YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Gayr-i ahlaki algı operasyonu

Siyaseti dine alet etmek ne kadar yanlışsa, dinsizliği siyasete alet etmek te o kadar yanlıştır.

Yazmamaya karar vermiştim, yazmadan edemedim…

Bir gazetede Diyanet İşleri Başkanlığı makam aracı ile yayınlanan haber kıvılcım oldu.

Korktum, 17 Aralık darbe girişiminde dönemin Başbakanı’nı yalnız bırakanlar bugünde Mehmet Görmez hocamızı yalnız bırakırlar, sahip çıkmazlar, yedirirler diye korktum. “Sen sahip çıksan ne çıkmasan ne be adam” diyenler olabilir, olsun. Hz. İbrahim’in atıldığı ateşi söndürmeye giden karınca misali…

Siyaseti dine alet etmek ne kadar yanlışsa, dinsizliği siyasete alet etmek te o kadar yanlıştır. Yıllardır bu ülkede dindarların siyaset yapmasından duyulan rahatsızlık “dini siyasete alet etmeyin” şeklinde dile getirilir, dindar insanlar bu yafta ile makamdan uzak tutulurdu ama kimse kimseye “dinsizliği siyasete alet etmeyin” demezdi. Bu gün durum farklı, en azından farklı olmalı.

Siyasetle DİB makam aracının ne alakası var?

DİB hazmedilemiyor, son dönem icraatları birilerini rahatsız ediyor. Alışılagelmiş DİB sergilenmiyor. Etliye sütlüye karışmayan, güncel meselelere çözümler üretemeyen, halka uzak DİB yok artık. Mehmet Görmez hocamız içimizden biri, bize yakın.

DİB ve Hükümet arasındaki uyum, DİB’nın icraatlarını Hükümetin icraatları gibi algılamaya yetiyor. Hükümete muhalefet, DİB’na muhalefete dönüşüyor.

Bu meyanda DİB’e yapılan muhalefetin DİN’e yapılan muhalefet olduğunu düşünüyorum. Bu yolla dinsizliğin siyasete alet edildiği kanaatindeyim. DİB yıpratılarak, DİN yıpratılmaya çalışılıyor. Maalesef buna dindar olup hükümeti sevmeyenlerde alet olabiliyor.

Mesele makam aracı değil anlayacağınız, mesele Mehmet Görmez, mesele İslam. Her fırsatta dindarları hırsız göstermeye çalışan, milletimizi dindarlara düşman etmekle vazifeli ağızlar, DİB operasyonuna başlamışlar, sonu hayrola.

Bu haberlerin bu günlerde çıkmış olması sizce tesadüf mü? 17 Aralık darbe girişiminin yıldönümüne birkaç gün kaldı. O gün hükümeti hırsızlıkla suçlayanlar bu gün DİB’na aynı imada bulunuyorlar.

“Türkiye Diyanet Vakfı imkânlarıyla Sayın Diyanet İşleri Başkanına ve Başkanlık merkezindeki diğer yetkililere makam aracı alındığı iddiası asılsız ve mesnetsiz olduğu gibi, medya etiği açısından da iyi niyetten uzaktır.

Haberde yer verilen tüm araçlar, 2014 Yılı Merkezi Yönetim Bütçe Kanunuyla verilen izinlere ve Maliye Bakanlığının bilgisi dahilinde, Devlet Malzeme Ofisi tarafından gerçekleştirilen ihalelerle satın alınmış olup, satın alma bedelleri Devletin resmi belgelerinde saydam bir şekilde kayıtlıdır. Harcanan rakamlar bahsi geçen haberde yer verilen rakamların çok altındadır. Ayrıca harcamaların tamamı Türkiye Büyük Millet Meclisinin yanı sıra kamuoyunun denetimine de açıktır.

Türkiye Diyanet Vakfının son yıllara yaptığı etkin faaliyetlerle ülkemizde ve dünyada edindiği çok kıymetli ve saygın konumunun milletimizin vicdanında uyandırdığı derin heyecanın her geçen gün arttığı bir dönemde, çirkin ve gayr-ı ahlakî bir algı operasyonun bir parçası olarak tamamı bütçe kanunu ile sağlanan imkanlarla gerçekleştirilen harcamaları Diyanet Vakfıyla ilişkilendirmek, insaf ve hakkaniyetten uzaktır.”

Evet DİB Basın ve Halkla İlişkiler Müşavirliği’nin de ifade ettiği gibi ortada ÇİRKİN VE GAYR-İ AHLAKÎ BİR ALGI OPERASYONU var ve hedef Mehmet Görmez, dolayısıyla Başbakanımız ve Cumhurbaşkanımız. Ama yemeyiz, yedirtmeyiz yada en azından yazımın başında ifade ettiğim gibi karınca misali yedirtmeme azmindeyiz. 13.12.2014

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler