Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, "Gerçek anlamda hukukun üstünlüğünün benimsendiği ve uygulandığı bir ülke olmadıktan sonra Türkiye'nin gelişmiş bir ekonomi olması ya da ileri bir demokrasi olması da maalesef mümkün değil" dedi.
Babacan, Gaziantep Sanayi Odası (GSO) tarafından Şehitkamil Kültür Merkezi'nde düzenlenen "Gaziantep'in Yıldızları" ödül töreninde yaptığı konuşmada, önümüzdeki dönemde yapısal reformlara devam edeceklerini belirtti. Bunun demokratikleşme sürecinde sağlam bir şekilde devam etmesini desteklemek zorunda olduklarını kaydeden Babacan, "Çünkü ileri bir ekonomi, kalkınmış bir ülke, yüksek refah seviyesine ulaşan bir ülke olmak için mutlaka yüksek kalitede bir demokrasiye ihtiyacımız var" diye konuştu.
Türkiye'nin henüz o noktayı yakalayamadığını ifade eden Babacan, şunları söyledi:
"Henüz çok gerilerdeyiz. Çok işler yaptık, ama 'yaptığımız yeter', 'bu kadarı bizim için iyidir' dediğimiz anda gerilemeye başlarız. Hukukun üstünlüğü, Türkiye'de yargı reformunun gerçekleşmesi yine çok önemli bir kural. Gerçek anlamda hukukun üstünlüğünün benimsendiği ve uygulandığı bir ülke olmadıktan sonra Türkiye'nin gelişmiş bir ekonomi olması ya da ileri bir demokrasi olması da maalesef mümkün değil. Üçüncü yargı paketimizi tamamladık. Dördüncü paket için çalışılıyor. Ardından beşinci paket gelecek ve mahkeme üyelerimizin hızlı bir şekilde çalışması, güvenilir bir şekilde çalışabilmesi, tutarlı kararlar vermesi, ilerideki ekonomik yapımızın en önemli temellerinden birisini oluşturacak."
Bugünlerde Avrupa Birliği (AB) hakkında iyi konuşmanın "pek herkesin harcı" olmadığını vurgulayan Babacan, "Ya adamların haline bak, bizim halimize bak. 'Niye hala AB'nin peşinden koşuyoruz' diyenler, bize çok söylüyorlar. Ama asla aldanmamamız gerekiyor. Biz henüz AB'nin standartlarını ve demokrasi açısından, insan hakları açısından, temel öz güven açısından yakalayabilmiş değiliz" ifadelerini kulandı.
-"AB'nin standartları Türkiye için önemli"
AB standartların Türkiye için çok önemli olduğunu dile getiren Babacan, AB'nin raporlarının önemine değindi.
"Komisyon raporu var. Meclis raporu var. Bazen kızıyoruz, çöpe atıyoruz. 'Bu raporu tanımıyoruz' diyoruz ama işin sonunda bu raporlar Türkiye için önemli" diyen Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"İyi ya da kötü, doğru ya da yanlış bir dış değerlendirmeyi okumak, ya 'başka millet bizim için ne düşünüyor, nasıl değerlendiriyor' diye bunu ölçmek çok önemli. Ürettiğimiz ürünü, yaptığımız işleri piyasadan gelen bilgilerle desteklemezseniz, kendinize yeni yön vermezseniz, ürünlerinizde piyasadan, müşterilerden aldığınız bilgiye göre değişiklik yapmazsanız, bir süre sonra işleriniz çıkmaza girer. AB bunun için önemli. Bizim için geri besleme metodu. Yaptığımızın dışarıdan değerlendirmesini alıyoruz, okuyoruz. İşimize gelir gelmez, beğeniriz beğenmeyiz, severiz sevmeyiz, ama ısrarla ve inatla AB sürecini Türkiye'nin devam ettirmesi gerekiyor. Bu sürecin tıkanması da bizim elimizde. AB'nin bunu durdurma imkanı yok. Yavaşlatır, askıya alır ama bitiremez. Bitirmesi için 27 ülkenin konsensüs gerekiyor. Biz vazgeçtik dediğimiz an biter iş."
Babacan, Türkiye'nin AB sürecini tıkaması halinde ekonomi, demokrasi, temel haklar ve özgürlüklerde Türkiye'nin gerilemeye başladığının görülebileceğini ifade etti. AB sürecine hep birlikte sahip çıkıp, devam etmemiz gerektiğini dile getiren Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Avrupa'nın kriterlerine bakacağız. Yaptıklarına bakmayacağız. Kendi kriterlerine uysalardı zaten bu duruma düşmezlerdi. Maastricht Kriterleri 'yüzde 3 bütçe açığı verirsin' diyor. Ne diyor, 'borcun en fazla yüzde 60 olabilir' diyor. Bu kuralları ilk bozan Almanya ve Fransa. Dediler ki 'ya bir defalık kural bozmayla bir şey olmaz'. Türkiye'de de birileri zamanında demişti ya 'Anayasa uymamakla bir şey olmaz' diye. Öyle değil. Kural koymuşsanız uyacaksınız ve kuralın yanında ceza mekanizması olacak. Kırmızı ışığı koyun, kırmızı ışığı geçenin cezası olmasın. Bir süre sonra kimse takmamaya başlıyor kırmızı ışığı. Biz o 27 ülkenin demokraside, özgürlüklerde koymuş oldukları standartlara, uygulamalarına çokta bakmadan, bakacağız. Kendimizi sürekli mukayese ederek iyiyi, daha iyiyi, en iyiyi hedefleyeceğiz. Bu açıdan Türkiye için hala önemli."
-"Hapis cezası dünyada sadece Türkiye'de kalmış"
Babacan, hapis cezasıyla, çeklerin durumu arasında bir bağlantı göremediğini vurguladı. 2008-2009 krizinden önce piyasada Merkez Bankası'nda takasa girip işlem gören çeklerin yılda ortalama yüzde 5'inin döndüğünü ifade ederek, oranın bu yıl ortalama yüzde 4,3 olduğunu aktardı.
Yeni kuracakları "Kredi Sicil Sistemi" hakkında da bilgiler veren Babacan, sistemle Türkiye'de ticaret hayatının kökten değişeceğini ifade etti.
Yeni sistemde pozitif ve negatif liste olacağını söyleyen Babacan, vatandaşın izin vermesiyle bütün kredi geçmişinin görülebileceğini dile getirerek, şunları kaydetti:
"Herkes kendi kredi sicilini temiz tutmaya çalışacak piyasada. İlla hapis cezası değil arkadaşlar. Hapis cezası bir tek Türkiye'de kalmış dünyada. Bunu bize adalet bakanımız getirdi. Zaten 140 bin kişi hapiste. Kapasitenin üzerinde insan var içeride. Sadece çekten ilave 220 bin kişi geliyor. İki kişi arasındaki alacak verecek meselesini ödemeyene hapis cezası...Bunlar 2-3 bin sene öncesinde varmış ama bugünün dünyasında yok. Herkes dikkat edecek."
Sistemi yeni bir bilgisayar sistemiyle, elektronik ortamda, internet üzerinden ulaşılabilir hale getireceklerini kaydeden Babacan, ilk uygulamanın 1 Ocak'ta başlaması için talimat verdiklerini söyledi.
Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, Borçlar Kanunu üzerinde yapılan çalışmaları da en kısa sürede sonuçlandırmaya çalıştıklarını sözlerine ekledi.
Konuşmaların ardından 89 başarılı sanayici ve iş adamına plaket verildi.
(Bitti)
Muhabir: Orhan Çiçek / Sevil Çelik
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz