Beyin kanaması geçirdiği açıklanan genç reklamcı Gökçe, müdahaleye rağmen kurtarılamadı. Ailesi ise Gökçe'nin ihmal nedeniyle öldüğünü iddia ediyor.
Kabak Koyu'nda tatil yapan Salih Gökçe, Serinlemek için girdiği denizden çıktıktan sonra aniden fenalaşıp yere yığıldı. Bilinci kapanan ve nefes alıp vermekte zorlanan Gökçe'ye ilk müdahale, sahildekiler tarafından yapıldı.
Gelen sağlık ekipleri, bölgeye karayolu ile ulaşım olmadığı için yürüyerek Salih Gökçe'ye ulaştı. Sağlık ekipleri Gökçe'ye yaptıkları müdahalenin hastaneye sevk etmek için hava desteği istedi.
Çağrı üzerine gelen yangın söndürme helikopteri, havalanarak Kabak Koyu'na indi. Helikoptere alınan Gökçe, Hastaneye kaldırıldı. Hastaneye kalbi durmuş halde gelen Gökçe, müdahaleye rağmen kurtarılamadı.
Salih Gökçe'nin cesedi, otopsi yapılmak üzere İzmir Adli Tıp Kurumu'na gönderildi.
Ölümü üzerine Gökçe'nin iş arkadaşları ve ailesi bir basın açıklaması yaptı:
14 Haziran 2012 Perşembe günü, Fethiye Ölüdeniz / Kabak Koyu'nda bulunan bir tesiste, Salih Gökçe'yi geçirdiği beyin kanaması sonucunda kaybettik. Sabah denizde yaklaşık 1 saat kadar yüzdükten sonra, istirahat etmek ve tesisten ayrılmak için eşyalarını toparlamak üzere odasına çekilen Salih, aniden fenalaştı. Durum tesis yetkililerine bildirildi ancak tesis yetkililerinin yapabilecekleri hiç bir şey yoktu çünkü değil ilk yardım bilgisi olan bir personel bulundurmak, tesiste bir ecza dolabı bile bulunmuyordu.
Yolları kötü olduğu için normal araçların iniş yapamadığı, sadece 4x4 arazi araçlarının ve ATV motorsikletlerin inebildiği tesisin bağlı olduğu köye sağlık ekiplerinin gelmesi 1 saat sürdü. Ancak yanlarında getirebildikleri techizat yeterli değildi ve az sayıda techizat ile 1 saat kadar, ambulans gelinceye kadar Salih'e müdahale ettiler. Sağlık ekipleri gelesiye kadar Salih'e ilk müdahaleyi tesiste tatil yapan ikisi yabancı uyruklu, birisi Türk 3 bayan hemşire yaptı. Yani Salih tam 2 saat boyunca hayat mücadelesi verdi.
3 farklı iletişim kanalından helikopter için iletişime geçildi ve sonunda köy muhtarının desteği ile Orman Bölge Müdürlüğüne ait bir helikopter bulundu. Ancak Helikopter geç geldi ve tesise inemediği için tesis ile köy arasında bir araziye iniş yapabildi. Salih, Helikoptere götürülmek üzere otelden çıkartılırken halen düşük de olsa nabzı atıyordu. Ancak 2 saatlik yorucu mücadeleye dayanamadı Salih. Hastane yetkilileri, Salih'in hastaneye getirildiğinde kalbinin durmuş olduğunu belirttiler.
Tesiste belirttiğimiz gibi bir ecza dolabı bile yoktu. İlk yardım bilen bir personel bulunmuyordu. Yol düzgün olmadığı için ambulansın erişiminin olmadığı tesise ait bir deniz ulaşım aracı da bulunmadığı için Salih'i denizden de ambulansa erişebileceğimiz bir nokataya götüremedik. Sahil'de çakıllar olduğu için zaten geç gelen Helikopter, güvenlik gerekçesi ile sahile iniş yapamadı. Bu nedenle ormanlık alanda bir noktaya indirlen helikoptere Salih, arkası açık, sedye ve hasta taşımaya kesinlikle elverişli olmayan bir arazi aracı ile götürülmek zorunda kaldı.
Belki de Salih'in kalbi o araçta, helikoptere yetiştirilmek istenirken durdu. Eğer tesiste bir sağlık personeli bulunmuş olsaydı, tesisin bir deniz aracı veya içi bu gibi durumlarda hasta taşımaya müsait bir arazi aracı olsaydı, veya tesis, en azından sahilinde veya yakınlarında, acil durumlar için helikopter gibi hava araçlarının inebileceği bir alan bulunuyor olsaydı, belki Salih bugün halen aramızda olacaktı.
Bu gibi tesisler ülkemizde her yıl binlerce tatilciyi ağırlıyor. Sadece Kabak koyunca bir çok kamp tesisi yer alıyor ve bu tesislerde bu ve buna benzer olaylar yaşanma riski bulunuyor. Tesiste bulunan eksiklikler ile ilgili hukuki yolla her türlü mücadeleyi vereceğiz. Ancak daha başka canlar yanmasın, Salih'ler ölmesin diye bu tesislerin denetlenmesini, eksikleri bulunanların cezalandırılmasını istiyoruz. Ayrıca kamuoyunun yaz tatili süresince bu tesislere gitmeden önce, mutlaka tesislerin sağlık ekipmanlarını sorgulamalarını hatırlatmak istiyoruz.