GAZİANTEP (AA) - MEHMET AKİF PARLAK - Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütünün (UNESCO) gastronomi dalında "Yaratıcı şehirler ağı"na dahil ettiği Gaziantep mutfağının yemekleri, ramazanda iftar ve sahur sofralarında hem göze hem de mideye hitap ediyor.
Baklavası, fıstığı, fıstık ezmesi, katmeri, beyranı, yuvalaması, tırnaklı pidesi, lahmacunu, firiği ve zeytinyağı Türk Patent ve Marka Kurumundan coğrafi işaret tescili alan kent, bu anlamda Türkiye'nin öncü şehirleri arasında yer alıyor.
Türkiye'nin adeta "lezzet diyarı" olan Gaziantep'te vatandaşlar, iftar ve sahur sofralarında genellikle et ve hamur işi yemekler tercih ediyor.
Kentte faaliyet gösteren yemek ve tatlı işletmeleri, özellikle iftar ile sahur arasında adeta dolup taşıyor. İftar sofralarında "yuvalama" ile orucunu açan ve gecenin ilerleyen saatlerinde "beyran" sahurda ise "katmer" tüketen vatandaşlar, tatlı olarak da baklavayı tercih ediyor.
- Tarihi İpekyolu'nun lezzet durağı
Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Fatma Şahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kentin tarihi İpekyolu üzerinde yer aldığını, bundan dolayı da tarih boyunca avantajlı konumda olduğunu söyledi.
Daha önce Antep yemeklerini yiyen vatandaşların ramazanda kente geldiğini ve bu lezzetleri aynı sofrada tattığını belirten Şahin, bu durumun kendileri için büyük bir zenginlik olduğunu dile getirdi.
Yemek ve lezzet konusunda öncülüğü hiçbir ile kaptırmayacaklarını söyleyen Şahin, şöyle konuştu:
"Sofra birleştirir, sosyalleştirir ve büyük bir zenginliktir. Bizim elimizde ise yemek en büyük hazinemizdir. Şu an bütün dünya, gurme turizmi ve gastronomiden bahsediyor. Biz elimizde olan lezzetleri halkımıza sunmak için 6 ayrı yerde iftar sofrası kurduk. Ayın sonunda 300 bin kişiye iftar vermeyi hedefliyoruz. Bunu yaparken yerel mutfağın rengi, kokusu, acısı, tatlısı oruçtan çıkan birinin iftar sofrasını şenlendiriyor ve ağzımız tatlanıyor. Birbirinden lezzetli yemeklerimiz her zaman olduğu gibi yine ramazan sofralarına hem zenginlik hem de görsellik sunuyor."
Emine Göğüş Mutfak Müzesi Koordinatörü Dr. Ragıp Güzelbey de Gaziantep'in gurme turizmi konusunda Türkiye'nin parlayan yıldızı ve en büyük umudu olduğunu ifade etti.
Yöresel lezzetlerin her zaman aynı kalmadığını, vakit ilerledikçe ufak eklemelerin yapıldığını aktaran Güzelbey, şunları kaydetti:
"Genelde Gaziantep mutfağında mevsimlere değişken olarak yemek yapılırken ramazan ayının değişmeyenleri vardır. Yuvalama, sütlü zerde, kurabiyeler... Bunlar ramazan boyunca yapılır ve bayramda da misafire ikram ediliyor. Bazı yemeklerin yapılması bazen haftaları bulur. İmece usulüyle yapılır. Aynı sokakta yaşayan komşular bir araya gelirler ve bu lezzetleri ortaya çıkarırlar."
- "500'ün üzerinde yemek var"
Kent mutfağının tarihsel geçmişine değinen Güzelbey, Türkiye'de en çok tescilli ürünün Gaziantep'te bulunduğunu vurgulayarak, "Gaziantep mutfağı 6 bin yıllık ve daha da ötesine geçmişe sahip bir kültür mirasının eseridir. Öyle bir hale gelmiştir ki günümüzde 500'ün üzerinde yemek vardır. Buna rağmen halen insanları yemek kültürüne olan ilgileri nedeniyle 'Bu yemeklere başka neler ilave edebilirim?' diye arayışlar içerisindedir. Yemek, Gaziantep'te yaşamın en önemli bir parçası durumundadır." diye konuştu.
Kentte 17 yıldır kebap ustası olarak çalışan Ahmet Çadır ise iftar sofrasının kendileri için ayrı bir önemi olduğuna değindi.