YURTHABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Genel Cerrahtan Kanser Açıklaması

Kanser Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Karabük Özel Medikar Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü hekimi Doç....

Kanser Haftası nedeniyle bir açıklama yapan Karabük Özel Medikar Hastanesi Genel Cerrahi Bölümü hekimi Doç. Dr. Ömer Faik Ersoy, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kanser yükü geçtiğimiz 30 yılda iki kat arttığını söyledi.

Doç Dr. Ömer Faik Ersoy, "Kanser, içinde bulunduğumuz 21. yüzyılda hızlı artışı nedeniyle dünyada hem halk sağlığı hem de sağlık sistemi için önemli bir sorundur. Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre kanser yükü geçtiğimiz 30 yılda iki kat artmıştır. 2008 yılında dünya nüfusu 6,7 milyar olup, 12 milyon yeni kanser vakası bildirilmiştir. Ayrıca bu nedenle 7 milyon ölüm ve kanserli 25 milyon kişinin halen hayatta olduğu unutulmamalıdır.2020 yılında yıllık yeni kanser vakası sayısının yüzde 65'lik bir artışa çıkacağı tahmin edilmektedir" dedi.

Kanser kelimesinin Latince de yengeç anlamına gelen "crab" sözcüğünden türediğini de anlatan Ersoy, "Vücuttaki bir hücre grubunun farklılaşarak, aşırı ve kontrolsüz şekilde çoğalması sonucu oluşur. Aslında çoğalma bir düzen içerisindedir. Burada ki kontrol mekanizmasının bozulması anormal şekilde ve hızda büyümeye, çoğalmaya ve neticesinde de tümör adı verilen kitleye neden olur. Mekanizmaların bozulmasında etkili olan faktör hücrelerdeki genetik değişikliklerdir. Yakın akrabaları kanser tanısı alanların aklında hep "kanser olacak mıyım? ve acaba bende de kanser miyim ?" sorusu vardır. Ancak bu durum bize kanserin kalıtsal bir hastalık olduğunu göstermez. Yapılan çalışmalarda kanser vakalarının çok azı ailesel faktörlerden etkilenir.Nedeni kansere duyarlı genlerin aktarılmasıdır. Bunlar direkt olarak kansere neden olmaz. Ama bu genleri taşıyan kişiler kanser açısından riskli grup olarak takip edilmektedirler. Her tümör kanser değildir.,İyi yada kötü huylu olarak İki gruba ayrılırlar" ifadesinde bulundu.

KANSER TÜRLERİ NELERDİR ?

Doç. Dr. Ömer Faik Ersoy, yılda 145-160 bin yeni kanser tanısı konduğu kabul edildiğini de açılayarak şunları söyledi:

"İyi huylu tümörler (Benign) ve kötü huylu tümörler (Malign) vardır. İyi huylu tümörler kanser değildir. Bunların nadiren hayati tehlikesi vardır. İyi huylu tümörlerin hücreleri dokulara, etrafına veya vücudun yapısına büyük benzerlik gösterirler ve kökenini aldıkları dokunun karakterini benimserler. Genellikle yavaş büyürler. diğer bölgelere sıçramazlar. Oluştukları yerin veya organın çalışma düzenini bozarlar ve baskı yaparak ağrı verirler. Ancak, bunların etki dereceleri büyüklüğüne göre ve oluştukları yere göre çok değişiklik gösterir. Kötü huylu olanlar aksine hayati tehlike yaratırlar ve etraf dokulara sıçrarlar. Mutlaka erken müdahale edilmelidirler. Kanserlerin yaklaşık yüzde 80-90'ı çevresel veya davranış faktörleri tarafından meydana gelir. Işınlar, bazı ilaçlar, polisiklik aromatik hidrokarbonlar gibi kimyasal faktörlerin yanında virüsler de biyolojik olarak normal karaktere sahip bir hücrenin değişmesine neden olabilir. Genellikle bulunduğu organa göre belirti ve bulgu verirken bazen de hiç belirti ve bulgu olmaksızın tanı konulabilir. Ancak bazı hallerde bu durumdan şüphelenilmeli ve bir doktora ileri tetkik yaptırmak üzere başvurulmalıdır. Örneğin; dışkılama ve idrar alışkanlıklarında değişiklikler, iyileşmeyen yaralar, beklenmeyen kanamalar ve akıntılar, meme veya başka organlarda elle hissedilen şişlikler, yutma güçlüğü veya hazımsızlık, siğil ve benlerde belirgin değişiklik"

TEDAVİ NASIL OLUR ?

Gelişmiş ülkeler için dahi gelecek yıllarda tanı konacak çok sayıda kanser hastasının tedavisi, palyatif (destekleyici) tedavileri ve son dönem bakımı için yeterli bütçe temini önemli bir sorun olacağını da belirten Ersoy, "Kanserle mücadelede dört temel unsur üzerinde odaklanılmalıdır. Önlenebilir kanserleri önlemek, tedavi edilebilir kanserleri tedavi etmek, iyileştirilebilir kanserleri iyileştirmek, palyasyon gerektiğinde uygulamak.Tabii ki hastalığı tuttuğu organa ve evresine göre tedavi seçenekleri değişmektedir.Burada önemli olan erken tanı koyabilmektir.En başarılı sonuçlar bu hastalarda elde edilmektedir.Genel olarak bakıldığında tedavi 3 aşamalıdır.Bunlardan biri cerrahi müdahale ,diğeri ilaç tedavisi yani kemoterapi bir diğeri ise ışın tedavisi yani radyoterapidir" dedi.

Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz

En Çok Aranan Haberler