GATA Onkoloji servisinde görevli Tabip Albay Prof. Dr. Fikret Arpacı'nın,Sağlık Bakanlığı Etik Kurulu izni olmadan kemik kanseri olan asker ve siviller üzerinde yeniilaçdenemesi yaptığı öne sürüldü. Hasta askerler üzerlerinde astlık üstlük ilişkisini kullanarak baskı kurduğu ve bu yolla deney onayı aldığı iddia edilen Arpacı, 1998'de başladığı çalışmaları 2005'te yazılı hale getirerek Cancer gibi uluslararası bilimsel dergilerde de yayınlattı.
**HASTALAR RİSKE ATILDI!**
Faz-1 olarak nitelendirilen alt düzeyde çalışmalarda kurum onayı yeterli olurken deneysel tedavi olarak nitelendirilen insan üzerinde yeni ilaç denemelerini kapsayan Faz-2'de ise Sağlık Bakanlığı'nın onayı gerekiyor. Arpacı'nın kemik kanseri tedavisini uygularken hastaları ciddi oranda riske atma potansiyeli taşıyan çalışmaları için Sağlık Bakanlığı Etik Kurulundan herhangi bir izin almadığı ileri sürüldü. Bazı basit çalışmalarda araştırmacının kendi hastanesinin etik kurulundan aldığı izin yeterli olurken faz II çalışmalarında deneklerin her türlü sağlık riskine karşı güvencede olması gerektiği vurgulandı. Hastaların yeni tedavi hakkında ayrıntılı olarak bilgilendirilmeleri gerekirken Arpacı'nın yan etkiler, ölüm riski, kısırlık yüzdesi gibi verileri hastalarla paylaşmadığı ve astlık üstlük durumunu kullanarak birçok askeri kobay yaptığı iddia edildi. Hastaların tamamının sigortalanıp, tedavi ve tetkik masraflarının araştırıcı tarafından karşılanması kurallarına da uymadığı ileri sürülen Arpacı'nın devletin imkanlarıyla hastaları riske attığı iddia edildi.
**İLAÇ DOZUYLA OYNANDI**
Fikret Arpacı'nın başka bir deneyde de kök hücre nakli uygulanacak olan hastalara normal ilaç dozundan daha düşük dozlarda ilaç verdiği ve onları riske attığı iddia edildi. Etik kurallara uymadığı ileri sürülen Arpacı'nın asker ve gencecik kızlardan oluşan yaklaşık 40 kişiyi denek olarak kullanılarak yüksek doz kemoterapi ve kök hücre nakli tedavisi yaptığı belirtildi. Maliyeti son derece yüksek olan kök hücre tedavisiyle devletin büyük zararlara uğratıldığı belirtilen çalışmayı, Prof. Dr. Arpacı'nın American Journal of Hematology dergisinde yayınlattığı ve çalışma için etik kurul onayı aldığı konusunda yalan beyanda bulunduğu ileri sürüldü.
Arpacı'nın ayrıca meme kanserli hastalara yüksek doz tedavi ve kemik iliğinden tümör hücrelerinin temizlenmesi gibi, yurt dışında dahi maliyet yüksekliği ve getirisi olmaması nedeniyle terk edildiği belirtilen bir yöntemi, hastaları gereksiz riske atarak ve devleti zarara uğratarak uyguladığı belirtildi. Arpacı'nın bu çalışma için GATA Etik Kurulu'ndan dahi etik uygunluk kararları almadığı ileri sürüldü.
**İNSANLIK SUÇUNA ZAMAN AŞIMI YOK**
TCK'nın 77. Maddesinde 'insanlığa karşı suçlar' başlığı altında 'bilimsel deneylere tabi kılma' da yer alıyor. Bu tarz suçlar için zaman aşımı işlemeyeceği vurgulanırken, bu suçu işleyen kişi için 8 yıldan az olmamak üzere hapis cezasının hükmolunacağı kanunda belirtiliyor. Yine TCK'nın 90. maddesinde de 'insan üzerinde deney' başlığı altında "Tanımlanan suçların bir tüzel kişinin faaliyeti çerçevesinde işlenmesi hâlinde, tüzel kişi hakkında bunlara özgü güvenlik tedbirlerine hükmolunur" ibaresi dikkat çekiyor.
**İŞTE HASTALARDAN SADECE BAZILARI**
1998 yılı itibariyle hastalardan bazıları şunlar: H.O., E.H., E.D.,Ö. S., F. K.,M.T., 1999 yılı itibariyle Z. D., Ç. G., M. A., K. İ., İ.K. 2002 yılı itibariyle ise şu isimler tespit edildi: M.Y, Ş.D., A.E., İ.T., F.K., O.A., Y.S., N.S., Y. K. , F. G. ve R. K.
**‘HASTALARIM İYİLEŞTİ’**
Prof. Dr. Fikret Arpacı ise iddiaları yalanladı. Her türlü etik kurullardan gerekli izinleri aldığını ileri süren Arpacı, "Hepsinin kendi izinleri var. Yüksek doz tedavi ile ilgili belgeleri dışarıya vermemiz yasak. Bunlar yalan, iftira. Biz o çalışmaları yapmışız ve daha sonra bunlar dünyanın en önemli dergilerinde yayımlanmış. Ödül verilmiş. Böyle kontrolsüz olsa olur mu? Orda 10 kişi bu çalışmayı yapmış ama bir kişinin ismini verip hedef göstermeye çalışıyorlar. Yazık, ayıp diyecek bir şey bulamıyorum. Emir komuta zinciri içerisinde yaptırdığımız iddiaları da asılsız. İnsanları karalıyorlar." dedi. Arpacı, kemik kanseri hastaların hepsinin bacağının kesilmesinin önlendiğini savundu.
BUGÜN