Neredeyse sihirli olduğuna inanacağımız karbonatın bir faydası daha çıktı. Kahvenin içine şeker yerine çeyrek çay kaşığı karbonat koymak, kahvenin içindeki asit miktarını azaltıyor. İşin güzel yanı ise, kahvenin tadında herhangi bir değişiklik meydana gelmiyor. Kulağa inanılmaz gelen bu mucizenin arkasında ise tabii ki bilim var.
Asit oranı yüksek içecekler tüketilince hissedilen rahatsızlığın sebebi vücudun asit-baz dengesinin bozulmasıdır. Karbonat, yapısı sayesinde asidi etkisiz hale getiriyor ve asit kaynaklı rahatsızlıkları engelliyor.
Pek çok insan kahvenin asit oranını azaltmak için süt eklemeyi tercih etse de, bu son derece yanlış. Kahvenin içine eklenen süt, kahvenin asit oranının daha da yükselmesine sebep oluyor.
Brokoli: İçeriğindeki sülforafan adındaki anti-bakteriyel kimyasal sayesinde brokoli midedeki yanma ve diğer belirtileri azaltır. 2009 yılında yapılan bir araştırmada 8 hafta boyunca günde 1 bardak brokoli yiyen hastaların midelerindeki yanma, yemeyenlere göre gözle görülür oranda azalmış.
Yoğurt: Yoğurt, bağırsak florasını normale çevirmek ve midedeki asit- baz dengesini korumak için mutlaka tüketilmesi gereken yiyeceklerden birisi. Gastrit ve ülser hastaları az yağlı veya yağsız yoğurtları tercih etmeli. Sade yoğurt yemek pek de çekici gelmiyorsa, tatlandırmak için bal ekleyebilirsiniz.
Meyveler: Bazı meyveler gastrit ve ülser belirtilerinin artmasına sebep oluyorsa da, hepsi için aynı şeyi söylemek olanaksız. Gastrit ve ülser hastaları elma, muz, şeftali, kavun-karpuz, kivi ve üzümü rahatlıkla tüketebilirler.
Gastrit ve ülser hastaları yatmadan en az 2 saat önce yemek yemeyi bırakmalıdır. Dolu bir mideyle yatağa gitmek, gastrit ve ülser hastalarının zor bir gece geçireceği anlamına geliyor. Gün içerisinde, aralıklarla ufak öğünler yemek, midenin daha az yorulmasını sağlar ve asit seviyesinin yükselmesini önler.