Mersin'deki terör saldırısında polis memurunu şehit eden PKK'lı terörist Dilşah Ercan'ın CHP'nin Tutuklu Gazeteciler Raporu'nda gazeteci olarak yer alması gündem olmuştu. Söz konusu raporda imzası bulunan CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel'den açıklama gelmişti. Raporun 2012 yılında hazırlandığını belirten Özel, "Bu raporda toplam 188 gazetecinin ismi var. Bunun içinden Meclis'te 3 milletvekili var. Yıllar sonra bir sayfasından CHP'ye hesap sormaya çalışan, iftira atan hadsizler var" diye konuşmuştu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda sert ifadeler kullandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya seslenen Kılıçdaroğlu, iki gündür kirli propoganda yürütüldüğünü ifade etti.
Kemal Kılıçdaroğlu, Twitter hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
"İki gündür kirli propaganda yürüten Erdoğan ve yaveri fotoroman Süleyman… Öldürülen teröristin DNA raporuna rağmen, tam 2 gündür yalan söylediniz, havuz medyanız manşetler attı. Oysa ben ne dolaplar çevirdiğinizi iki gündür biliyorum. Bile bile yalan söylediniz.
Şimdi çıkın ve teröriste ait DNA raporunu açıklayın, bu millet bir kez ağzınızdan doğru bir şey duysun. Başsavcıya dosyaya el koyun dediniz. Başsavcıya sesleniyorum, o dosyayı gizlemeye çalışma, biliyoruz gerçekleri… Utanmıyor musunuz!"
İki gündür kirli propaganda yürüten Erdoğan ve yaveri fotoroman Süleyman… Öldürülen teröristin DNA raporuna rağmen, tam 2 gündür yalan söylediniz, havuz medyanız manşetler attı. Oysa ben ne dolaplar çevirdiğinizi iki gündür biliyorum. Bile bile yalan söylediniz.
— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) September 29, 2022
Kemal Kılıçdaroğlu'nun paylaşımlarının ardından İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'dan yanıt geldi. Bakan Soylu, Twitter hesabından yaptğı paylaşımlarda şu ifadelere yer verdi:
"Kılıçdaroğlu; İki gün PKK’nın ipini bekledin. Bizi yine şaşırtmadın. Sizin bu devletle bir meseleniz var. Yapılan saldırıyı ilk önce adamların DEAŞ'a yıktı. Tutmayınca adamların "cinnet geçiren bir kadın Polis" yalanına sarıldı.
Saldırıyı PKK yaptığı belli olup, devletin yargının tespitlerine rağmen teröristleri gazeteci kılığına sokup Türkiye’ye "en büyük gazeteci cezaevi" iftirasıyla teröristleri aklaman ortaya çıkınca PKK açıklamasına sığınacak zavallısın.
1- Teröristi taşıyan taksici teşhisini yaptı.
2- Yıllarca terör örgütünde birlikte olduğu örgüt mensubu sözde ölümsüzler taburunda sabotajcı eğitimi alıp Türkiye’de eylem yapmak üzere görevlendirildiğini belirtip hemen teşhisini yaptı.
3- Hoşuna gitmeyecek ama parmak izleri ile yapılan çalışmada bir tanesinde eşleşme çıktı.
4- Kurtarıcın PKK’nın açıklamasındaki teröristlerle ilgili tüm detaylara da çalışılıyor.
5- PKK’nın açıklamasını referans alıp kabul ettiği teröristlerle ilgili henüz sonucu çıkmamış raporların üzerinden terör örgütünü ve utanılacak parti raporunu korumaya alıyorsun.
Yani terör örgütünün tespiti imkansız Suriyeli isim verip, "Zozan arkadaşımızın (yani Dilşah Ercan) bu olayla herhangi bir ilgisi yoktur, görevinin başındadır." demesine sığınmaktan bile utanmıyorsun.
6’lı masada sıkıştın. PKK’ya sığındın. Yazıklar olsun...
Şimdi ana fikriniz ne? Ne demiş oldunuz... PKK'nın gazetecilerini savunmak yetmedi, bir de PKK'nın basın sözcülüğüne mi soyundunuz? "Görevinin başında" dedikleri, görev ne? Madem PKK adına konuşuyorsunuz, bunu da siz açıklamalısınız..."
Kılıçdaroğlu;
— Süleyman Soylu (@suleymansoylu) September 29, 2022
İki gün PKK’nın ipini bekledin.
Bizi yine şaşırtmadın.
Sizin bu devletle bir meseleniz var.
Yapılan saldırıyı ilk önce adamların
DEAŞ'a yıktı.
Tutmayınca adamların "cinnet geçiren bir kadın Polis" yalanına sarıldı.
Derdiniz, ortağınız PKK'yı kurtarmak...+ https://t.co/r85xrW9zvL