HABER

'Genel başkanları da özür dilesin'

AK Parti Sözcüsü Beşir Atalay, CHP'li Sezgin Tanrıkulu'nun 'Dersim özrü'nü önemli bulduğunu söyledi ve ekledi: Genel başkanları da özür dilesin.

'Genel başkanları da özür dilesin'

ANKARA(ANKA) - Ak Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, çözüm sürecinde kararlılık ve samimiyete vurgu yaptı. Çözüm sürecinin asla bir güvenlik zaafı getirmeyeceğini kaydeden Atalay, "Gerek mülki idare amirlerimiz, gerek bütün güvenlik birimlerimiz kamu düzeni konusunda hassas olmalı, hiç kimse bahanelere sığınmasın, kendi bölgesinde, kırda, kentte kamu düzeninin gerektiği yönde sağlaması için gayret etsin. Bu konuda en küçük bir zaaf söz konusu olmayacak" dedi.

Dersim tartışmalarını ibretle izlediklerini belirten AK Parti Sözcüsü Atalay, Hükümetin Alevi vatandaşlarla ilgili çalışmasını olumlu bulduklarını söyledi. AK Parti Genel Başkanı ve Parti Sözcüsü Beşir Atalay, gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. İlçe kongrelerinin devam ettiğini ve kısa sürede tamamlanacağını belirten Atalay, AK Parti İl Başkanları toplantısının Ankara dışında ilk kez 26 Kasım'da Şanlıurfa'da yapılacağını ifade etti.

Soma ve Karaman'daki maden kazalarının ülke için büyük üzüntü kaynağı olduğunu ifade eden AK Partili Atalay, "Maden şehitlerimiz oldun. Onlara bir kez daha rahmet diliyorum. Bütün bunlar yürürken, bir yandan da yasal düzenlemeler, tedbirler tekrar gözden geçirilmiş oldu. Hükümet bir süredir çalışıyordu. İş güvenliği diye bir paketi ilk defa açıklamış oldu. Bu iş güvenliği paketi dün açıklanan, çok önemli yasalarda değişiklik getirecek ama çalışma hayatı ile ilgili, iş güvenliği ile ilgili üç ana boyutta değerlendirilebilir, Birincisi eğitim, ikincisi denetim, üçüncüsü yaptırım. İş gücünün iyi bir eğitimi, belli yerlerde çalışacakların eğitimi daha fazla ön planda, denetim mekanizmalarının etkili olmasın birde yaptırım. Yaptırıma iki türlü bakmak lazım bir ceza birde ödül bu getirilen tedbirler ödülü de getiriyor" dedi.

Pek çok yasada değişiklik olacağını kaydeden Atalay, "Burada maden ve kömür ocaklarına daha fazla bir ağırlık veriliyor. Şu günlerde TBMM'ye bu tasarı olarak gidecek. Bunun bir an önce meclisten çıkması için çaba sarf edilecek. Bunu hepimiz önemi görüyoruz. Hükûmet olarak, parti olarak hiçbir boşluk kalmasın, hiçbir tölerans noktası kalmasın anlamında Uluslararası standartlarda gözetilerek bu çalışma çok önemli görüyorum. Parti olarak biz bunu çok ciddi şekilde ön planda görüyor ve destekliyoruz" diye konuştu.

-" KARARLILIĞIMIZ DEVAM EDİYOR"-

Çözüm sürecine ilişkin değerlendirmelerde de bulunan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Atalay açıklamasına şöyle devam etti:

"Hükümetin iki gün önce yaptığı çözüm süreci toplantısı oradaki uzun değerlendirmeler, yeniden her şeyin gözden geçirilmesi özelliği taşıyordu. Şu anda tekrar, çözüm sürecinin kararlılıkla devam etmesi yönünde iki taraflı irade belirtilmiş oldu. Bu bir anlamda bir niyet yenilemedir taraflar açısından. Bizim hükümet olarak, parti olarak çözüm süreciyle ilgili olumsuz bir tavrımız olmadı. 6-7 Ekim olaylarında bile bu provokasyonların bu yanlışlıkların üzerine gidilecek, suç işleyenler cezalandırılacak ama çözüm süreci ile ilgili kararlılığımız sürüyor demiştik. O Kararlılığımız devam ediyor. Çözüm süreci millete mal olmuş, milletin umudu haline gelmiş bir çalışmadır. Bu sonuca ulaştığında hem Türkiye büyüyecek hem milletimiz güçlenecektir."

-" HÜKÜMET KENDİNE DÜŞENLERİ YAPTI"-

"Çözüm süreci ve buna benzer çalışmalar, dünyanın hiçbir yerinde hiç bir ülkesinde düz bir yol olarak gitmemiştir. Engebeleri vardır, iniş-çıkışları vardır, itilaflar vardır. Bunları aşarak devam etmek lazım. Bunun içinde kararlı olmak gerekiyor. Provokasyonlara dikkat etmek gerekiyor. Çözüm süreciyle ilgili engelleri, nerelerde olumsuzluklar, nerelerde önleme engelleme olduğu biliyoruz. Çözüm süreci bizim kararlı olduğumuz bir nokta. Hazırlıklar büyük oranda tamamlanmış, yol haritası ortaya çıkmış. Hükümet bu konuda kendine düşenleri yaptı. Meclisten yasa çıkardık geçen Temmuz ayında. 10 Temmuz'da çıkan o yasa bizim için çözüm sürecinin bir anlamda Anayasasıdır. Kimin ne yapacağı orada sıralanıyor. CHP'de destek vermiştir, ana muhalefetinde desteğiyle o yasa çıkmıştır. O yasa en ileri yasalardan biridir."

-" EN KÜÇÜK BİR ZAAF SÖZ KONUSU OLMAYACAK"-

"6-7 Ekim olayları ve sonrası bölgedeki kamu düzeni ile ilgili hassasiyetlerin artığı bir dönem olmuştur öncesi ve sonrası. Yol haritasının ilk safhasıydı bölgedeki kamu düzenin gerektiği sağlanması, hukuk dışılığa asla müsaade edilmemesi. Hükümet bu konuda hem yeni güvenlikle ilgili tedbirler alıyor hem yasal düzenlemeler yapıyor. Çözüm süreciyle güvenlik boşluğu asla oluşmaz, oluşmamalı, insanlarda bunu böyle bilmeli. Baştan beri bizim vurgumuzdur çözüm süreci asla bir güvenlik zaafı getirmez, getirmemelidir. Bunu mazeret olarak kullananlar yanlış yapıyorlar. Çözüm süreci o güvenliğin daha iyi sağlanması için vardır. Ülkemizin güvenli bir ülke olması için vardır. Gerek mülki idare amirlerimiz, gerek bütün güvenlik birimleri kamu düzeni konusunda hassas olmalı, hiç kimse bahanelere sığınmasın, kendi bölgesinde, kırda, kentte kamu düzeninin gerektiği yönde sağlaması için gayret etsin. Bu konuda en küçük bir zaaf söz konusu olmayacak."

-"KARARLILIK VE SAMİMİYET ÇOK ÖNEMLİ"-

"Bundan sonra süreç sağlam bir zeminde yürümeye devam edecek. Yeniden herkesin konumunu gözden geçirdiği, gelinen durumu iyi değerlendirdiği günler yaşandı geçtiğimiz günlerde. Bundan sonra daha şeffaf zeminde çözüm süreci yürüyecek. Karşılıklı hem açık net konuşulması hem toplumumuza gelinen safha ve çalışmalarla ilgili daha fazla bilgi verilmesi bizimde görüşümüzdür. Bu konuda daha şeffaf yürütülmesi bizim de politikamızdır. Burada kararlılık ve samimiyet çok önemli. Her zaman bu iki kavramı vurguluyoruz. Burada güven zaafı olursa, güven kayması olursa sorunlar artar. Şu anda bu konularda bir tazelenme olduğunu görüyoruz. Oldukça büyük memnuniyetimi ifade ediyorum. Türkiye'nin geleceği için bu süreç sağlıkla yürüsün. Bu sorunlarını bir bir çözsün. Bu toplumsal sorunları çözdüğümüzde, daha büyük ülke, daha güçlü ülke, daha güçlü bir millet olacağımızı her kes biliyor."

-" ÇOK ZULÜMLER YAPILMIŞ"-

"Dersim tartışmalarını enteresandır ibretle izliyoruz. Bunları iyi izleyenler şunları görürler aslında, bir AK Parti'nin durduğu yer var birde diğer partilerin durduğu yer var. Aslında bu bizim her konuda karşılaştığımız bir durum. Bütün bu sorunları açık açık konuşan bir AK Parti tavrı var. Bunun için geçmişi de bu şekilde bakan, eğer geçmişte yanlışlar varsa zulümler varsa, haksızlıklar varsa onları da dile getiren bir AK Parti var. Yeni Türkiye'de geçmişteki hataları da bir bir göz önüne seriyoruz. Cumhurbaşkanımız o zaman Başbakan'ken Dersim'le ilgili özür dilemişti. Devlet adına bir özürdür. O zamanki yapılanlar, şimdi bunların yıl dönümlerinde bazen konuşuluyor. Bu konuda CHP'NİN MHP'nin tutumu statükocu, eski devletçi yine o geleneksel tutumlar. Biz nasıl vatandaş bakışlı politika izliyoruz. Onlar eski geride kalmış devletçi politika izliyorlar."

-"ALEVİ VATANDAŞLARLA İLGİLİ ÇALIŞMALARI OLUMLU BULUYORUZ"-

"Hükümetin Alevi vatandaşlarla ilgili çalışmasını çok olumlu buluyoruz. Demokratikleşme adımları içinde daima bunu çalıştık. Son demokratikleşme paketimiz 2013 yılında açıklandı ve yasalaştırıldı. Hem cemevlerinin statüsüyle ilgili hem de diğer konularla ilgili çok çalışma yaptık. Alevi kesimlerinin kendi içlerinde bir ittifak sağlayamadığımız için son anda paketten çıkarmış olduk. Şuanda hükümetimiz bunun üzerinde çalışıyor. İnanıyorum bu defa bu konuda ileri bir adım atılacaktır."

Toplantı sonrası basının sorularını yanıtlayan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, "HDP'nin İmralı'ya gidiş için yaptığı başvuruya yanıt verilecek mi? Çözüm kurulu kimlerden oluşuyor? Belirtilen yol haritası çerçevesinde silahların bırakılması konusu var mı? " sorusuna, "Kararlılık ve niyet yenilenmesi zaten bunu yürüyen çalışmalarda tekrar normalleşmesi anlamına gelir. Bu yürüyen bugüne kadarki diyalog çalışmaları bu çerçevede yürüyecektir. Bunların hepsi değerlendiriliyordur. Çözüm sürecine dönük çalışmaları koordine etmek üzere Kamu Güvenliği Müsteşarlığı görevlendirildi. Bütün yetkilerde Bakanlar Kurulu'na verildi. Bakanlar Kurulu, bu konuda ki çalışma takvimini ve çalışma yöntemini belirledi. Ama bu konuda genel olarak koordinasyonu sağlayan Başbakanımız. Başbakanımız başkanlığında iki haftada bir toplanan çözüm süreciyle ilgili bir heyet var. Burada hem ilgili bakan arkadaşlarımız var, hem bürokratlar var. Dolayısıyla asıl değerlendirmeler orada yapılıyor, kararlar orda alınıyor. Ama görüşmelere yürütenler bu heyetin içinden hepsi değil. Bunu isimlendirmek gerekli değil. Silahların bırakılması çözüm süreci içinde vardır. Çözüm süreci yasasında da bunların hepsi tek tek sayılmıştı" dedi.

-"YENİ MEKANİZMALAR GEREKİRSE GÖRÜŞÜRLER"-

"Müzakerelere geçiş ne zaman olacak? Sorusuna Atalay, "Bu diyaloglar bu çalışmaları zaten yürütüyordu. Burada özel bir tarih, bir dönüm noktası, müzakerelere geçiş falan gibi değerlendirilmemesi lazım. Yol haritası, bunların değerlendirilmesi ve karşılıklı görüşmeler bunlar devam eden şeyler. Ama yeni mekanizmalar gerekirse görüşürler" diye cevap verdi.

-"YENİ BİR METİN VEYA BİR KARAR AÇIKLANMADI"-

Atalay, "Cemevlerine ibadet statüsü verilecek mi?" sorusuna, "Bu konuda çok çalışmalar oldu. Belli formatlar geliştirilmişti. Şu anda o çalışmalarda değerlendirilir ama yeni bir metin veya bir karar açıklanmadı. Ama o konuda epey çalışmalar yapılmıştı" ifadesini kullandı.

-"BİLİNMEYEN HİÇBİR ŞEY YOK"-

"Çözüm süreciyle ilgili şeffaflık nasıl bize yansıyacak? Muhalefet ve HDP ile görüşme olacak mı?" sorusuna Atalay, "Bilinmeyen hiçbir şey yok. Çözüm sürecinin, hedefi, amacı, safhaları bilenmeyen hiçbir şey yok. Bu konuda baştan beri çözüm sürecinin hedefi olarak şiddeti, terörü bitirmek, silahı ortadan kaldırmak ve siyaseti söz sahibi kılmak. Hangi kesimin sorunu olursa olsun siyaset yaparak sorunu çözsün biz buna ulaşmak istiyoruz. Burada bilinmez hiçbir şey yok. İsterlerse bilgilendiririz" dedi.

En Çok Aranan Haberler