Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan, "Birbirimize komşu olduğumuz Güneydoğu Avrupa Bölgesi'nin de enerjinin iş birliği için oluşturduğu önemli fırsatlardan faydalanmamız önem arz etmektedir. Bölgemizde enerji ticaretinin ve yatırımlarının artması için bölge ülkelerince gerekli çabanın gösterilmesi elzemdir." dedi.
Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci Parlamenter Asamblesi (GDAÜ PA) Ekonomi, Alt Yapı ve Enerji Genel Komitesi, "Güneydoğu Avrupa Ülkelerinde Sürdürülebilir Kalkınmada Enerjinin Rolü" konusuyla, TBMM Tören Salonu'nda toplandı.
Açılış konuşmasını yapan GDAÜ PA Ekonomi, Altyapı ve Enerji Komitesi Başkanı, AK Parti Gaziantep Milletvekili Derya Bakbak, bundan 23 yıl önce Türkiye'nin öncülüğünde hayata geçirilen Güneydoğu Avrupa İşbirliği sürecinin bölge için yol gösterici bir rehber olarak faaliyetlerine başladığını belirterek, "O günden bugüne Ankara, Balkanlarda kalıcı barışın ve istikrarın sürdürülmesini bir dış politika önceliği olarak sürdürdü, bundan sonra da sürdürmeye devam edecektir. GDAÜ sürecinin etkinliği sadece ülkelerimizin ve bölgemizin değil aynı zamanda Avrupa kıtasının huzuru için de son derece önemlidir. Bu anlayışla GDAÜ'nün kurucularından olan Ankara, 2020, 2021 dönem başkanlığını üstlenme arzusunu resmen açıklamış bulunmaktadır." diye konuştu.
Bakbak, GDAÜ PA'nın kurumsallaştırılması çalışmaları kapsamında daimi bir sekretaryanın tesis edilmesi fikrini Türkiye'nin başından itibaren memnuniyetle karşıladığını ve desteklediğini, GDAÜ PA'nın daimi sekretaryasının tesisine yönelik sürecin, uzlaşı ilkesi kapsamında yapıcı bir şekilde sonuçlandırılması için gayret gösterdiklerini anlattı. Bakbak, "Bölgemiz ve dünyamız değişirken parçası olduğumuz Balkan coğrafyasının da bu dönüşüme ayak uydurması gerektiği inancındayız." dedi.
Toplantıda, sürdürülebilir kalkınmada enerjinin rolünü ele alacaklarına işaret eden Bakbak, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Sürdürülebilir kalkınma, gelecek nesillerin ihtiyaçlarını karşılama ve olanaklarını ellerinden almadan bugünün ihtiyaçlarının giderildiği bir süreçtir. Bugünü yaşarken yarına engel olmayacağımız bir süreçtir. Kalkınmayı sürdürebilir kılmanın anahtarı, bizlerin elindedir. Sürdürülebilir kalkınmayı, ekonomik ve sosyal yapı ile çevre üzerine kurulmuş üç ayaklı bir denklem olarak yorumlayabiliriz. Sürdürülebilir kalkınmada başarı sağlamak istiyorsak, bu üç ayaklı denklemde dengeyi korumak oldukça önemlidir. Bizler, çevre ile sosyo ekonomik gelişimimiz arasındaki kurguyu iyi yapmazsak sadece bugünün ihtiyaçlarının giderebilir yani günü kurtarabiliriz ancak gelecek nesillerin temel ihtiyaçlarının karşılanmasını tehlikeye atabiliriz.
Küresel ısınma, iklim değişiklikleri ve tükenen doğal kaynaklar dünyamızı tehdit ederken, sürdürülebilir kalkınmada enerji önemli bir rol oynamaktadır. Çünkü, sınırsız insan ihtiyaçlarının karşılanmasında temel faktör haline gelen enerji, ısınma, aydınlatma ve ulaşım gibi günlük hayatın vazgeçilmezleri arasında yer alıyor."
Çoğalan nüfus ve sanayileşme ile enerji ihtiyacının her geçen gün arttığını vurgulayan Bakbak, bunun, kaynakların hızlı tükenmesi, gelir dağılımının zarar görmesi, çevrenin bozulması ve ülkelerin enerji bakımından dışa bağımlığı gibi sorunları da beraberinde getirdiğini söyledi.
Enerji, devletlerin dış politikalarına da yön veren önemli bir unsur olduğunu dile getiren Bakbak, enerji kaynaklarına sahip olmak, enerji üretebilmek ve elde edilen enerjiyi pazara ulaştıracak taşıma yollarını kontrol altında tutmanın ülkelerin ekonomik gücü ve kalkınması için temel göstergeler olduğuna dikkati çekti.
Bakbak, şöyle devam etti:
"Türkiye, yenilenebilir enerji kaynakları açısından zengin bir ülke olup, coğrafi konumu bu kaynakların etkin kullanımını mümkün kılmaktadır. Örneğin, ülkemiz birçok ülkede bulunması mümkün olmayan jeotermal enerji kaynağından dünya potansiyelinin yüzde 8 bölümüne sahip durumdadır. Türkiye, yenilenebilir enerjide sahip olduğu bu güçlü potansiyeli, hızlı yatırımlara dönüştürmektedir. Bunun bir sonucu olarak ülkemiz geçtiğimiz yıllarda yenilenebilir enerji güç artışında dünyada ilk dörtte yer almıştır. Ülkemiz elektrik üretim kapasitesinin yaklaşık yarısı, yenilenebilir enerjiden gelmektedir. Ülkemiz enerji verimliliği çalışmaları da tüm hızıyla devam etmektedir."
Enerji boru hatlarının Türkiye'den geçmesinin Türkiye'yi enerji koridorlarının ana arteri konumuna taşıdığına işaret eden Bakbak, "Türkiye'nin, Rusya, Hazar Denizi ve İran Körfezi'nden petrol ve doğal gazın taşınabildiği transit bir ülke olma potansiyeline sahip olması ülkemizin, Avrupa Birliği nezdindeki stratejik önemini arttırmaktadır. Avrupa Birliğini Orta Doğu'ya bağlayan Türkiye, Akdeniz'de de önemli bir aktör haline gelmiştir. Bizler yürüttüğümüz enerji politikası ile yalnızca geçit olmak istemiyoruz. Enerji temin kaynaklarımızı çeşitlendirmeyi, arz güvenliğini sağlamayı, kullanmak istediğimiz enerji türünün maliyetini düşürmeyi, ihtiyacımızı giderirken ekonomimizi güçlendirmeyi ve bulunduğumuz coğrafyaya fayda sağlamayı da hedefliyoruz." diye konuştu.
Bakbak, Akkuyu Nükleer Güç Santrali inşaatı, Türkiye ve Avrupa'nın arz güvenliğine katkı sağlayan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı, Türkiye'nin en büyük yerleştirme projesi olan STAR Rafinerisi ile ilk yerli sondaj gemisinin Akdeniz sularında petrol ve doğal gaz aramaya başlamasının Türkiye'nin bu konuda lokomotif güç haline getiren gelişmeler arasında olduğunu kaydetti.
- "Enerji üretiminde inovasyon ve teknoloji hızlı bir şekilde gelişmekte"
Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakan Yardımcısı Abdullah Tancan da "Dünyamızda enerji, önemini her zaman korumakta, uluslararası politikaları, jeopolitik gelişmeleri, bölgesel ve ulusal ekonomileri etkilemektedir." dedi.
Enerjinin üretiminde inovasyon ve teknolojinin son derece hızlı bir şekilde gelişmekte olduğunu dile getiren Tancan, endüstriyel gelişim ve özellikle üretimde dijitalleşme ve otomasyonla başlayan endüstri 4.0 devrimi dikkate alındığında enerjiye olan ihtiyaç ve enerjinin kullanım alanlarının arttığını söyledi.
Endüstriyel gelişimin hızlanmasının, enerji tedarikinin düzenli, kesintisiz, hızlı, daha akıllı ve verimli bir şekilde yapılmasını gerektirdiğini vurgulayan Tancan, elektrifikasyonun artmasının, hayatımızda her alanın giderek otomatikleşmesi ve akıllı teknolojilerin kullanımının artması ile enerji tedarikinin öneminin her geçen gün daha da arttığını bildirdi.
Dünya çapındaki artan elektrik kullanımı nedeniyle, enerji tedarik zincirine yapılan yatırımların da aynı oranda artması gerektiğinin altını çizen Tancan, "Yatırımların artması için yatırıma elverişli enerji piyasalarının ve serbest ticaretin tesis edilebilmesi ve bu doğrultuda ülkeler arasında iş birliğinin desteklenmesi de büyük önem taşımaktadır. Enerji sektöründe yapılacak yatırımlar ile model, çevreye saygılı ve sürdürülebilir enerji alt yapılarının tesis edilmesi ve desteklenmesi temel hedef olmalıdır. Enerji ticaretinin artması için yeterli alt yapının tesis edilmiş olması, ülkeler arasında yasal düzenlemelerin daha uyumlu hale getirilmesi gerekmektedir." ifadelerini kullandı.
Enerji sektöründe arz güvenliğinin sağlanması ve rekabetçi, çevreye saygılı sürdürülebilir enerji tedarikinin temini için gerekli çabanın gösterilmesinin son derece önemli olduğunu ifade eden Tancan, "Ülkeler, kazan kazan prensibi ile enerjinin sağladığı iş birliği fırsatlarından faydalanma yoluna gitmelidir." dedi.
Türkiye'de enerji sektörü ile ilgili gelişmeler hakkında katılımcıları bilgilendiren Tancan, son yıllarda Türkiye'de enerji sektöründe oldukça önemli gelişmeler kaydedildiğini söyledi.
- "TANAP ile Azerbaycan doğalgazının Avrupa'ya iletimi temin edilecektir"
Tancan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Etkin düzenleme, sürdürülebilir bir enerji piyasası oluşturmanın temel taşlarından birisidir. 2003 yılından beri elektrik ve doğalgaz sektörlerimiz bağımsız düzenleme kurumumuz tarafından düzenlenmektedir. Piyasalarımızın, liberal ortamda sürdürülebilir ve rekabetçi bir şekilde işletilmesi yönünde çalışmalarımız devam etmektedir. Bu çerçevede Türkiye, elektrik ve doğalgaz sektöründe liberal, rekabetçi ve şeffaf piyasaların gelişimine yönelik düzenleyici deneyimlerin paylaşılması konusunda bölge ülkeleri ile iş birliğine hazırdır. Elektrik ticaretinde gün içi piyasasına geçilmiştir."
Doğal gaz alt yapısının geliştirilmesi ve arz güvenliğinin arttırılması kapsamında Türkiye'nin, güney gaz koridorunun bel kemiği olan Trans Anadolu Doğal Gaz Boru Hattı'nın (TANAP) Haziran 2018'de işletmeye açıldığını anımsatan Tancan, "TANAP ile Azerbaycan doğal gazının Avrupa'ya iletimi temin edilecektir." şeklinde konuştu.
Tancan, Türkiye'nin gaz depolama tesislerine yatırım yapmaya devam ettiğini, enerji verimliliği ve yenilenebilir enerji alanında da çalışmaların yoğun bir şekilde sürdüğünü anlattı. Tancan, "Birbirimize komşu olduğumuz Güneydoğu Avrupa Bölgesi'nin de enerjinin iş birliği için oluşturduğu önemli fırsatlardan faydalanmamız önem arz etmektedir. Bölgemizde enerji ticaretinin ve yatırımlarının artması için bölge ülkelerince gerekli çabanın gösterilmesi elzemdir. Ülkelerimiz arasında enerji alanında ticaret ve yatırımların artmasıyla arz güvenliğimiz desteklenecek ve ülkelerde istihdam da artacaktır." değerlendirmesinde bulundu.
Konuşmaların ardından toplantıya katılanlar aile fotoğrafı çektirdi.
Basına kapalı devam eden toplantının ardından heyete, Fetullahçı Terör Örgütünün (FETÖ) 15 Temmuz 2016'daki darbe girişimi sırasında TBMM'nin bombalanan Şeref Holü'ndeki bölümü gezdirildi ve o gece yaşananlarla ilgili bilgi verildi.
TBMM Genel Kurul Salonu'nu da gezen heyete Genel Kurul düzeni ve çalışmalarıyla ilgili bilgi aktarıldı.
Daha sonra heyet onuruna yemek verildi.