Tekirdağ'ın Çorlu ilçesinde tahnit ustası Selçuk Karaköy, yasal yollarla avlanan veya doğal nedenlerden ölen hayvanların içini doldurarak onların yakından görülerek tanınmasını sağlıyor. En büyük hayalinin bir müze kurmak olduğunu belirten Karaköy, "Çorlu'ya tahnit hayvanların olduğu bir müze kazandırmak isterim. İçerisinde yüzlerce tahnit hayvanın bulunduğu doğa ve tabiat müzesi. Mesela dükkanın kapısı açık olduğu zaman aileler çocuklarıyla buraya geliyorlar. Çocukların bu hayvanları televizyon haricinde görmeleri çok zor" dedi.
Tahnit mesleğine 1996 yılında merak üzerine başladığını belirten Karaköy, "1996 senesinde bu işe çok merak sardım, merak sonucunda da kendi işim oldu. Gördüğünüz gibi bu ürünler ortaya çıkmaya başladı. Çok zor, gerçekten çok zor. Niye derseniz birçok meslek bilmeniz lazım. Dericilik, kalıpçılık, ürünleri temin edemediğimiz kısımlarda dil, diş ve gözler yurt dışına bağımlı haldeyiz. Geldikten sonra da gümrüklerde uğraşıyoruz. Ardından ürünler birleştiriliyor, deriler tamamlandıktan sonra hayvanlar bu hale geliyor" dedi.
Hayvanların tahnit edilmesinin zor ve uzun bir süreç olduğunu ifade eden Karaköy, "En uzun süren hayvanlar, büyük memeliler ve yırtıcılar. Mesela önünde durduğumuz aslanın yapımı yaklaşık 4 ayı geçmiştir. Kalıba giydirdikten sonra sadece bir hafta dikişleri sürüyor. Bozayılar, 200 kilo üzerindeki ayılar yine yaklaşık 4 ay sürüyor. Çünkü bunların tabaklama süreleri var. Kalıplama süreleri var. Derinin kalıp üstünde durması lazım. Ardından hayvanı dikmemiz lazım. Hayvanın hiçbir şekilde hareket etmemesi lazım. Makyajının yapılıp müşteriye ya da Tarım Orman Bakanlığı birimlerine teslim etmemiz lazım" diye konuştu.
Karaköy, Türkiye'de bu mesleği yapanların sayısının çok az olduğunu dile getirerek, "Türkiye'de bu sanatı yapan bir elin beş parmağını geçmez. Dünyada ise çok yapılan bir iş. Niye derseniz, eski dünya dediğimiz Avrupa ve Amerika'da avcılık çok önemli. Ciddi anlamda çok yapılan bir uğraş ya da hobi diyelim. Bununla birlikte tabii ki elde edilen ürünlerin bir şekilde doldurulması lazım. Yani herhalde dünyada yüz binlerce tahnit stüdyosu mevcuttur. Bu iş çok sabır istiyor, iş için çok emek veriyorum diyebilirim. Yaptığım tahnit kötü ise bozar, yeniden yaparım. O yüzden de şu anda kusursuz, gerçeğiyle birebir muhteşem hayvanlar çıkıyor. Elimde bir aslan var. Konya'nın Karatay Belediyesi yaptırdı. Bu aslan 26 yaşındaydı. Doğada böyle bir aslan bulabilme şansımız neredeyse yok. Bacak arasına kadar siyah yele atmış çok büyük bir erkek aslan. Gerçekten doğada olsaydı ağırlığı 400 kilo ve boyu 1.80 metre olacaktı. Hayvanat bahçesinde yaşadığı için şu anda boyu 1.60 metre ve 250 kilo civarında. Ölünce bize yolladılar, biz de hayvanı bu hale getirdik" ifadelerini kullandı.
En büyük hayalinin bir müze kurmak olduğunu belirten Karaköy, "Çorlu'ya tahnit hayvanların olduğu bir müze kazandırmak isterim. İçerisinde yüzlerce tahnit hayvanın bulunduğu doğa ve tabiat müzesi. Çünkü biz ölsek de adımız yaşayacak. Bu çocuklar için çok güzel bir şey. Mesela dükkanın kapısı açık olduğu zaman aileler çocuklarıyla buraya geliyorlar. Çocukların bu hayvanları televizyon haricinde görmeleri çok zor" dedi.