan hayvan iskeleti, köy halkı tarafından 'dinozor' olarak tanımlanıyor.
Çevre köylerden vatandaşlar da henüz tanımlanamayan hayvan iskeletini merak ederek Geriş köyüne akın ediyor. Köy kahvesinde masanın üzerine konulan iskeleti inceleyerek fotoğrafını çekerek sosyal medyada yaydı. Kısa sürede büyük ilgi gören fotoğraf merak konusu oldu.
İSKELET KALINTISI ŞAŞKINA ÇEVİRDİ! YOKSA DİNOZOR MU?
Sivas'ın Yıldızeli ilçesinde geçtiğimiz yıl kesilen asırlık bir ağacın gövdesinde bulunan, tanımlanamayan bir canlıya ait iskelet kalıntısı şaşkınlığa neden olmuştu. Ağacın iç gövdesinden çıkan kalıntıların dinozor fosili olduğu iddia edilmişti. Cumhuriyet Üniversitesi tarafından yapılan incelemede, kalıntının fosil olmadığı ve bir kediye ait olduğu ortaya çıktı.
Ağaç kovuğunda sıkışan bir yavru kedinin ağacın gelişmesi ile ağacın gövdesi ile bütünleştiği tahmin ediliyor.
Konuyla ilgili açıklama yapan Cumhuriyet Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Antropoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fadime Suata Alparslan, kalıntının fosil olmadığını belirtip, "Yıldızeli ilçesi Kavakdere köyünde 500 yıllık bir ağaç kovuğunda fosil bulunduğu söylentileri ulusal basında da büyük bir yankı uyandırdı. Bilim camiasında da biz bilim adamlarını heyecanlandırdı. Bu durum üzerine birçok yerden telefon geldi, bu fosilin ne olduğunu üzerine sorular soruldu. Canlıyı bulan vatandaş bize getirdiğinde gerekli anatomik incelemeleri yaptığımızda bunun bir fosil olmadığını kendisine ilettik. Bulunan canlının fosil değil karnivora takımı olarak canlılar aleminde sınıflandırılan bir kedi yavrusu. Kediye ait bir örnek olduğunu tespit ettik. Muhtemelen bu ağaç içerisine anne kedi yavruladı, daha sonra yiyecek sıkıntısı çeken yavru kedi orada öldü ve orada kurudu" dedi.
BİLİM İNSANLARINI DA HEYECANLANDIRMIŞTI
Alparslan, dinozor fosili bulundu şeklindeki söylentilerin bilim insanlarını da heyecanlandığını ifade edip, "Yaptığımız incelemelerde kedinin yumuşak dokusunun hatta tüylerinin dahi üzerinde bulunduğunu gördük. İnsanlar arasında dinozor bulundu şeklinde telefonlar geldi. İnsanlarda çok fazla heyecan uyandırdı. Bir canlının fosilleşebilmesi için çok özel şartların olması gerekir fosilleşme olayı öyle kolay gerçekleşebilecek bir olay değil. 500 yıllık gibi bir şey değil milyonlarca yılın geçmesi gerekir. Bizde heyecanlandık basından takip etmeye çalıştık ama örnek elimize gelince son noktayı koydu. Hayvanın doku analizine baktığımızda en fazla 20 -30 gün orada kalma süresi mevcut. Çünkü tüyleri vardı ve henüz daha yeni vücut derisi kurumaya başlamıştı. Bu canlıyı dişleri ve anatomik yapısı ile tanımladık" şeklinde konuştu.
DİNOZORA BENZİYOR!
Hindistan'da terk edilmiş eski bir tren istasyonunda, kemiklerinde hâlâ et kalıntısı bulunan ve dinozora benzeyen canlı yaratık kalıntısı bulundu.
KEMİKLERİNDE HALA ET KALINTISI VAR!
Kuyruk uzunluğu dahil 2 metre 29 santim uzunluğunda ve yaklaşık 30 santimetre boyundaki hayvanın kuyruğu ve etlerinin hâlâ tam çürümemiş olması dikkat çekti.
LABORATUVARDA İNCELENECEK
Yaratığın cinsinin belirlenmesi için laboratuvarda inceleme yapılacak ve yaşının belirlenmesi için karbon testi gündeme gelecek.
BİLİM ADAMLARINDAN AÇIKLAMA GELDİ
Yerel basın mensupları konuya büyük ilgi gösterip yaratığın dinozor olabileceğini iddia ederken, bilim adamları "Dinozor olması imkansız. Muhtemelen mutasyona uğramış veya bir sebeple genetiği bozulmuş davar cinsi olabilir" diyorlar.
Çürümeye başlamış olmasına rağmen kısmen etleri kemiklerin üzerinde bulunan ceset, Hindistan'ın Uttarkand eyaletinin Jaspur kentinde 35 yıldır kullanılmayan istasyonunu temizleyen bir elektrikçi tarafından fark edildi.
DİNOZORLARIN NESLİ 65 MİLYON YIL ÖNCE TÜKLENMİŞ
Bulunan ceset küçük bir dinozoru andırmakla birlikte, 65 milyon yıl önce soyu tükenmiş dinozorlardan bir ferdinin bu şekilde bulunması mantıken mümkün değil. Hint Orman Servisi korucularından Dr. Parag Madhukar Dhakate; "Bilimsel araştırmalar sonuçlanıncaya kadar bir şey söylemek doğru değil. Evet şeklen dinozora benziyor, ancak tüm testler bitene kadar bunu iddia edemeyiz" dedi.
"Bana sorarsanız, keçigillerden bir hayvanın genetik olarak bozulmuş bir türü olabilir" diyen Şimdililk ortada çözülmemişbir gizem var. Kumaun Üniversitesi'ndeki paleontolog Bahadur Kotlia'ya incelemesi için bir numune gönderildi. Onun sonuçları gerçeği gösterecektir" açıklamasında bulundu.
Delhi Üniversitesi Paleontoloji bölümünde doktora öğrencisi Aaryan Kumar; " Gazetecilerin heyecanını makul karşılıyorum ama bir dinozor iskeletinin bu kadar uzun süre korunmuş olması imkansız. Yumurtadan çıkan dinozorların soyu 65 milyon yıl önce tükenmiştir. Şeklen iki ayaklı etçililer dinozorların alt tabakasından theropodlara benzemekte. Fakat bir dinozor iskeleti, fosilleşmeden milyonlarca yıl bu halde kalamaz. Böyle bulunamadı.Mantığımızı çok zorlarsak, en makul yol, kimyasalla korunmuş olmasından söz edebiliriz. Ama öyle olsaydı da buraya nasıl geldiği sorusu cevapsız kalırdı.
Teopod türü küçük dinozor ailesine benzetilen hayvan cesedinin boyları yaklaşık 28 cm santimetre olan "Deinonychus, Coelophysis ve Dromaeosauruslara benzediği idida ediliyor.
DİNOZORLARIN SOYU NASIL TÜKENDİ?
İngiliz BBC kanalı tarafından yayımlanan ve dünyanın dört bir tarafından uzmanların hazırladığı belgesel 66 milyon yıl önce dinozor soyunun nasıl tükendiğini ortaya koydu.
'SADECE 30 SANİYELİK BİR FARK'
Dinozorların soyunu 66 milyon yıl önce sadece 30 saniyelik bir farkla yok olduğu ortaya çıktı.
BBC'nin yaptığı belgeselde konuşan uzmanlar, dinozorların yok olmasına neden olan 15 kilometre çapındaki asteroidin saatte 40 bin kilometre hızla dünyaya çarptığını, düştüğü noktanın da okyanusun kıyısı olduğunu saptadı.
Meksika Körfezinden alınan taş örneklerinden edinilen bilgiye göre Hiroşima'ya atılan bombadan 10 milyar kat büyük olan çarpmanın etkisiyle tüm dünyayı kaplayan sülfür güneşi engelleyerek karanlık çağın başlamasına neden oldu.
Uzmanlar asteroidin 30 saniye öncesinde veya sonrasında düşmesi durumunda derin okyanusa isabet edeceği ve dinozor neslinin de kurtulabileceği öngörüsünde bulundular.
Araştırmada görevli Teksas Üniversitesi profesörlerinden Joanna Morgan, 100 milyar ton sülfürün çarpma sonucu açığa çıktığını belirlerken, bu durumun dünyanın karanlık çağa girmesini sağladığını açıkladı.