GAPS diyetinin ortaya çıkış hikayesi şöyledir; 3 yaşındaki otizm hastası oğlunu tedavi etmek isteyen doktor Natasha Campbell’in uğraşları, oğlunun beslenmesinde yaptığı besin eliminasyonları sonucunda oluşturduğu bir disiplindir. Açık adı 'Gut and Psychology Syndrome' olan ve bağırsak florasına ve psikolojik duruma odaklanan bir sistemdir.
Bağırsaktaki faydalı bakteri sayısını artırmak ve bağışıklığı güçlü tutmak adına fermente besinlerin yoğun olduğu, karbonhidratların belirli düzeylerde kısıtlandığı, işlenmiş ve paketlenmiş ürünlerin diyette bulunmadığı katı kuralları olan bir diyettir. Aşamaları olduğundan ve düzenlilik gerektirdiğinden bilinçsizce uygulanmaması gerekir.
Özellikle otizm, depresyon, şizofreni, bipolar bozukluk, epilepsi, obsesif kompulsif bozukluk ve bazı durumlarda çölyak hastalıklarında uygulanması gereken tedavi etmeye yönelik bir diyettir.
Tüm bu tedavi edici ve bağırsakları destekleyici etkilerinin yanında disiplinli bir diyet olup kilo kaybı da sağladığından popülaritesi gittikçe artmıştır. Ancak esas kullanım alanı ve oluşumu hastalık odaklıdır.
Yaklaşık 6 aşamadan oluşan bu dönemde kişide fizyolojik iyileşmeler görülmeye başlanır. Genelde diyet başlangıçtaki iltihaplı bağırsak florasının temizlenmeye, bazen ishal ya da karın ağrısı ile kendini gösterme başladığı dönemdir. İshal ve karın ağrısı şiddetlenmedikçe normal karşılanır ve geçene kadar birinci aşama devam etmelidir. Kişinin tölerasyon durumuna göre besinler programına eklenir ya da çıkarılır.
Et suları, çorbalar ve bitki çayları ile başlanıp, aşama aşama diyete pişmiş sebzeler ve ızgara etlerin eklendiği bir süreç izlenir.
Bu dönem artık bağırsak florasının diyete alıştığı, ağrı ve ishallerin geçtiği, yaklaşık 2 yıl kadar devam etmesi gereken bir dönemdir. Artık pişirme yöntemleri ve porsiyonları belirlenmiştir. Fizyolojik iyileşmelerin yanında artık diyetin psikolojik duruma olan olumlu etkisi de kendini göstermektedir.
Giriş diyetine ek olarak güne başlangıç sirkeli ya da limonlu su ile taze sıkılmış meyve-sebze suları ile yapılır. Baklagil unlarından yapılan ekmek, kek gibi ürünler, buhar pişmiş sebze üzerine sızma zeytinyağı ve kefir yoğurt gibi besinler rahatlıkla tüketilebilir.
Bu aşama tıpkı giriş diyetinde olduğu gibi GAPS diyeti dışındaki besinlerin yavaş yavaş, kişinin bağırsağının tölerasyon durumuna göre tekrar beslenmeye eklenmesi ile diyeti sonlandırma dönemidir. Hastalığın tedaviye yanıtı kişiden kişiye değiştiği için diyetten çıkış dönemi de 3 ay ile 6 ay kadar sürebilmektedir. Bazı hastalarda semptomlar yine de devam etmekte, bazılarında hafiflemekte bazılarında da tamamen geçmektedir. Ancak diyet sonucunda daha temiz ve iltihapsız bir bağırsak florası mümkündür.
Bu evrede patates ve glutensiz tahıllar eklenmeye ve fizyolojik tepkiler gözlenmeye başlanır. Yavaş yavaş çavdar unu ve iyi kalite buğday unundan yapılan krep gibi unlu mamuller diyete eklenebilir.
Görüldüğü gibi GAPS diyetinin süreçleri normal beslenmeye göre farklılık göstermektedir. Avantajlarının yanında dezavantajları da vardır. İşlenmiş ürün tüketmemek, paketli ürünlerden kaçınmak, bağırsak florasını temizlemek, faydalı bakteri sayısını arttırmak, daha disiplinli beslenmek bu diyetin avantajlarındandır. Ancak unutulmaması gereken noktalardan birisi de porsiyon kontrolüdür. Örneğin yağlı tohum olarak kabul ettiğimiz fındık, badem, ceviz gibi besinler GAPS diyeti tarafından desteklenen besinlerdir. Ancak miktarı aşıldığında, 6-7 adet yerine 1 avuç dolusu tüketildiğinde kalori dengesi bozulmakta ve kalori artışının etkisi ile kilo artışına sebep olmaktadır.
Bilimsel olarak uzun dönemde çok fazla çalışmaya ihtiyaç duyulan bu yöntem kesinlikle bir uzman kontrolü olmadan uygulanmamalıdır. GAPS'ın uygulanması gereken durumlar dışında herhangi bir hastalık bulunmadan sadece kilo vermek için uygulanması için daha fazla araştırmaya ihtiyaç vardır.