GAP Turuna Çıkanların Kalori Hesabı Yapmadan Uğraması Gereken 14 Lezzet Noktası

Her açıdan bereket dolu GAP yolculuğunuzu Urfa’dan başlatabilirsiniz. Urfa’ya gittiğinizde ilk görmeniz gereken yerlerden birisi Eski Urfa Kalesi'dir. Kalenin tepesine çıkabilir, tarihi ayaklarınızın altına alabilirsiniz. Karnınız biraz acıkmaya başlayınca soluğu doğruca çarşının içindeki Gümrük Han’da almalısınız. Bu han Osmanlı’dan kalma iki katlı bir ticaret merkezi.

Gümrük Han’da Ciğerci Mustafa’da ciğer kebabı, yanında da salata ve yayık ayranı içmeniz şart. Eğer rica ederseniz size taze lahmacun bile yapıyorlar. Eğer kahve seviyorsanız mutlaka mırra denemeniz gerek! Biraz acı ancak eşsiz bir lezzet!

Urfaya geldiyseniz Sıra Gecesine katılmanız farzdır! Manici Otel’de Urfa’nın en iyi sıra geceleri yapılıyor. Üç saat boyunca geleneksel ezgiler ve türküler eşliğinde harika bir deneyim yaşıyorsunuz. En güzel en hakiki mezeler ve kebaplar burada servis ediliyor. Bunun yanı sıra, normalde sıra gecelerinde alkol bulamazken size alkol de veriyorlar.

Biraz gezindikten sonra eğer açık havadan karnınız zil çalmaya başladıysa Gülhan Restoran, Atatürk Bulvarı, Tatlı Sokak olmanız gereken tek adres.
Urfa’nın yöresel sofrasını midenizle tanıştıran Gülhan Restoran, Urfa’da lahmacunun ve şıllık tatlısının en lezzetli yapıldığı yerlerden biri aynı zamanda.

Baktınız hala doymadınız ve tatlı aşeriyorsunuz o halde hemen soluğu Edessa’ da alın. Bu küçük dükkanın mermer tezgahında hayatınızda yiyebileceğiniz en güzel künefeler yapılıyor. İki kat tel kadayıf arasına, tuzsuz peynir konularak fırınlanan künefeler normalin aksine üçgen kesiliyor, üzeri dövülmüş Antep fıstıklarıyla kaplanıyor.
Son olarak hala yeriniz kaldıysa Ballı dondurması ile Türkiye’de bir ilke imza atan Bedih Usta’nın dondurmasından yemeden Urfa’dan dönmeyin!

Gaziantep’te gün epey erken başlıyor. Aslında hem erken hem de bir nevi ağır diyebiliriz. Antep’liler kahvaltıda beyran çorbası, cartlak (ciğer) kebabı ve kavurması, katmer tatlısı gibi yemekler ile başlıyor.
Gaziantep’in en meşhur beyran çorbacısı ise Almacı pazarı arkasında Metanet Lokantası. Bir diğer yer ise Aşina Restoran ve Sakıp Usta. Buralar hem esnaf lokantası hem de her daim kahvaltıya açık.

Antepli’ler söylediğimiz gibi güne sabah 5:00-7:00 arası başlıyor. Ve başladıkları gibi ne yiyorlar dersiniz? Ciğer kebabı ve ciğer kavurması! Eğer bu saatler arası uyanmaya razıysanız mutlaka Ali Haydar Usta ya da Ciğerci Mustafa'da bunlardan deneyin.

Midesine düşkün oldukları kadar tarihine de düşkün olanlar mutlaka Emine Göğüş Mutfak Müzesini gezmeden Antep turunu bitirmesin deriz.

Antep’i tatlı hatırlamak isteyenler ise katmerin Gaziantep’teki en meşhur adresi Zekeriya Usta’ya uğramalı. Eski çarşı içinde daracık bir sokakta olan bu restoran sabahtan akşama kadar binlerce turist ağırlıyor.

Son olarak gelelim yemek dendiğinde ağırlığını ortaya koyan Antakya’ya. Antakya’nın doğal ve tarihi güzelliklerini içinize çektikten sonra hemen Sultan Sofrası’na uğrayın. 1990’dan beri tarihi bir taş evde hizmet veren restoran, yoğurt aşı çorbası, üzeri kıyma ve soğanlı Kaytaz böreği, baklava yufkasında etli börek Sermiseki ile meşhur. Bir diğer meşhur restoran ise: Sveyka Restoran. Arapça ‘küçük çarşı’ anlamına gelen ‘Sveyka’ Kurtuluş Caddesi üzerinde, Sarımiye Camii çaprazında tarihi bir binada yer alıyor. Antakya ve Halep mutfağına özgü etli aşuri maklube, firik pilavı, Şam oruğu, sucuk böreği gibi lezzetleri denemeniz gereken tek adres burası.

Seyahati tatlı bitirmek isteyenler ise Uzun Çarşının içinde bir çınar ağacının altında köz ateşte pişirilen künefenin yapıldığı Çınaraltı Yusuf Usta’ya uğrayabilir ve rejimden önce son bir künefenin tadını çıkabilir.

Kaynak: gapturları, yolculukterapisi