Prolaktin hormonu, gebelik olmadan da belirli düzeylerde kadın üreme organlarının gelişimi ve fonksiyonu için gereklidir. Bu hormon beynimizin alt bölgesindeki hipofiz denilen bezdeki hücrelerce üretilir. Yine beynimizin hipotalamus denilen kısmından salgılanan Dopamin adı verilen bir başka maddenin salınımıyla da kontrol altında tutulur.
Prolaktin hormonunun yükselmesine Hiperprolaktinemi adı verilir.
Peki bu durumda vücutta neler olur?
-Adet düzensizlikleri (az adet olma, seyrek adet olma, adet olamama)
-Meme ucu akıntısı (gebelik dışında süt gelmesi = galaktore).
-Yumurtlamanın bozulmasına bağlı olarak gebe kalamama (kısırlık) görülebilir
Prolaktin yüksekliğinin tanısı kandaki prolaktin düzeyinin ölçülmesi ile konur
Adet düzensizliği, gebe kalamama, göğüslerden emzirme dönemi dışında süt gelmesi şikayetlerinden herhangi biri veya birkaçı ile başvuran bayanlardan kanda prolaktin hormon düzeyi ölçülmesi istenir. Hiperprolaktinemi tanısı alan bir kadında hormon düzeyi belli bir seviyenin üzerinde (genellikle normali 5-25 ngr/ml'dir) bulunduğunda genellikle hipotalamus ve hipofizi görüntüleyen bir yöntemle bu bölgeler incelenir. Bu incelemenin amacı kadında hipofiz adenomu denilen ve hiperprolaktineminin en sık sebebi olan iyi huylu hipofiz tümörü bulunup bulunmadığının ortaya konması ve bölgede hiperprolaktinemi sorununa neden olabilecek diğer ender durumların araştırılmasıdır.
Prolaktin yüksekliği kısırlığa yol açar mı mı?
Kısırlık sebeplerinden birisi de prolaktin hormonun aşırı yüksekliğidir. Ancak her prolaktin yüksekliği olanda kısırlık görülmeyebilir. Prolaktin hormonu yükseldikçe kadının yumurtlama fonksiyonunda bozulmalar gözlenmektedir. Bu bozulma prolaktin hormonunun yüksekliğiyle doğru orantılıdır. Yani prolaktin hormonu ne kadar yüksekse yumurtlama fonksiyonları da o kadar bozulacaktır ve sonunda hiç adet görememe, adetten kesilme tablosu dahi oluşabilir. Kan prolaktini yüksek olan kadınlarda adet düzensizliği sıklıkla saptanırken, beraberinde göğüslerden süt gelmesi yakınması olabilir veya olmayabilir. Buna karşılık göğüslerinden süt gelme şikayeti olan kadınlarda bazen prolaktin hormonu ölçümleri normal de bulunabilmektedir. Bunun muhtemel nedeni günümüz klasik laboratuar yöntemleriyle ölçülmeyen ancak güçlü süt yapıcı özellikleri olan bazı prolaktin hormonu alt çeşitlerinin varlığıdır. Bu duruma ise makroprolaktinemi adı verilmektedir.
Süt hormonu yüksekliği nasıl tedavi edilir?
Hiperprolaktinemi ilaç tedavisine iyi yanıt verebilmektedir ve hastaların çoğunda tedavi ile sorun ortadan kalkar.
Ancak ilaç tedavisi yan etkilerden dolayı kolay bir tedavi değildir. Bazı hastalarda baş dönmesi,bulantı ve halsizlik,tansiyon düşüklüğü gibi problemler yaratabilir, bunlar zaman içerisinde azalır ve tedavi bittiğinde de kaybolurlar.
Öncelikle Prolaktin düzeyini yükselten neden bulunmaya çalışılmalı ve bu neden tedavi edilmelidir.
Şikayet gebe kalamama olduğunda ve kişide prolaktin yüksekliği saptanmışsa genelde prolaktin seviyesini düşüren ilaçlar ve bazen beraberinde yumurtlamayı sağlayıcı ilaçlar kullanılır.
Sorun göğüslerden süt gelmesi olduğunda ise prolaktin seviyesini düşüren ilaçlardan faydalanılır. Şikayet adet düzensizliği olduğunda yine prolaktin seviyesini düşüren ilaçlardan faydalanılabilir ancak çocuk isteği olmayan bir kadında sadece belirtiyi ortadan kaldıran, yani adet kanamalarını düzene sokan doğum kontrol hapı gibi ilaçlardan da faydalanılabilir.
Hipofiz adenomunun tedavisi nasıl olmalı ?
Görüntüleme yöntemleriyle kişide hipofiz adenomu adı verilen iyi huylu tümörler saptandığında öncelikle bunun bası belirtileri yaratıp yaratmadığı araştırılır.
Adenomlar iyi huylu tümörlerdir ve oldukça da sık gözlenirler, kanserleşme eğilimi göstermezler ve genellikle yavaş büyürler. Yapılan otopsilerde 70 yaşında olup şikayeti olmadığı bilinen kadınlarda bile % 5 oranında hipofiz adenomuna rastlanabilmektedir.
Hipofiz adenomlarının çapları bir santimetreden daha küçük olanlara mikroadenom, daha büyük olanlara ise makroadenom adı verilmektedir. Ancak önemli olan çevre dokulara baskı yapıp yapmadığı, büyüme ve hormon salgılama hızıdır.
Hipofiz adenomunun çevreye yaptığı baskının derecesi genellikle görüntüleme yönteminde net olarak izlenmekle beraber görme sinirine bası varlığını araştırmak amacıyla görme alanı muayenesine de başvurulabilir.
Adenomların büyük kısmı prolaktini düşürücü ilaçlarla tedavi edilebilir. Böylelikle operasyonlara oldukça az başvurulmaktadır. Özellikle şiddetli belirtilere neden olan (şiddetli baş ağrısı, görme alanının çok daralmış olması) veya hızlı büyüme eğilimi gösteren adenomlarda beyin cerrahları tarafından ameliyat da gerekebilir.
Günümüzdeki görüş; eğer kadının hiçbir şikayeti yok ve tesadüfen hiperprolaktinemi saptanmışsa bunun çok da önemli olmadığıdır. Bugün artık bilinmektedir ki prolaktinin değişik molekül çeşitleri vardır ve klinik olarak şikayete yol açmayan prolaktin yükseklikleri çok büyük oranda aktif olmayan moleküllere bağlıdır ve tedavi edilmesi gerekli değildir. Ancak adet düzensizliği, göğüslerden süt gelmesi ve prolaktin hormonunda belirgin yükseklik saptanması durumunda ve özellikle de gebe kalma isteği varsa bunun tedavi edilmesi gerekir.
Sağlıklı günler dileklerimle…
Soru ve görüşleriniz için: lasinselman@mynet.com