Genelkurmay Askeri Savcılığı, uçak üzerindeki radar ikaz alıcısı kayıtlarında yapılan incelemede füze yayınlarından sinyal alındığının belirlendiğini belirterek, uçakta teknik bir arıza bulunduğuna ve bu nedenle düştüğüne yönelik herhangi bir bulgunun tespit edilemediğini bildirdi.
Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından yapılan açıklamada, 22 Haziran'da RF-4E keşif uçağının Doğu Akdeniz'de görev uçuşu esnasında düşürülmesi iddiası ile ilgili olarak uçağın düşe nedeni ve sorumluların tespitine yönelik soruşturmanın savcılıkça yürütüldüğü bildirildi. Bu kapsamda Genelkurmay Askeri Mahkemesi tarafından soruşturma işlemleri ile ilgili olarak gizlilik kararı verildiği belirtilerek, soruşturmanın devam etmekle beraber olayın hassasiyeti ve kamuoyunun bilgilendirilmesi maksadıyla bilgi verilmesine ihtiyaç duyulduğu ifade edildi. Açıklamada, "Söz konusu uçağın düşürülmesiyle ilgili olarak gerekli kriminal ve diğer incelemeler neticesinde Hava Kuvvetleri Komutanlığı Kaza Kırım İnceleme Heyeti tarafından Kaza kırım İnceleme Raporu tamamlanarak 18 Eylül 2012 tarihinde Askeri Savcılığımıza teslim edilmiştir. Kaza Kırım İncelemesi kapsamında, Radar telsiz ve iz kayıtlarından, uçağın uluslararası hava sahasında Suriye sınırına paralel 7 bin 400 feet irtifa, 300 knot süratte, 211 başta uçarken istikrarlı uçtuğu en son nokta olan 35.48.22 Kuzey, 35.33.21 Doğu koordinatında soldan ani bir dönüşle irtifa kaybederek Suriye kıtasına 8.6 deniz mili mesafede, saat 11.57 C'de, Suriye karasularında 35.48.26 Kuzey, 35.37.59 Doğu koordinatında denize düştüğü tespit edilmiştir" ifadelerine yer verildi.
Kaza sonrası su yüzeyinden alınan parçaların, Jandarma Kriminal Daire Başkanlığı'nda incelendiği belirtilen açıklamada, istikamet dümeni üzerinde Suriye makamları tarafından iddia edildiği şekilde, uçaksavar mermisi hasarına rastlanmadığının tespit edildiği bildirildi. Enkaz parçalarının 1'inci Hava İkmal Bakım Merkezi Komutanlığı'nda metalurjik incelemeye tabi tutulduğu kaydedilerek, parçalar üzerinde füze yakıtlarında oksitleyici ve harp başlıklarında ana malzeme olarak kullanılan potasyumklorat (KCIO3) bileşiğine ait olduğu değerlendirilen partiküllerin tespit edildiği ifade edildi. Açıklamada, şunlar kaydedildi:
"Daha detaylı bir patlayıcı incelemesinin yapılması maksadıyla HPLC (High Pressure Liquid Cromotography) ve LC-MS-MS (Liquid Cromotography Mass Spectrometer) yöntemleri ile patlayıcı artığı analizleri yapılmasına ihtiyaç duyulmuştur. Bu maksatla ilgili parçalar İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'na gönderilmiştir. İstanbul Adli Tıp Kurumu Başkanlığı'nca yapılan inceleme neticesinde, enkaz parçaları üzerinde RDX (Hexogen), HNX (Octogen), TNT (2,4,6-Trinitrotolunene) ve PETN (Pentaerythritol Tetranitrate) patlayıcı madde artığı tespit edilmiştir. Uçak üzerindeki Radar İkaz Alıcısı kayıtlarında yapılan incelemede füze yayınlarından sinyal alındığı belirlenmiştir. Uçakta teknik bir arıza bulunduğuna ve bu nedenle düştüğüne yönelik herhangi bir bulgu tespit edilmemiştir."
Belirtilen bulgular ışığında Kaza Kırım İnceleme Raporu'nun sonucu hakkında bilgiler verilen açıklamada, "Uçağımızın, Doğu Akdeniz'de uluslararası hava sahasında uçarken, Suriye hava savunma unsurları tarafından atılan füzenin uçağın sol arka tarafında patlayarak, blast etkisi yaratması sonucunda, uçağın ve pilotların uçuş şartlarını sağlayamayacak şekilde etkilenmesi nedeniyle, uçağın sola dönüşle irtifa kaybedip sola hafif yatışlı ve burun yukarı pozisyonda suya çarptığı kanaati belirtilmiştir. Askeri Savcılığımızca olayın tüm yönleriyle açıklığa kavuşturulmasına yönelik kapsamlı soruşturmaya devam edildiği kamuoyuna saygıyla duyurulur" denildi.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz