İyot, vücudumuzdaki önemli eser elementlerden biridir. İyotun en büyük görevi, tiroid bezinde, tiroid hormonunun sentezinde görev almasıdır. Tiroid bezindeki hormon sentezinde en önemli basamak, iyotun alınmasıdır.
İyot, tiroid hormonuna dönüştüğünde, vücuttaki birçok yapının düzenlemesinde görev alır. Gebelik dönemiyle birlikte; anne adayında kilo alımı, bebek için gereken ekstra iyot göz önünde bulundurulduğunda, günlük iyot ihtiyacı gebe olmayan kadına göre %50 oranında artar.
İyot eksikliğinin tespiti için, idrardaki iyot seviyesine bakılabilir. İdrardaki iyot seviyesine göre, eksikliğin var olup olmadığı ya da eksikliğin derecesi - hafif-orta-ağır- olarak belirlenebilir. Ancak gebelerde iyot desteği için idrardaki iyot seviyesine bakılarak karar verilmesi önerilmemektedir.
Türkiye’de iyot eksikliğiyle ilgili gebelerde yapılmış sınırlı sayıda çalışma bulunmaktadır. En önemli çalışmaların başında gelen, iki büyük üniversite tarafından gerçekleştirilmiş olan ve içerisinde benim de yer aldığım çalışmada; yaklaşık 3500 gebede iyot seviyesini kontrol ettik. (Araştırma Linki)
Çalışma kapsamında gebelerdeki iyot seviyelerine baktığımız zaman; gebelerin % 85’inden fazlasında iyot eksikliği olduğunu saptadık. Bu saptama sonucu, Türkiye’de iyot eksikliğinin çok yaygın olarak görüldüğünü kanıtlar niteliktedir.
Türkiye’deki gerek Endokrinoloji gerekse Kadın Doğum dernekleri iyot gebelikte desteğini önermektedir. İyot desteği konusunda en önemli söz sahibi olan Amerikan Tiroid Cemiyeti’nin önerilerine göre de gebelik planlayan, gebe ve emzirme döneminde olan hastaların tamamına günlük 150 mcg iyot desteğinin verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
İyotun fazla alımından kaynaklı potansiyel riskleri vardır ancak bu riskler, 500 mcg üzerinde bir kullanıma çıkıldığı zaman ortaya görülebilir. Tiroid hormon seviyeleri normal ise verilecek 150 mcg iyot desteğinin, hastaya ya da bebeğe zarar verme olasılığı yok denilecek kadar azdır. Bu nedenle, her gebenin iyot desteği verilmelidir. Ayrıca iyotun kısıtlanmaması son derece önemlidir.
Gebelikte çeşitli sebeplerle tuz kısıtlaması yapılırsa, bu aynı zamanda anne karnındaki bebeğin iyotunun da kısıtlandığı anlamına gelir. Gebelikte tuz kısıtlanması, iki kez düşünülmesi gereken hassas bir konudur. Gebelikte tuz kısıtlanmasına neden olacak bir durumun gelişme ihtimali çok düşüktür.
Gebelik zehirlenmesinde (preeklampside) tansiyon, annenin kullandığı tuz kaynaklı olarak yükselmez, annenin kalp damar sistemini ilgilendiren farklı bir mekanizması vardır. Tansiyonu çıkmış hastalarda dahi, tamamen tuzsuz yeme önerilmemektedir. Tüm bunlar düşünüldüğünde, gebelerin iyot kısıtlanmaması konusuna dikkat etmeleri, yerinde bir davranış olacaktır.
Doç. Dr. Ali Ekiz
Kadın Doğum ve Perinatoloji Uzmanı
**https://www.aliekiz.com/