Green Global Economy Index’e (Yeşil Küresel Ekonomi Endeksi) göre dünyanın en yeşil kenti Kopenhag bu aylarda şehirdeki karbon emisyonunu yüzde 20 oranında düşürmeyi hedefliyor. Yeşile büyük saygı gösteren Kopenhag belediyesinin büyük bir toplu taşıma ağı ve bisiklet yolları bulunuyor. Ayrıca mimaride çatıları yeşillendirmek, etkili atık yöntemleri kullanmak ve yağmur suyunun geri dönüşümü çalışmaları yapılıyor.
Hollanda'nın başkenti Amsterdam küçük ve kalabalık bir kent olmasına rağmen çevrecilikte sınır tanımıyor. Şehirde caddeler çok dar olduğundan dört tekerlikli taşıtlar yerine iki tekerli taşıtlar kullanılıyor. Yaklaşık 1.5 milyon nüfusu olan Amsterdam'da 1 milyonun üzerinde kişi bisiklet kullanıyor bu durum karbon emisyonunun da bir hayli düşmesini sağlıyor. Bu durum her ne kadar trafik yaratsa da mühendisler akıllı kent projesi kapsamında krizi fırsata çevirmeyi hedefliyor.
Avrupa Yeşil Büyük Kent Ödülü’nü alan ilk Avrupa kenti ünvanına sahip Stockholm 1990'dan beri karbon emisyonunu yüzde 25'lik bir oranda düşürdü. Şehrin doğa ile ilgili en önemli planı ise 2050'ye kadar fosil yakıt kullanımını tamamen kesmek.
Vancouver Kuzey Amerika'da soğuk iklimi ve yüksek emlak fiyatlarıyla göze çarpabilir ancak bunun bir sebebi var. Kanada'nın önemli şehirlerinden Vancouver'da elektriğin yüzde 93'ü sürdürülebilir enerji kaynaklarından karşılanıyor. Vancouver yeşil olma konusunda diğer şehirlere göre daha hırslı ve azimli çalışıyor.
Yoğun sisi ve fabrikalarıyla göze çarpan İngilitere'nin başkenti Londra'da da yeşillendirme çalışmaları hızla yayılıyor. Londra sanayileşmiş gibi gözükse de kentin birçok alanında parklar, ağaçlandırma, ve çatılarda yeşillendirme çalışmaları yapılıyor. Ayrıca son yıllarda bisiklet yollarına önem veriliyor. Toplu taşıma zaten malumunuz.
Yüksek binaları Wall Street'i ve inanılmaz kalabalığını ele alınca "bu ne perhiz bu ne lahana turşusu?" diye düşünebilirsiniz. Evet New York kenti de diğerleri gibi yeşile önem veriyor. Boyutlarına göre New York'un gaz emisyonu aynı büyüklükteki birçok şehrin çok altında. Ayrıca 28 dönümlük 'Central Park'a verdikleri önem şehrin yeşil kalmasında büyük bir etken.
Ormanın ortasında bir şehir inşa eden Singapur'un doğa çalışmaları son hız devam ediyor. 54 hektarlık Süper Ağaçlı Bölgeler yaratılıyor, hayvanlar korunuyor ve atık suyun geri dönüşüm çalışmaları yapıyor. Dünya'nın bir ucundaki Singapur, doğanın önemini kavramış gibi görünüyor.
Yeniden İskandinav ülkelerine kaydığımızda Finlandiya'dan Helsinki'yi görüyoruz. Aslında Finlandiya çok göze çarpan bir ülke olmasa da başkentte çevrecilik adına büyük adımlar atıldı. 1950'de başlanılan yeşil programla kendi elektriklerini kendileri üretmeye başladı. Helsinki bu elektrikle şehrin hem ısınma hemde soğutma gibi ihtiyaçlarını karşılıyor. Ayrıca takım adalarını destekleyip Baltık Deniz'nin korunmasında da önemli rol sahibiler.
Bu listede maalesef herhangi bir şehrimiz bulunmuyor. Özelikle bu güzel şehirler arasında Türkiye'nin en büyük metropol kenti İstanbul'u görmek isterdik ancak bu gidişatla olmayacak gibi görünüyor. Son zamanlarda tartışmalara neden olan havaalanı, köprü ve yol inşaları ülkemizin yeşilini günden güne tüketiyor. Tüm dünya sürdürülebilir enerjiye geçmişken, yeni nükleer santral için Türkiye'nin en yeşil alanlarını yok ediyoruz. Karadeniz Bölgesi Türkiye'de yeşili en çok korunabilmiş bölgesi ve HES'e karşı büyük bir doğa direnişi var... Kanada, Norveç, Finlandiya gibi soğuk iklimlere sahip ülkeler yeşil olma konusunda üst düzeye çıkmışken dört mevsimi dolu dolu yaşayan ülkemizde yeşil alanlar yok ediliyor.
İstanbul nüfus bakımından çok kalabalık, yüzölçümü bakımından da küçük olabilir ancak gördüğünüz üzere Amsterdam bile bunun altından başarıyla kalkabiliyorsa bahanelere sığınmanın bir anlamı yok. Belki biz görmeyiz, bu gidişle de göremeyeceğiz gibi ancak umarız ileride çok geç olmadan biz de bu listeye girebiliriz.