Hamilelik her yönüyle dikkat ve bakım isteyen bir süreçtir. Bu yüzden sağlıklı bir bebek sahibi olmanın yanında, annenin de kendine özen göstermesi gerekir. Alınan fazla kilolarla birlikte bozulan psikolojiye bir de doğum sonrası çatlaklar eklendiğinde, aynada biraz keyfiniz kaçabilir. Kadın Hastalıkları-Doğum ve Tüp Bebek Uzmanı Op. Dr. Numan Bayazıt çatlakları düşünmeden daha sağlıklı bir hamilelik geçirebilmeniz için önerilerde bulundu.
Çatlaklar alt derinin gerilmesi ile oluşur. Hamilelik sırasında vücudun her geçen gün genişlemesiyle birlikte başlar, ciltte kuruma, elastikiyetin kaybolması süreci kolaylaştırır. Özellikle göğüsler, karın ve baldırlar en fazla etkilenenlerdir. Hamilelikte ani ya da olması gerekenden daha fazla kilo alanlarda çatlaklar daha yoğun olarak görülmektedir.
Bazı kişilerde hiç çatlak olmazken bazılarında ise erkenden başlar. Genetik yatkınlık önemli olmakla birlikte bunun sebebi tam olarak bilinmemektedir. İşin ilginç yönlerinden biri de eğer sık hamilelik söz konusu değilse, çatlakların 25 yaşından genç olanlarda daha sık rastlanmasıdır. Ani ve çok kilo almalar, durumu daha da kötüleştirebilir. Önce kırmızı, daha sonra sedefimsi görünen çatlakların özellikle oluştuğu yerler göğüsler, karın bölgesi ve kalçalardır. Her ne kadar daha ziyade hamileliğin son üç ayında oluştuğu gözlense de, bu ancak karın bölgesi için geçerli olup, ilk haftalardan itibaren büyümeye başlayan göğüslerde daha erken görülebilir.
**- - - - - -
Cilt tipine göre çatlak oluşumu değişir mi?**
Genetik yapı çatlak oluşumunu belirleyen çok önemli bir faktördür. Çatlaklara esmer ve kumrallarda daha az rastlanır. Gebelikte hiçbir ürün kullanmamasına rağmen çatlak oluşmayan kişiler olabildiği gibi çok özen gösterdiği halde yoğun çatlakları oluşan kişileri de görebiliriz.
Ama yine de pek çok faktörün var olan durumu artırıp azaltabileceğini unutmamalıdır. Sadece gebelik esnasında değil öncesinde de yaşam tarzımız, beslenme alışkanlıklarımız önem arz eder. Ilık duş, hafif yağlı bir sabun ve doktorunuzun önereceği uygun bir krem kullanmak ve cildi yumuşatmak gerekir. Arada bir yapılacak hafif kese de, kan dolaşımını arttırır. Daha sonra kol ve bacaklara vücut sütü de tatbik ettiğinizde günlük vücut bakımınız bitmiş demektir.
Bu çatlakları tamamen engellemek mümkün değil. Ancak derinin nemini, yağını artıran, elastikiyetini koruyan genellikle lokal kullanılan birtakım ürünlerle olabildiğince az oluşması sağlanabilir. Bunun dışında gebelik esnasında bol su içmek, sebze ve meyve tüketimine dikkat etmek faydalı olabilir. Gebelik öncesinde spor yapanlarda ve sigara içmeyenlerde çatlaklar daha az görülür.
Çatlaklara karşı
Çatlaklara karşı önlemler de yok değildir. Mücadeleye ne kadar erken başlanırsa o kadar iyi sonuç alınır. Hamileliğin ilk aylarından itibaren söz konusu vücut bölgelerine çatlak kremlerini tatbik etmeye başlayın. İyice nüfuz ettirecek kadar vakit ayırın ve bunu doğuma kadar sürdürün. Bir tek gün bile atlamayın. Kremden tasarruf etmeyin. Alt deri lifleri ne kadar yumuşak olursa, o kadar kırılgan olurlar. Bu yüzden fazla ve çabuk kilo almamaya çalışın. Şansınızı daha da arttırmak için üçüncü aydan itibaren, her altı haftada bir vücut masajı yaptırın. Bu hücrelerin daha iyi beslenmesini sağlayıp artıkların atılmasını kolaylaştıracaktır. Yalnız dikkat! Masaj mutlaka elle yapılmalıdır.
Hamilelik döneminde cilt çok hassastır. Dolayısıyla tahrişlerden kaçının. Doğumdan sonra şişkinliği inmiş olan karın bölgesi, inceltici ve kuvvetlendirici etkilere sahip kremlerle beslenmelidir. Bu, söz konusu bölgeyi daha kısa zamanda kendine getirecektir. Eğer bebeğinizi emziriyorsanız aynı bakımı göğüslerinize de göstermelisiniz. Çünkü göğüsler emzirme sırasında süt gelirken devamlı büyür ve küçülürler.
Meme ucu çatlakları
Yine bebeğinizi rahat emzirebilmeyi ve göğüs uçlarınızda çatlakların oluşmasını engellemek istiyorsanız, hamileliğin 8. ayından itibaren göğüslerin emzirmeye hazırlanması gerekmektedir “Bu nedenle, banyodan sonra kullanılacak Lanolin ve Zeytinyağı içeren Nas Lanolin göğüs ucu kremi, doğum sonrası hem annenin acı çekmesini engelleyecek, hem de bebeğin gelişimi için gerekli olan süre süt vermesini kolaylaştıracaktır.” Bilindiği gibi, Zeytinyağı antiseptik ( bakteri,mantar ve mikrop üremesini engelleme ) bir özelliği sahiptir.