Gündemden hiç düşmeyen depremler özellikle geçen yıl 6 Şubat'tan sonra hafızalara unutulmayacak şekilde kazındı. Son olarak Marmara Denizi'nde Gemlik Körfezi açıklarında saat 04.56'da meydana gelen 3,1'lik sarsıntı büyük İstanbul depremini akıllara getirdi. Uzmanların uyarıları bir kez daha gündemde...
17 Aralık'ta Yalova'nın Çınarcık ilçesinde meydana gelen 4.1 büyüklüğündeki depremin ardından Boğaziçi Üniversitesi Kandilli Rasathanesi ve Deprem Araştırma Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener, Marmara bölgesinde büyük bir deprem beklendiği görüşlerine ilişkin "Bu dünya üzerindeki bütün bilim insanlarının hemfikir olduğu bir konu. Böyle bir depremi maalesef biz göreceğiz. Biz toplum olarak, karar vericileri olarak bu depreme ne kadar hazırız? Biz bu konuda yoğunlaşsak aslında, deprem zararlarının azaltılması yönünde çabalarımızı yoğunlaştırsak daha faydalı olacağı kanaatindeyim" değerlendirmesinde bulunmuştu.
Prof. Dr. Naci Görür ise böyle bir deprem sonrası İstanbul'da kaos yaşanabileceğinin altını çizerken "Olası bir depremde İstanbul kendi kendine yetemez çünkü hastanelerin ne kadar çalışacağı, itfaiyenin ne kadar çalışacağı meçhul. Bir de bu gecekondu mantığıyla gelişmiş, plansız bir kent. Dolayısıyla yani depremde olabilecek yıkım nedeniyle burada ulaşım da olmayabilir. Veya çok sıkıntılı olabilir. İstanbul'da büyük bir kaos söz konusu olabilir. İnsanların belli bir kısmı göçük altında kalabilir" demişti.
Beklenen depremin büyüklüğü konusunda bir nebze de olsa iç ferahlatan bir açıklama ise İstanbul Teknik Üniversitesi (İTÜ) Jeoloji Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ziyadin Çakır'dan şu şekilde gelmişti:
"Türkiye'de yüzlerce irili ufaklı fay var. Bu faylar küçük deprem üretiyor. Bu fay hatları üzerinde arada 3, 4 ve 5 büyüklüğünde deprem olması normal. Son depremler de küçük faylar üzerinde oluşmuş depremler. Herkesin merak ettiği, bu depremler beklenen Marmara, İstanbul depreminin öncüsü mü habercisi mi? Kesinlikle değil. Bunlar yüz sene önce de oluşuyordu."
Çakır'ın belirttiğine göre ayrıca deprem kuşağındaki bir ülkede 4-5 büyüklüğündeki depremler "olağan" olarak nitelendiriliyor.