Torunlar GYO Yönetim Kurulu Başkanı ve Genel Müdürü Aziz Torun, "Sektörün sat-yap modelinden çıkıp daha uzun vadeli finansman imkanlarıyla projeler geliştirmesi lazım. Sektörün kurumsallaşması ve sermaye piyasasına girmesi gerekiyor. Dolayısıyla yeni enstrümanlar geliştirerek, belki ortaklıklar oluşturarak, yeni gayrimenkul sertifikalarıyla gayrimenkul sektörüne uzun vadeli finansman imkanları bulmak gerekiyor." dedi.
Torun, Uludağ Ekonomi Zirvesi'nde Akkök Holding İcra Kurulu Başkanı Ahmet Dördüncü'nün yönettiği "Gayrimenkulün Geleceği" konulu oturumda yaptığı konuşmada, gayrimenkul sektörünün sadece konut ve ofis değil, geniş yelpazede ele alınması gerektiğini söyledi.
Gayrimenkul sektörünün Türkiye için önemli olduğunu belirten Torun, şöyle devam etti:
"Gayrimenkul sektörü 200'e varan yan sektör ve 2 milyonu aşkın istihdam sağlıyor. Dolayısıyla sektörün bu anlamda kurumsallaşması gerekiyor. Yani sadece satıp, yapan bir sektör değil uzun vadeli yatırımların yapıldığı bir sektör olması gerekiyor ki o zaman daha kıymetli, değerli eserler ortaya çıkabilsin. Çünkü sadece bireysel yatırımcının aldığı bir ürün yaparsak o zaman çok sınırlı oluyor. Belki çok prestij yaptığımız binaları bir anlamda parçalayarak, küçük birimlere dönüştürüp satarak onun kıymetini düşürmüş oluyoruz. Onun için bankacılar bol ve uygun kredi imkanları tanımış olacak. Biz de bunlarla daha kalıcı, sürdürülebilir, başarılı eserler meydana getireceğiz. Sektörün sat-yap modelinden çıkıp daha uzun vadeli finansman imkanlarıyla projeler geliştirmesi lazım. Sektörün kurumsallaşması ve sermaye piyasasına girmesi gerekiyor. Dolayısıyla yeni enstrümanlar geliştirerek, belki ortaklıklar oluşturarak, yeni gayrimenkul sertifikalarıyla gayrimenkul sektörüne uzun vadeli finansman imkanları bulmak gerekiyor."
Torun, proje geliştirme ve yapım aşamasının uzun zaman aldığını dile getirerek, "Bu kadar uzun vadeli bir proje geliştirdikten sonra biz bunun satışının ya da kiralanmasının kısa zamanda gerçekleşmesini bekliyoruz. Çünkü finansman sıkıntımız var, sektörün zayıf karnı finansman modelleri. Satarak yapmak üzere birçok projelerle yola çıkıyoruz. Bir alışveriş merkezi ve otellerde bu kadar olmasa da konut ve ofislerde ağırlık böyle. Bundan sonraki en büyük tehdit de finansman maliyetlerinin yüksek olması." ifadelerini kullandı.
- "Kentsel dönüşüm yapılmak zorunda"
DKY İnşaat Yönetim Kurulu Başkanı Ali Dumankaya da gayrimenkulün Türkiye ekonomisinde lokomotif bir sektör olduğunu söyledi.
Geçen yıl 1 milyon 400 binden fazla konut satıldığına işaret eden Dumankaya, "Bunun yarıdan fazlası birinci el konutlar olarak gerçekleşti. Bankalardaki faiz oranları yükselmesine rağmen 2017 rekor yılı oldu ama her yıl bizden rekor beklemek haksızlık olur. Her yıl sektör rekor kıramaz." diye konuştu.
Bu yılın ocak ve şubat aylarında yüzde 3-5 seviyelerinde bir düşüşün olduğunu ifade eden Dumankaya, şunları kaydetti:
"Sektörün ihtiyacı hesaplandığı zaman TÜİK verilerine göre söylüyorum 600 bin kişi her yıl evleniyor. 125 bin kişi her yıl boşanıyor. Bunlar tabi ayrı evlere çıkıyor. 125 bin kişi de yurt dışından Türkiye'ye dönüş yapıyor. Toplam ihtiyaç 800 bin. Bizim karşılayabildiğimiz 600-650 bin. Her yıl 200 bine yakın açık var. 5 yıllık kalkınma planında devletimiz 4 milyon hedef koymuş, gerçekleşen 3 milyon. 1 milyon insana biz konut üretememişiz. Aslında bu bantta bizim maalesef finansman üretme adına A ve B gruplarına hitap etmemizden dolayı C ve D'ye yani orta ve alt gelir grubuna hitap edemiyoruz. Bizim buna çözüm üretmemiz gerekiyor. Katma değer üretecek farklı şeyler üretmemiz lazım. Bunlardan biri 'konut kredisi faizlerinin gelir vergisinden mahsubu' şeklinde gerçekten ihtiyacı olan bir kesime o imkanı tanımak ve hareketi sağlamak. O bir milyon insana biz bu konutu üretip verebilirsek bu anlamda çok daha hayırlı bereketli bir iş yapmış oluruz. Onların da kiradan kurtulmasını sağlayacak formüller üretmemiz lazım. Sadece bankalardan beklemekten ziyade farklı modeller geliştirmek gerekiyor."
Dumankaya, kentsel dönüşüme ilişkin olarak da şunları söyledi:
"Kentsel dönüşüm yapılmak zorunda. 20 milyon konutumuz var, 7 milyonunu değiştireceğiz. Son üç yılda 100'er bin gibi bir performans sergilemişiz. Çevre ve Şehircilik Bakanımız da 500 bine çıkarmak gibi bir hedeften bahsediyor. Yani 15 yılda anca toparlanacak bir süreç. Gayrimenkulün geleceğinde kentsel dönüşüm olmazsa olmaz. İstanbul gibi bir değer var elimizde, bu değeri dönüştürürken de alelade dönüştüremeyiz. Sadece apartman yıkıp apartman yaparak kentsel dönüşüm yapmamalıyız. Kentimize ihanet ediyoruz. Çünkü aynı yol, aynı meydan, aynı park ama yoğunluk artıyor. Bizim kentsel dönüşüme bir master plan çerçevesinde, çok daha makro ölçekte bakmamız lazım."