Döllenme ve implantasyon (döllenen yumurtanın rahmin iç tabakasına tutunması) ile başlayan gebelik sürecinde bebeğin organlarını oluşturan hücreler büyük bir hızla bölünerek çoğalır ve oluşturacakları organ sistemlerine göre farklılaşır. Dolayısı ile gebeliğin bebeğin organlarının oluştuğu bu ilk dönemi çok önemlidir. Bu dönemin en sağlıklı şekilde geçirilebilmesi için anne adayı gebeliğin 2-3 ay öncesinden başlayarak 9 aylık gebelik dönemine hazırlanmalıdır.
Günümüzde gebeliğin ilk haftalarının önemi daha iyi anlaşılmıştır, ilk 12 haftada bebeğin organları oluşur. Birçok kadın henüz gebe olduğunu anlamadan bebeğin birçok organı gelişmiştir. Anne adayının yaşam şekli gelişmekte olan bebeği etkiler. Çocuk sahibi olmaya karar veren çiftler yaşam tarzlarını gözden geçirip düzenlemelidir.
Sigara
Gebeliğe hazırlık dönemi sigarayı bırakmak için çok uygun bir dönem olabilir. Sigaranın zararlarını bilmesine rağmen birçok kişi sigara içmeye devam eder, bir bebeğin sağlığından sorumlu olmak anne adaylarının sigarayı bırakabilmek için daha çok çaba göstermesini sağlar. Sigara içen kadınlarda bir yıl içinde gebe kalabilme olasılığı sigara içmeyenlere oranla %25 daha düşüktür. Sigara yumurta kalitesini bozar, yumurtanın döllenmesini ve döllenen yumurtanın rahme tutunmasını zorlaştırarak gebeliği önler. Sigara içen kadınlarda dış gebelik ihtimali de artar. Nikotin küçük damarların büzülmesine neden olarak vücuttaki kan dolaşımını yavaşlatır, bundan plasenta da etkilenir ve bebeğin gelişmesi için gereken oksijen ve besinlerin bebeğe ulaşması zorlaşır. Sigara anne adayının beslenmesini de bozar, vücuttaki C vitamini seviyesi düşer. Sigara içen kadınların bebekleri düşük doğum ağırlıklıdır. Bu bebeklerde düşük doğum ağırlığının yanında gelişme geriliği de sık görülür. Gebelik döneminde günde 10 adet sigaradan fazla içen kadınların erken doğum yapma riski %80 artar. Gebelik döneminde sigara içilmesi bebeğin akciğer gelişimini ve kapasitesini olumsuz etkileyerek bebeğin ileride akciğer problemleri ile karşılaşmasına neden olur. Gebeliklerinde sigara içen kadınların çocuklarında okul döneminde öğrenme güçlüğü tespit edilmiştir. Bunun da anne karnında bebeğin karbonmonoksit gazına maruz kalmasına ve beynine giden oksijenin azalmasına bağlı olduğu düşünülmektedir.
Gebelik döneminde sigara bırakmayı kolaylaştıran nikotin sakız veya bantları gibi maddelerin kullanımı önerilmez.
Pasif İçicilik
Sigara içmeyenler restoranlarda, işyerlerinde hatta kendi evlerinde sigara dumanına maruz kalabilirler. Pasif içicilik olarak adlandırılan bu durum gebelere ve gelişmekte olan bebeklerine zarar verir. Pasif içicilik de bebeğin doğum ağırlığının düşük olmasına neden olur. Pasif içicilikten korunmak için çalışma ortamınızda ve evinizde iyi havalanan bir yerde oturmaya özen göstermelisiniz. Eşiniz sigara içiyorsa bu dönemde sigarayı bırakması bebeğin doğum sonrası sağlığı için de çok önemlidir.
Alkol
Gebeliğe hazırlık ve gebelik döneminde alkol tüketiminden kaçınmak gerekir. Alkol kadınların vücudundan daha uzun sürede atılır, gebelik öncesi dönemden itibaren alkol kullanılmamalıdır. Alkol doğumsal anomalilere neden olur. Alkollü içeceğinizi dilüe etmeniz (sulandırmanız) veya içkiden evvel bir şeyler yenmesi alkole karşı reaksiyonunuzu yavaşlatır, fakat alkolün bebeğe geçmesine engel olmaz.
Fötal Alkol Sendromu
Günümüze dek fötal alkol sendromunun sadece gebeliği sırasında fazla miktarda alkol alan kadınların bebeklerinde görüldüğü düşünülmekteydi, fakat daha az miktarda alkol alan kadınların bebeklerinde de problemlerin görüldüğü ortaya çıktı. Gebelik döneminde az miktar alkol alan annelerin bebeklerinde düşük doğum ağırlığı ve gelişme geriliği görülmektedir. Günlük alınan alkol miktarı fazla ise bebeklerde gelişme geriliği, yüz ve kulak deformasyonları, yarık damak ve yarık dudak, sinir sistemi fonksiyon bozukluğu, zeka geriliği, diş gelişiminde problemler, iskelet sistemine ait bozukluklar, kalp, karaciğer ve üreme sistemine ait problemler görülür. Bu çocuklarda daha ileri yaşlarda davranış bozukluğu, hiperaktivite ve okulda başarısızlık da görülür. Fazla miktarda alkol alan kadınların bebeklerinde nöral tüp defektleri ve kromozomal anomalilere de rastlanır.
Gebeliğin ilerleyen zamanlarında alkol alımı kesilse dahi bebekteki gelişim geriliği devam eder. Gebeliğin ilk dönemlerinde alınan alkol bebeğe büyük ve kalıcı zararlar verir. Fazla miktarda alkol alan kadınlarda gebelik öncesinden itibaren alkol alımı kesilmezse bebekte görülebilecek doğumsal problemleri önlemek mümkün olmaz. Anne için alkol tüketiminin güvenli olduğu bir miktar belirlenememiştir. Gebelikten önce alkol alımını tamamen kesmek gerekir. Eğer doğum kontrolü uygulanmıyorsa menstrual siklusun ikinci yarısında kesinlikle alkol alınmaması gerekir.
Kafein
Kafein gebelik döneminde uzak durulması gereken bir maddedir. Kahve, çay ve kola gibi kafein içeren ürünlerin tüketimi mümkün olduğu kadar azaltılmalıdır. Birçok araştırma gebelik döneminde kafein kullananlarda kullanmayanlara göre daha yüksek oranda doğum defektlerinin görüldüğünü göstermiştir. Gebelik döneminde kafeinin metabolizması değişir, yarılanma ömrü yani vücuttan atılma süresi uzar.
Eğer kahve ya da diğer kafeinli içecekler fazla tüketiliyorsa, gebelik öncesinde bunların kademeli şekilde azaltılması gerekir. Gebelik öncesi dönemden itibaren kola ve bitki çaylarından da uzak durulması faydalıdır. Bazı hayvan deneylerinde kafeinsiz kahvenin bebeğin gelişimine olumsuz etkisinin olabileceği gösterilmiştir. Araştırmalara göre dekafeinizasyon işleminde kullanılan bazı kimyasalların gelişim geriliğine neden olabileceği düşünülmektedir.
Suni Tatlandırıcılar
Günümüzde Nutrasweet (aspartam) veya diğer suni tatlandırıcı maddeleri içeren birçok diyet gıda maddesi yaygın olarak tüketilmektedir. Bu ürünlerin kullanımı gebe olmayan kişilerde güvenlidir. Gebelik sırasında suni tatlandırıcıların kullanımı ile ilgili çok fazla çalışma yoktur. Gebelik döneminde suni tatlandırıcılar ve bunları içeren ürünlerin mümkün olduğu kadar az tüketilmesi önerilir.
Aspartam vücutta metabolize edildiğinde metanol, aspartik asit ve fenil alanin adı verilen maddeler ortaya çıkar . Bunlardan aspartik asit plasentayı geçemez, metanol de çok düşük düzeyde olduğu için zararlı değildir. Bir aminoasit olan fenil alanin ise FKU (fenilketonüri) hastalığı olan kişilere zararlıdır. Çocukluk döneminde diyet ile tedavi edilebilen bu durum erişkin kadınlarda gebelik döneminde göz önünde bulundurulmazsa bebeğe zarar verebilir. Bu madde sinir sistemine zarar vererek ağır zihinsel geriliğe neden olabilir. FKU hastalığı olan gebeler aspartam içeren ürünleri kullanmaktan kesinlikle kaçınmalıdır.
Katkı Maddeleri
Birçok hazır gıdanın tazeliğinin korunabilmesi için nitrat içeren katkı maddeleri kullanılır. Gebelik döneminde bu ürünlerin tüketilmemesi önerilir. Bunun yanında taze meyve ve sebzelerin de üretim sırasında kullanılan böcek ilaçları ve gübrelerin içerdiği kimyasallardan arınabilmeleri için yenmeden önce çok iyi yıkanması gerekir.
Sağlıklı Beslenme
Dengeli ve sağlıklı beslenme sağlıklı çocuk sahibi olabilmek için çok önemlidir. Çiftlerin sağlıklı beslenmesi yumurta ve sperm kalitesini ve döllenmeyi etkiler. Gebelik öncesi dönemde sağlıklı beslenme alışkanlıklarının edinilmesi ve bunların gebelik süresince devam ettirilmesi çok önemlidir. Düzenli beslenme alışkanlığı anne adayına, ailesine ve gelişecek bebeğin sağlığına katkıda bulunur.
Gebelik öncesi dönemden itibaren temel besin gruplarının hepsinden her gün alınmasına, günde 3 öğün yemek yenmesine ve kalsiyum, demir, folik asit gibi önemli vitamin ve mineralleri içeren besinlerden yeterli miktarlarda alınmasına dikkat edilmelidir.
Önerilen ideal diyet aşağıdakileri içermelidir;
Vitaminlerin en iyi kaynağı taze sebze ve meyvelerdir. Fazla pişmiş, dondurulmuş ve uzun süre bekletilmiş gıdalar içerdikleri vitaminleri kaybeder. Konservelerin birçoğunun da besin değeri azalır. Etlerin yenmeden hemen önce pişirilmesi sağlıklıdır. Taze sebzeleri haşlamak yerine buharda pişirmelidir.
Vejetaryen olan kadınlar yeterli miktarda protein, kalsiyum ve demir alamazlar. Vejetaryen olan kadınların mutlaka gebelik öncesinde protein alımını arttırması ve vitamin takviyesine başlaması gerekir.
Vitamin ve Mineraller
Gebelik öncesinde vitamin kullanan kadınların hekime danışarak gerekirse kullandıkları vitamin haplarını değiştirmeleri gerekebilir. A, C, ve D vitaminleri yüksek dozda alındıklarında gelişmekte olan bebeğe zarar verebilirler. Gebelik döneminde vücudun vitamin ihtiyacı değişir.
Demir; Birçok kadında demir eksikliği görülür. Gebelik öncesinde fazla yakınmaya neden olmayan bu durum gebelikle beraber artar. Demir eksikliği anemiye (kansızlığa) yol açar. Gebelik öncesinde demir eksikliği belirlendiği taktirde mutlaka tedavi edilmelidir. Demir ihtiyacının sadece besinlerle karşılanması zordur.
Folik Asit; Sağlıklı gebelik için en önemli vitamin folik asittir. Döllenmeden hemen sonra omurilik ve sinir sisteminin gelişmesinde önemli rol oynar. Gebelikten önceki 3 aylık dönemden itibaren günde 400 mg folik asit takviyesi nöral tüp bozukluklarının oluşmasını engeller. Folik asit narenciyede, yeşil yapraklı sebzelerde, fındık, badem ve baklagillerde bulunur. Gebelik öncesi dönemden itibaren doğal besinlerle alınan folik asit yanında 400 mg folik asit içeren multivitaminler veya folik asit tabletleri önerilir.
A Vitamini; Protein sentezi, kemik ve diş gelişimi, deri hücreleri ve gözde retina hücrelerinin gelişimi için gerekli bir vitamindir. Genellikle gıdalardan yeterli miktarda alınabilir. Günde 5000 ünitenin üzerinde alındığında doğumsal anomalilere yol açabilir.
D Vitamini; Güneşten veya gıdalardan alınabilen bu vitamin kemik gelişimi için gereklidir. Süt ürünleri ve balık bu vitaminden zengin gıdalardır. Fazla miktarda alındığında doğumsal anomalilere yol açabilir.
E Vitamini; Antioksidan olan bu vitamin fazla alındığında vücutta birikerek toksik düzeylere ulaşabilir ve gelişmekte olan bebeğe zarar verir.
K Vitamini; Kanın pıhtılaşması için gerekli olan bu vitaminin eksikliği ancak karaciğer hastalığı olan veya uzun süre antibiyotik kullanan kişilerde görülür. Gebelik döneminde fazla miktarda alınması bebeğe zarar verebilir.
C Vitamini; vücudun birçok fonksiyonunda rol oynar. C vitamini gereğinden fazla alındığında emilimi azalır ve fazla alınmasına rağmen hem gebede hem de bebeğinde eksiklik görülebilir. Gıdalarla ve prenatal vitamin preparatları ile yeterli miktarda alındığı için C vitamini takviyesine gerek yoktur.
B Vitaminleri; B kompleks vitaminleri vücudun birçok fonksiyonu için beraberce çalışır ve gereklidir. En sık B6 vitamininin eksikliği görülür. Bu vitamin lifli gıdalarda, tahıllarda, süt, yumurta ve yeşil sebzelerde bulunur. Gebelik döneminde B1 vitamini ihtiyacı da artar. B1 vitamini eksikliği olan annelerin bebeklerinde ani bebek ölümlerinin daha sık görüldüğü düşünülmektedir. Prenatal vitamin preparatları yeterli miktarda B kompleks vitaminleri içerir.
Vücut Ağırlığınız
Gebe kalmadan önceki vücut ağırlığınız önemlidir. Boy uzunlukları ile orantılı olarak normal kilolarının üzerinde veya altında olan kadınlar gebelikleri sırasında, vücut ağırlıkları normal olan kadınlardan daha fazla problem yaşarlar. Gebelik sırasında kilo almanız veya vermenizdense, gebelik öncesi kilonuzun bebeğin doğum kilosu üzerinde etkisi vardır. Gebelik planı yapıyorsanız sorunsuz bir hamilelik geçirmek ve sağlıklı bir bebek sahibi olmak için gebelik öncesi ideal kilonuza ulaşmayı sağlamalısınız.
Normalden Düşük Kilo
Vücut ağırlığınız ideal kilonuzdan % 10 daha düşük ise zayıf sayılırsınız. Zayıf kadınlarda yetersiz beslenme, vitamin ve mineral eksiklikleri sık görülür. Zayıf olan kadınların gebelik öncesi kilo almaları ve prenatal vitamin takviyesine başlaması gerekir. Bu kadınlarda erken doğum ve bebeğin düşük doğum ağırlıklı olma ihtimali artar. Bu bebeklerde gelişme geriliği de görülür. Gebeliğin ilk üç aylık döneminde hızlı kilo alınması sakıncalıdır. Bu dönemde çok fazla gıda alınması bebeğin ilerideki kilosunu etkileyebilir. Gebelik döneminde fötal yağ hücreleri hızla çoğalır.
Gebelik döneminde iki kişilik yemek yemek yaygın ve yanlış bir inanıştır, bu dönemde tek kişilik ve dengeli beslenmek gerekir. Kalori alımı biraz arttırılmalı ve bu ekstra kaloriler karbonhidratlardan alınmalıdır.
Fazla Kilo
Obezite, kilonuzun ideal kilonuzdan % 20 daha fazla olmasıdır. Fazla kiloluysanız gebelikten önce kilo vermeye çalışmanız önemlidir çünkü gebelik döneminde diyet yapılması önerilmez. Gebelikte diyet yapmak sizin ve bebeğinizin ihtiyacı olan temel gıdaların eksilmesine neden olur. Diyet sırasında vücutta depolanan yağlar tüketilir, bu durum vücudun metabolik dengesini bozar. Ketozis olarak adlandırılan durum ortaya çıkabilir, ketozis bebeğin sinir sistemini etkiler ve düşük IQ' lu olmasına neden olur.
Fazla kilolu olan kadınlar büyük bebekler dünyaya getirirler. Bu durum bebek ve anne için travmatik doğum nedenidir, forsepsle veya sezaryen ile doğum yapılmasını gerektirir. Fazla kilolu kadınlarda preeklampsi-eklampsi (gebelik zehirlenmesi), yüksek tansiyon, diabet, pıhtılaşma bozuklukları ve kalp problemleri daha fazla görülür.
Gebe kalmadan önceki dönemde yağdan fakir, liften zengin diyet uygulanarak ve egzersiz yaparak kilo verilmesi uygun olur. Haftada 1 kg vermek güvenlidir, daha hızlı kilo vereceğiniz diyetler gebe kalma şansınızı düşürüp, gebelik öncesi besin depolarınızı azaltır.
Beslenme alışkanlıklarını değiştirip, düzenli beslenerek ideal kiloya ulaşılması en doğrusudur.
Günümüzde birçok kadın sağlıklı yaşam için egzersiz programı uygulamaktadır. Yapılan egzersizin miktarı ve çeşidi önemlidir. Gebelik döneminde yapılan çok ağır egzersizler gelişmekte olan bebeğe zarar verebilir. Gebelik öncesinde egzersiz programı tekrar düzenlenmelidir.
Egzersizin gebeliğe etkisi; Gebelik döneminde birçok vücut fonksiyonu değişir. Bu değişiklikler bebeğin beslenebilmesini ve yeteri kadar oksijen alabilmesini sağlar. Gebelik döneminde kan hacmi, kalbin iş yükü, böbrek fonksiyonları, solunum ve metabolizma artar. Egzersiz sırasında kalp hızlanır, kas ve cilde kan akımı artar ve vücut ısısı yükselir. Gebelik öncesi dönemde özellikle doğum kontrol yöntemi uygulamıyorsanız menstrual siklusun ikinci yarısında vücut ısınızı arttıracak egzersizlerden kaçınmanız gerekir. Egzersiz sonrasında sıcak duş almaktan veya saunaya girmekten de kaçınılmalıdır.
Gebelik öncesi dönemde karın ve sırt kaslarınızı güçlendirmeye yönelik egzersizler yapılabilir. Gebelik döneminde dağcılık, binicilik, dalma, sörf gibi riskli sporları yapmaktan kaçınılmalıdır. Gebeliğe hazırlık döneminden itibaren egzersiz yaptığınız süreyi kısaltmak ve nabzınızı kontrol ederek dakikada 140' ın üzerine çıkmamasına dikkat etmek gerekir.
Kalp hastalığı olan kadınlar ile tekrarlayan düşük, erken doğum, anormal kanama ve rahim ağzı yetmezliği öyküsü olan kadınlar gebelik döneminde egzersiz yapmaktan kaçınmalıdır. Diabet, tiroid bezi hastalığı, anemi veya hipertansiyon problemi olan gebelerin de ancak hekim kontrolünde egzersiz yapmaları gerekir.