İSTANBUL (AA) - ZEHRA MELEK ÇAT - Sağlık Bilimler Üniversitesi Gülhane Tıp Fakültesi Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Emre Karaşahin, gebelikte trans yağ tüketimine özellikle dikkat edilmesi gerektiğini belirterek, "Her tür yağın fazla tüketiminin sebep olabileceği obezite ise normal doğum şansını azaltan, zor doğuma sebep olan ve bebekte zihinsel problemler de dahil olmak üzere istenmeyen durumlara yol açabilecek bir komplikasyon olarak karşımıza çıkabilmektedir." dedi.
Gebelikte yüksek tansiyon ve şeker hastalığı olarak da bilinen diyabetin gebeliğin kötü seyretmesi, doğumun erken olması, bebeğin uzun süre tedaviye ihtiyaç göstermesi gibi ağır sonuçlara sebebiyet verdiğini ifade eden Karaşahin, AA muhabirine yaptığı açıklamada, gebelik sırasında gelişen hipertansiyon veya diyabet hastalıklarının tedavisinin çok daha zor ve riskli olduğunu kaydetti.
Karaşahin, trans yağ dendiğinde, doğal olarak hayvansal kaynaklı gıdalarda olan yağlar ile sentetik olan yani doğal olmayıp, endüstriyel işlemlerle üretilmiş olan yağların akla geldiğini belirtti.
Trans yağların besinler içinde fazla yer almasının istenmediğini dile getiren Karaşahin, "Çünkü bu yağların vücutta kalp damar sisteminde hasar yaptığı ve sinsi iltihaplanmalara yol açtığı birçok çalışmada gösterilmiştir. Dünya Sağlık Örgütü artık alınan toplam kalorinin en fazla yüzde 1'ini trans yağlardan almamızı önermektedir. Bu durumda 2 bin kalorilik bir diyette en fazla 20 kalorinin eşdeğer olduğu 2,2 gram kadar trans yağ kullanmanın kabul edilebileceğini ve her gün bundan fazla tüketmenin önerilmediğini söyleyebiliriz." değerlendirmesini yaptı.
Dünya Sağlık Örgütünün, trans yağların tüketilmesine bağlı olarak yılda 500 bin kişinin kalp ve damar hastalıkları yüzünden hayatlarını kaybettiğini açıkladığını hatırlatan Karaşahin, fazla miktarda trans yağ içeren diyetlerle beslenen kişilerde kalp hastalığı riskinin yüzde 21, ölüm riskinin ise yüzde 28 arttığını vurguladı.
Trans yağların damar iç yüzünde hasara sebep olduklarını belirten Karaşahin, "Trans yağlar kanda iyi kolesterol olarak bilinen HDL molekülünü azaltmakta, kötü kolesterol olarak bilinen LDL moleküllerini ise artırmaktadır. Amerikan Kalp Cemiyeti de doymuş yağların ve bu kapsamda trans yağların tüketiminin azaltılmasını önermektedir. Doymuş yağlar oda sıcaklığında katı halde olan yağlardır." dedi.
Karaşahin, trans yağı azaltmak için satın alınan ürünlerin içerik bilgilerinin kontrol edilmesi gerektiğini önererek, trans yağlarla beraber doymuş yağların da kontrol edilerek azaltılması ve günlük diyette yüzde 5'ten fazla doymuş yağ olmamasına dikkat etmek gerektiğine dikkati çekti.
Palmiye ve Hindistan cevizi yağının sıvı olmalarına rağmen doymuş yağ oranlarının yüksek olduğunu ifade eden Karaşahin, şunları kaydetti:
"Özellikle dışarıda endüstriyel olarak hazırlanmış, kurabiye, kek gibi yağlı hamur işlerinin, atıştırmalık, hızlı ve ayaküstü tüketilen besinlerin tüketimine dikkat etmek, sınırlandırmak ve bunların ancak trans yağ içermediklerinden emin olduktan sonra tercih etmek gerekir. Evde besinlerin hazırlanması sırasında tekli ve çoklu doymamış yağların tercih edilmesi önemlidir. Tekli doymamış yağları daha fazla olarak içeren yağlar zeytinyağı, kanola yağı, yer fıstığı yağı, susam yağı ve avokado, yağlı tohumlar, fındık gibi yiyeceklerdir. Çoklu doymamış yağlar mısır yağı, ayçiçek yağı ve soya yağı olup vücut için gerekli Omega 3 ve Omega 6 maddelerini de içermektedir. Hangi yağların daha güvenli olduğunu kolay hatırlamak için kural olarak oda sıcaklığında sıvı halde olan yağları tercih etmek doğru bir seçim olacaktır. Tereyağ, süt ürünü olduğu ve hayvansal yağ içerdiği için sadece az miktarda kullanılmalı ya da diğer sıvı yağlarla karıştırmak suretiyle oranı azaltılmalıdır."
- "Obezite normal doğum şansını azaltır"
Karaşahin, hem erkeklerin hem de kadınların diyetlerindeki trans yağları azaltması önererek, şöyle devam etti:
"Üreme çağındaki kadınlarda damar hastalıkları, hipertansiyon ya da diyabet gibi hastalıklar geliştiğinde ve üzerine de gebe kalındığında, bu hastalıkların daha da riskli hale geldiğini hem anneyi hem de bebeği etkileyebildiğini hatırlamamız gerekir. Gebelikte yüksek tansiyon ve şeker hastalığı olarak da bilinen diyabetin gebeliğin kötü seyretmesi, doğumun erken olması, bebeğin uzun süre tedaviye ihtiyaç göstermesi gibi ağır sonuçlara sebebiyet verdiğini unutmamak gerekir. Gebelik sırasında gelişen hipertansiyon veya diyabet hastalıklarının tedavisi çok daha zor ve risklidir. Annenin gebelikte kan şekerinin yüksekliği bebeklerde kalıcı ağır etkiler yapabilir, üstelik normal doğumu güçleştirecek sonuçları olabilir. Her tür yağın fazla tüketiminin sebep olabileceği obezite ise normal doğum şansını azaltan, zor doğuma sebep olan ve bebekte zihinsel problemler de dahil olmak üzere istenmeyen durumlara yol açabilecek bir komplikasyon olarak karşımıza çıkabilmektedir. Tüm bu nedenlerle gebelikte trans yağ tüketimine ayrıca dikkat etmek gerekir."
Gebelikte sebze ve meyve, tam tahıllı ürünler, düşük yağlı süt ürünleri, beyaz et, balık, fındık, ceviz gibi besinlerin tercih edilmesi gerektiğini ifade eden Karaşahin, kırmızı et ve tavuğun yağlı kısımları ile derisinin ayrılmasını önerdi.
Karaşahin, kilo korunması açısından da şekerli, gazlı içeceklerden uzak durmanın güvenli da olduğunu sözlerine ekledi.