Toplumumuzda yeni evlenen çiftlerden hemen bir çocuk yapmaları beklenir.
Hatta bu konuda planlama yapmayan çifte çevresindekiler tarafından, baskı uygulanır. Bu baskıyla beraber baba adayının önüne sürekli kuru üzüm, tahin, pekmez, bal, kaymak gibi yüksek kalorili yiyecekler verilir.
Aslında bu nedenlere bağlı olarak, baba adaylarının kilo alımı hamilelik süreci öncesinde başlar diyebiliriz. Bebek yapma kararının ardından, gebelik testinin pozitif sonuç vermesiyle birlikte, baba adayı eşinin hamile olmasından dolayı müthiş bir heyecan duyar ve sürekli olarak eve yiyecek, içecek alarak gelir.
Gebelik fizyolojisinde ilk 3-4 ay anne adayının yemeklere karşı duyduğu bulantı, kusma ve tahammülsüzlük nedeniyle, baba adayının eve yiyecek ve içecek getirmesi, anne adayı için bir anlam ifade etmez.
Tabii eve getirilen bu yiyecekler anne adayı tarafından tüketilemediği için, baba adayına kalmış olur. Hamilelikte 4. ayı tamamlayan anne adayının besinlerle arası, yavaş yavaş düzelmeye başlar.
Eşinin besinlere karşı duyduğu bu bulantı sürecinin bitmesiyle birlikte, baba adayı yeniden büyük bir hevesle eşine yemek yedirmek ister. Bu istekle beraber aynı oranda kendisi de besinleri tüketmeye başlar.
**SON ÜÇ AYDA YEME YARIŞI BAŞLIYOR
Hamileliğin son 3 ayında anne ve baba adayları arasında adeta bir yemek yeme yarışı başlar. İki kişi olan anne ve baba, yemek siparişlerinde üç kişinin tüketeceği ölçüde yemek söylerler. Bunun yanında tatlılar, pastalar ve atıştırmalık ürünler havada uçuşur.
Bizim kültürümüzde hamile olan anne adayına yemeği teşvik etmek yer alır. Anne adayına hemen herkes, “Sen iki canlısın, bol bol ye” gibi tavsiyelerde bulunur. Toplumun anne adayını yemek yemeye teşvik ettiği bu durumdan baba adayı da nasibini alır.
ANNELER EMZİREREK ZAYIFLIYOR, PEKİ BABALAR?
Anne adayı, bebeğin dünyaya gelmesinin ardından ciddi oranda kilo kaybetmeye başlar. Bu kilo kaybı bebeğin emzirilmesi için vücutta gerçekleşen süt üretimiyle daha fazla artış gösterir. Anne sütü bebeğin beslenmesi ve büyümesi için son derece yağ ve kalori içerir. Anne vücudu, bu kalorili ve yağlı sütü üretmek için enerji kaybeder. Bu enerji kaybı ile birlikte annenin kilo verme hızı da artar.
Bebeğini 6 ay boyunca sadece anne sütü ile besleyen kişilerin bu sürede hamile kalmadan önceki kilosuna döndüğünü gözlemliyoruz. Hatta bebeğini 2 yıl emziren anneler, hamile kalmadan evvelki kilolarından daha düşük bir kiloya geri döndüğünü belirtiyor.
KIZIM TATLI YE SÜT YAPAR
Anne, bebeği emzireceği için kendisine çevresindekiler tarafından yapılan "Tatlı besinler ye kızım, süt yapar" önerisi ile lohusa şerbetlerini, şerbetli tatlıları durmadan tüketmeye başlar. Tabii babamız da eşini yalnız bırakmaz ve şerbetli tatlılardan tutun da süt yapan her besini en az eşi kadar tüketir.
Doğumu gerçekleşen anne, sürecin devamında bebeğini anne sütüyle besleyerek, yani emzirerek enerji kaybeder ve çok yemesine rağmen kiloları kolayca verebilir. Hamilelik sürecinde eşi ile beraber durmadan yiyen ve ortalama 10 - 12 kilo alan baba ise doğum yapmadığı ve çocuk emzirmediği için vücuduna yerleşmiş olan kiloları veremeyebilir. Bu durumda baba eski formuna da kolayca dönemeyebilir.
BABALARA TAVSİYEM...
Yukarıda saydığım nedenlere dayanarak, buradan bütün baba adaylarına bazı tavsiyelerde bulunmak istiyorum.
Hamilelik sürecinde alınması gereken ortalama 10 - 12 kiloyu siz değil bebek bekleyen eşleriniz almalıdır.
Sizler baba olmanın verdiği heyecana ve telaşa yenik düşüp sağlığınızı tehdit eden kiloları almayın.
Baba olma haberini almadan önceki sağlıklı ve düzenli beslenme şeklinize devam edin.
Anne adaylarının bazıları gebelik sürecinde doğru beslenmek için diyetisyene başvurur. Bazıları ise çeşitli kaynaklardan doğru beslenme ile ilgili araştırmalar yaparak süreci ilerletir. Eşinizin bu doğru beslenme çabalarına sizler de eşlik ederek gereksiz kilo alımını önleyebilirsiniz.
Sağlıklı günler dilerim.
Op. Dr. Meriç Çağrı Ağır
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı
İnstagram