"Genç TEMA Kongresi" Kütahya'da yapıldı

Türkiye Erozyonla Mücadele, Ağaçlandırma ve Doğal Varlıkları Koruma (TEMA) Vakfı'nca düzenlenen "Genç TEMA Kongresi", Kütahya'da yapıldı.

Vakıf'tan yapılan yazılı açıklamaya göre, kongre, 5-6 Mayıs'ta 30 ilden 100'ü aşkın Genç TEMA'lının yanı sıra TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Deniz Ataç, Teşkilatlanma Bölüm Başkan Vekili Bora Ersezen, Kütahya İl Temsilcisi Mustafa Satılmış, Kütahya Genç TEMA Başkanı Emrah Kant'ın katılımıyla Dumlupınar Üniversitesi'nin (DPÜ) ev sahipliğinde gerçekleştirildi.

Kongrenin açılışında konuşan Kant, kongreye ev sahipliği yapmaktan onur duyduklarını belirterek, şunları kaydetti:

"Bu yıl kongremiz her zamankinden daha çok anlam yüklü. Çünkü, Toprak Dedemiz Hayrettin Karaca ve Yaprak Dedemiz Nihat Gökyiğit bundan 20 yıl önce temel hedefi başta topraklarımız olmak üzere doğal varlıklarımıza sahip çıkmak olan TEMA Vakfı'nı kurdu. Bayrağı onlardan devralan Biz Genç TEMA'lılar, kongremizde 'Toprak ve Sürdürülebilir Yaşam'ı ele aldık."

Daha sonra, Genç TEMA'lılar takımlara ayrılarak, Genç TEMA Bildirgesi ile "Toprak ve Sürdürülebilir Yaşam" konulu rapor çalışmasını sundu.

Genç TEMA Toprak ve Sürdürülebilir Yaşam Raporuna göre, insanlar kendi elleriyle dünyayı yaşamak için daha zor bir yer haline getiriyor.

İklim değişiyor, kutuplar eriyor, ormanlar yok oluyor, tarım alanları azalıyor, toprak, su, hava, denizler kirleniyor, insanlar ya sıcaktan kavruluyor ya da üşüyor, sel, taşkın, hortum, kasırga gibi felaketler artıyor. Daha önce hiç olmadığı kadar çok gıda üretirken açlık yaygınlaşıyor. 7 milyara ulaşan dünya nüfusunun 2050'de 2 milyar daha artarak 9 milyar olması bekleniyor. Nüfus artmaya devam ederken, yaklaşık 925 milyon insan kronik açlık çekiyor. Su giderek azalıyor ve su sıkıntısının artacağı tahmin ediliyor.

Genç TEMA'lılar tüm bu nedenlerle toprak ve suyu doğal varlık olarak tanımlıyor ve kabul ediyor. Her canlının gıda ve suya erişme, dengeli beslenme hakkı olduğuna, insanların refahı ve doğanın korunması amaçlarına sürdürülebilir bir yaklaşımla ulaşılabileceğine dikkati çekiyorlar.