YURTHABER

Konya
Şehirler
Şehir Seçiniz
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Aksaray
Amasya
Ankara
Antalya
Ardahan
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bartın
Batman
Bayburt
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Düzce
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Iğdır
Isparta
İstanbul
İzmir
Kahramanmaraş
Karabük
Karaman
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kilis
Kırıkkale
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Mardin
Mersin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Osmaniye
Rize
Sakarya
Samsun
Şanlıurfa
Siirt
Sinop
Şırnak
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Uşak
Van
Yalova
Yozgat
Zonguldak
Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Geçmişi 2 bin yıl öncesine dayanan mezarlık arkeoloji müzesini andırıyor

Konya'nın Sarayönü ilçesinde geçmişi Roma dönemine kadar uzanan ve halen kullanılan mezarlık, antik mezar taşlarıyla görenlerin ilgisini çekiyor - Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar: - "Burası küçük bir Roma yerleşiminin yanında oluşmuş küçük bir mezarlıkmış. Türkler geldiği zaman bu bölgeyi mezarlık olarak kullanmaya devam etmiş ve zamanla genişlemiş" - "Geçmişten günümüze uygarlık hangi adımları nasıl atmış, biz buraya nasıl gelmişiz, bunu burada adım adım izleyebiliyoruz. Burası bir arkeoloji, tarih müzesini andırıyor ve andırmaktan öte, bir şekilde de tarihi ve arkeolojiyi yaşatıyor. Geçmişte neydik, yarın ne olacağız sorusuna burada cevap bulabiliyoruz"

SERHAT ÇETİNKAYA - Konya'nın tarihi yerleşim yerlerinden Sarayönü ilçesinde Roma döneminden bugüne kadar halen mezarlık olarak kullanılan alan, açık hava müzesini andırıyor.

Geçmişi milattan öncesine uzanan, höyükleri, yer altı şehrini, Laodikya Antik Kenti'ni ve onlarca kültürel varlığı barındıran ilçede, Hatıp Mahallesi'ndeki mezarlıkta da çok sayıda antik mezar taşı bulunuyor.

Antik dönemin yazılı taşları, sütunları, kaideleri ve madencilik taşları, mezarlığa gelenlerin ilgisini çekiyor.

- "Türkler geldiği zaman burayı mezarlık olarak kullanmaya devam etmiş"

Selçuk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Bahar, halen aktif olarak kullanılan mezarlığın, tarihin farklı dönemlerine ait zenginlikleri yansıttığını söyledi.

Roma döneminde mezarlığın bulunduğu bölgede küçük bir yerleşim yerinin olduğunu belirten Bahar, "Bazı Roma, Bizans dönemi çanak çömleklerle de karşılaştık. Biraz ileride kanal boyundaki yerleşimleri de biliyoruz. Burası küçük bir Roma yerleşiminin yanında oluşmuş küçük bir mezarlıkmış. Türkler geldiği zaman bu bölgeyi mezarlık olarak kullanmaya devam etmiş ve zamanla genişlemiş." diye konuştu.

Antik dönem taşlarının, Selçuklu ve Osmanlı döneminde de burada mezar taşı olarak kullanılmaya devam ettiğini dile getiren Bahar, mezarlıktaki ayrı kültürlere ait parçalarla kent dokusunu da çözümleyebildiklerini ifade etti.

Bazı mezar taşlarının tarihte farklı amaçlar için kullanıldığını tespit ettiklerine değinen Bahar, şöyle konuştu:

"İncelediğimiz bir mezar taşının dört farklı amaçla kullanıldığını tespit ettik. Önce Roma dönemi büyük bir binanın alınlık taşı olarak kullanılmış. O mimari parça düştükten sonra Romalı onu oymuş ve orada cıva arıtmış. Türkler gelmiş, onu dövme taşına çevirip buğday dövmüş. Sonra da getirip mezar taşı yapmış. Hem mimari hem teknolojik hem de ölümle ilgili aşamaları aynı taşta parça parça görebiliyoruz."

- "Buralar bizim ibret levhalarımızdır"

Türklerin mezar kültürüne verdiği öneme dikkati çeken Bahar, mezarlıklara gösterilen saygı sayesinde bu tarihi varlıkların bugüne kadar ulaştığını dile getirdi.

Bahar, şöyle devam etti:

"Türklerde mezar kültü, ata kültü çok önemli. Bunu bu mezarlıkta da görebiliriz. Bu bölgeye geldikleri zaman da mezarlara saygı göstermişler. Eski tarihi taşları atmamış, mezar taşı yapmışlar. Antik taşlar, mimari taşlar, mil taşları mezar taşı olarak kullanılmış. Türkler yazılarıyla, resimleriyle, desenleriyle bu taşları kabullenmişler ki taşların üzerindeki sanatı tümüyle düzleyip tıraşlamamışlar."

Geçmişe sahip çıkmanın geleceği daha çok anlamlandıracağını vurgulayan Bahar, "Geçmişten kalan bu tarih, buralar bizim ibret levhalarımızdır. Öyleyse ibret olacak şeyleri atalarımızın yaptığı gibi koruyup sahip çıkmalıyız. Geçmişten günümüze uygarlık hangi adımları nasıl atmış, biz buraya nasıl gelmişiz, bunu burada adım adım izleyebiliyoruz. Burası bir arkeoloji, tarih müzesini andırıyor ve andırmaktan öte bir şekilde de tarihi ve arkeolojiyi yaşatıyor. Geçmişte neydik, yarın ne olacağız sorusuna burada cevap bulabiliyoruz." dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler