HABER

Geleceğimize obezite ambargosu

Motorlu araç kullanımının artması sonrası özellikle gelişen ve gelişmekte olan ülkelerde yaygınlaşan obezite (şişmanlık) hastalığı dünyanın geleceğini tehdit ediyor. 1 milyar aşırı kilolu insanın yaşadığı yeryüzünde 300 milyon obezite hastası var. Her 10 çocuktan 2'si obez oluyor. Çocuklar arasındaki obezite oranının da her geçen gün biraz daha artması insanlığın geleceğini ambargo altına alıyor.

Geleceğimize obezite ambargosu

Bursa Büyükşehir Belediyesi'nin ev sahipliğinde gerçekleştirilen Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Sağlıklı Kentler Birliği toplantılarının son gününde konuyla ilgili bir açıklama yapan DSÖ Avrupa Bölge Ofisi Kent Sağlığı Merkezi Başkanı Dr. Agis Tsouros, "Dünyadaki beslenme alışkanlıklarının değişmesi bir nevi obezite salgınına yol açtı. 1980'lerden sonra Kuzey Amerika, İngiltere, Doğu Avrupa, Avustralya, Pasifik Adaları ve Çin'de obezite 3 kattan daha fazla artış gösterdi. Ekonomik büyüme, kentleşme, küreselleşme ve gıda sektörünün globalleşmesi de bunda çok etkili oldu. Tehlike çanları çalan bir durum da çocuklar arasında obezitenin yayılması. Çocuklar giderek daha fazla kilolu olmaya başladı. Her 10 çocuktan 2'si obez oluyor ve bu geleceğimiz için hiç de iyi bir gelişme değil" dedi.

Obezitenin, doymuş yağ ve şeker içerikli, yüksek kalorili yiyecek tüketiminin artması ve fiziksel aktivitelerin azalması sonucu ortaya çıktığına dikkat çeken Tsouros, "Temel etken fiziksel aktivitelerin azalması. Bu azalmada kentlerin aktivite yapmaya uygun inşa edilmemesi de büyük rol oynuyor. Trafik yoğunluğu, gürültü, bisiklet yollarının olmaması, güvenlik gibi etkenler de önemli. Özellikle gelişmekte olan ülkelerde daha çok refah obeziteyi artırıyor. Sebze tüketimi azalıyor ve daha çok et gibi yağlı şeyler tüketiliyor. Çocukların beslenmesinde sağlıksız fast food yiyecekler ve gazlı içecekler olumsuz etkiye neden oluyor. Okul kantinlerinde bile taze sebze meyve yerine bu sağlıksız ürünler satılıyor. Günümüzde zengin insanlar zamanla doğru beslenmenin ve sağlıklı yaşamanın değerini anlayarak aktivite merkezlerine gidiyor. Buralardan istifade edemeyen fakirler ise daha obez oluyor" şeklinde konuştu.

Obezitenin ikinci tip diyabetik hastalıklara, kalp damar, kalp krizi, yüksek tansiyon ve bazı kanserler gibi kronik hastalıklara yakalanma noktasında tetikleyici olduğunu belirten Dr. Agis Tsouros, hastalığın erken yaşta ölümlerin artmasına, kronik hastalıklardan dolayı yaşam kalitesinin azalmasına kadar birçok olumsuz sonuca yol açtığını söyledi. İnsanlara sadece "İyi beslenin ve egzersiz yapın" diyerek bu hastalığın önüne geçilemeyeceğini de vurgulayan Tsouros, "Çalışmalar daha çok sağlıklı yaşam ve fiziksel aktivite üzerine yoğunlaşıyor. Şehirlerin de bu hizmetleri götürecek şekilde planlanması lazım. Bir de bu hizmetlere genç, yaşlı, çocuk, zengin, fakir ayrımı olmaksızın hepsinin ulaşabilmesi sağlanmalı" diyerek kent yöneticilerine de mesaj verdi.

Gelişen teknolojiyle birlikte taşıt kullanımının arttığını ve zamanla insanların araçlarıyla işlerine gitmelerinin bir prestij unsuru haline geldiğini hatırlatan DSÖ Avrupa Bölge Ofisi Kent Sağlığı Merkezi Başkanı Dr. Agis Tsouros, "Fakat yıllar geçtikçe insanlar bu hareketsizliğin kendi sağlıklarını tehdit ettiğini anladıkça ibre tersine dönmeye başladı. Son yıllarda insanlar Avrupa'da prestijlerinden vazgeçip işlerine arabalarıyla değil, bisikletleriyle gitmeye başladı. En üst düzey yöneticiler bile bunu yapıyor. Artık Avrupa'da bisikletle işe gitmek çok daha prestijli oldu" dedi.

En Çok Aranan Haberler