ANKARA (İHA) - Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, 5 bin sağlık personelinin alımıyla ilgili sürecin Sağlık Bakanlığı tarafından belirleneceğini söyledi.
2005 yılında kamuya 48 bin personel alınacağını, bunun 20 bininin Milli Eğitim Bakanlığı bünyesinde görev yapacağını kaydeden Çiçek, her bakanlığın kendi atama usulüne göre ihtiyacı olan personeli aldığını belirtti. Tek tip bir atama sistemi bulunmadığına işaret eden Çiçek, Sağlık Bakanlığı'nın personel alımını kendi mevzuatına göre yapacağını kaydetti.
Adalet Bakanı ve Hükümet Sözcüsü Cemil Çiçek, Bakanlar Kurulu toplantısından sonra yaptığı açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını cevapladı.
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti'nin TCK ile ilgili önerileri içeren bir dosyayı Adalet Bakanlığı'na gönderdiğinin hatırlatılması üzerine Çiçek, dosyada bazı önerilerin ve itirazların dile getirildiğine işaret ederek bu itirazların Avrupa hukukunda nasıl karşılık bulduğunu değerlendirmek üzere akademisyenlerin de içinde bulunduğu bir komisyon kurduklarını ifade etti. Konuyu incelediklerini kaydeden Çiçek, "Bizim bu tür düzenlemeleri yaparken kimsenin yazı yazma, söz söyleme özgürlüğünü kısıtlama niyetimiz yoktu. Bu demokrasiyi kısıtlamak olur. Yapılan düzenlemede bir art niyet aranmamalıdır. Sırf gazetecilere mahsus bir suç ihdas edilmiş değildir. TCK, suçları genel olarak tarif eder. Herhangi bir endişeye mahal yok. Gazetecileri peşinen suç işleyecek insanlarmış gibi göstermeye gerek yok" şeklinde konuştu.
Bölücü terör örgütü elebaşı Abdullah Öcalan'ın yeniden yargılanması konusunda Adalet Bakanlığı'nın bir hazırlığı bulunup bulunmadığı sorusu üzerine Çiçek, yürürlükteki mevzuat açısından Öcalan'ın yeniden yargılanmasına imkan verecek bir hüküm bulunmadığına işaret etti. Konunun şu anda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin önünde olduğunu kaydeden Çiçek, ilgili dairenin verdiği karara hem Türkiye'nin hem de karşı tarafın itiraz ettiğini hatırlatarak, o kararı görmek gerektiğini belirtti. Çiçek, bugünkü mevzuat açısından buna imkan gözükmediğini vurguladı.
Sosyal Güvenlik Reformu ile emeklilik yaşının yükselip yükselmeyeceği sorusu üzerine Çiçek, kimsenin kazanılmış haklarına dokunmak gibi bir şeyin söz konusu olmadığını söyledi. Böyle bir uygulamanın belki belli bir tarihten söz konusu olabileceğine işaret eden Çiçek, herkesin işe girdiği tarihteki uygulamadan faydalanacağını belirtti.
Nimet - külfet dengesinin nasıl sağlanacağı sorusu üzerine ise Çiçek, onun kendi içinde bir düzeni ve ayrıntılı dengeleme sistemi bulunduğunu belirtti. Çiçek, şöyle konuştu:
"Az prim ödeyip çok maaş alma gibi bir alışkanlığımız var. Devlet baba geleneği diyoruz da babanın cebinde de verecek bir şey kalmıyor. Emeklilik sisteminin özünde ne kadar ekmek o kadar köfte anlayışı var. Dolayısıyla şimdi hem az prim ödeyip hem de en üst dereceden maaş almak dünyanın hiçbir yerinde olan bir şey değil ama olabildiğince insanca yaşamayı temin edecek, kendi içinde bir kısım dengeleri olan bir tarasıdır."
Tasarı içinde çok sayıda geçici madde bulunduğuna işaret eden Çiçek, bu tür köklü düzenlemelerde bir geçiş sürecin ihtiyaç olduğunu anlattı. Çiçek, geçici düzenlemelerde bu dengelerin kurulmaya çalışıldığını ifade etti. Çiçek, nevruz kutlamaları sırasında bölücü örgüt lehine gösteriler yapıldığının ve güvenlik güçlerinin bunlara müdahale etmediğinin hatırlatılması üzerine şunları söyledi:
"Türkiye'nin problemi dışardan Türkiye'ye yöneltilen tenkitlerden kaynaklanmıyor. İçimizde sorumsuz diyebileceğimiz, nasıl bir toprakta, nasıl bir vatanda yaşadığının farkında olmayan, nelerin pahasına elde edilmiş bir devletin vatandaşı olduğunun gururunu, sevincini yüreğinde paylaşamayan bir kısım insanlar var. Bizi üzen, bizi sıkıntıya sokan bu insanlar, bunların beyanları, tavırları ve sorumsuz davranışlarıdır. Bunlara karşı vatandaşımız her zaman sağduyu ile tepkisini koymuştur ve bu insanları hiçbir zaman makul da karşılamamıştır. Biz de devlet olarak, hükümet olarak bunları anlayışla karşılayamayız. Zaten bu tavırları koyanlara karşı da güvenlik güçlerimiz büyük bir vatanseverlikle üzerlerine düşen görevi yapmışlardır. Ondan ötesini de Türkiye'deki bağımsız yargı yapacaktır. Bu noktada herhangi bir endişeye gerek yoktur. Geriye dönük olarak da bu tür sorumsuz insanlar çıkmıştır, çıkmaya da devam edecektir. Belki bütün mesele kendi insanımızı vatansever duygularla yetiştirmektir. Kendi benliğine, kendi tarihine, kendi devletine, kendi insanına karşı sorumluluk duygusu içinde insanları yetiştirmektir. Belki burada biraz eksikliğimiz var. Yasalar kesinlikle uygulanır."
Çiçek, Mersin'deki gösteride Türk bayrağının yere atılması olayında bir güvenlik görevlisinin bütün olumsuz şartlara rağmen üzerine düşeni yaptığını ve içişleri bakanının da görevini büyük bir vatanseverlik ve sorumluluk duygusu içinde yapan bu görevliyi ödüllendirdiğini açıkladı. Çiçek, İçişleri Bakanı Abdülkadir Aksu'nun bunu bugün kendisine söylediğini bildirdi. Bakan Çiçek, böyle vatansever kamu görevlilerine en büyük ödülü vatandaşın vereceğini, en azından teşekkür edeceğini vurguladı.
Çiçek, Sosyal Güvenlik Reformu ile ilgili takvimin sorulması üzerine tasarının bu yıl yasalaşacağını ifade etti. 2006 ve 2007'de devam eden bir takvimin bulunduğunu kaydeden Çiçek, bu takvimin işleyebilmesi için önce tasarının yasalaşması gerektiğini dile getirdi.