Gazetecilerin Yıpranma Hakkı Tbmm’ye Taşındı

Gazetecilerin yıpranma hakkının iadesi konusu TBMM’ye taşındı. CHP Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a, gazetecilerin emeklilik şartlarının iyileştirilip iyileştirilmeyeceğini sordu.

Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’ın cevaplaması talebiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi Başkanlığına yazılı soru önergesi veren Çanakkale Milletvekili Serdar Soydan, Arınç’a, yıpranma hakkı ve yerel basının meseleleriyle ilgili sorular yöneltti. Soydan, “Kamuoyunun daha özgür ve bağımsız haber almasını, aydınlanmasını sağlamanın en temel yolu, basın çalışanlarının, özellikle de yerel basında görev yapan gazetecilerin çalışma şartlarının ve özlük haklarının iyileştirilmesidir. Hiçbir güvenlik tedbiri olmadan kamuoyunu aydınlatmaya çalışan, zor şartlarda görev yapan gazeteciler daha fazla yıpranmakta, haber peşinde koşarken canından olmakta, yaralanmakta, cinayetlere kurban gitmektedir. 10 yıllık AK Parti hükumetleri döneminde basın çalışanları susturulmuş, cezaevlerine atılmış, özlük hakları geriye götürülmüş, zor şartlarda çalışmaya zorlanmışlardır. Yerel basın ekonomik güçlükler yüzünden tam bir çıkmazın içerisine düşmüş ve güç şartlar içerisinde mücadele vermektedir” dedi.

Soydan, TBMM Başkanlığına verdiği önergede, Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç’a şu soruları yöneltti: “2008 yılında AK Parti hükumeti tarafından ‘fiili hizmet süresi zammı’ yıpranma hakları ellerinden alınan basın iş kolunda çalışanların haklarının iade edilmesi ve çalışma şartlarındaki riskler ve güçlükler düşünülerek emeklilik şartlarının iyileştirilmesi konusunda çalışmalarınız var mıdır? Varsa neler yapmayı düşünüyorsunuz, çalışmalarınızı ne zaman tamamlayacaksınız? Yerel basının içerisinde bulunduğu ekonomik sıkıntıların çözümüne yönelik, yerel basının yaşatılması ve geliştirilmesi hakkında neler yapmayı düşünüyorsunuz? Yerel basının en önemli hayat kaynağı olan resmi ilanların artırılması ve gazete kağıdı temininde destek sağlanması konusunda yeni çalışmalar yapmayı düşünüyor musunuz?”