HABER

Bize Ulaşın BİZE ULAŞIN

Genetik beslenmenin yolu açılıyor

Almanya'da, gen teknolojisiyle gıda maddeleri üretilmesini düzenleyen yasa tasarısı kamuoyuna sunuldu. Ancak bilim adamları, bu yolla üretilen bitkilerin ne gibi sonuçlara yol açacağının bilinmediğine dikkat çekerken, genetik değişime uğramış bitkilerin kontrol dışı yayılmasından endişe ediyor.

Genetik beslenmenin yolu açılıyor

Almanya Tarım ve Tüketiciyi Koruma Bakanı Renate Künast, önceki gün Berlin'de, gen teknolojisi ile üretilen gıda maddelerine yönelik yasa tasarısını kamuoyuna sundu. Bakan Künast, sunumunda, dünya genelinde 60 milyon hektar tarım alanında gen teknolojisinin kullanıldığını vurgularken, Nisan ayından itibaren Avrupa genelinde, genetik manipülasyona uğramış gıda ürünlerinin belirgin şekilde etiketleneceğini hatırlattı.

Tasarıyla, ekolojik ve gen teknolojisi kullanılarak yapılan tarımın düzenlenmesi amaçlanıyor. Tasarı aynı zamanda, koalisyon partileri arasında aylardır süren tarımda gen teknolojisine izin verilmesi tartışmasına da son noktayı koyuyor. Federal Hükümet'in üzerinde anlaştığı tasarıda, tarımda gen teknolojisinin desteklenmesi amacının güdülmediği belirtiliyor. Yasal düzenleme yoluyla, hali hazırdaki uygulamaya karşı tedbir alınması hedefleniyor.

RİSKLER BİLİNMİYOR

Bilim adamlarına göre, yeni teknolojiler yeni imkanlar sunuyor. Bu durum, gen teknolojisi için de geçerli. Örneğin, genetik değişime uğratılmış bakteriler artık inisülin üretebiliyor. Bu, dünyadaki milyonlarca şeker hastası için devrim niteliğinde bir gelişme. Bununla beraber, her yeni teknoloji, birçok riski de beraberinde getiriyor. Gen teknolojisi de öyle. Dünya genelinde gen teknolojisi kullanılarak üretilen bitkilerin yanı sıra antibiyotiklere dayanıklı belirgin genler ekleniyor. Genetikçiler bu sayede, değişime uğratılmış ve doğal ürünleri birbirinden ayırt edebiliyor.

Uzmanlar, bu bitkilerin, ileride insanlar ve hayvanlar tarafından büyük miktarlarda tüketilmesinin sonuçlarının ne olacağının henüz belli olmadığını da dikkat çekiyor.

Çevrecilere göre, en büyük risk ise genetik değişime uğramış bitkilerin kontrol dışı yayılması. Büyük bir alanda, genetik değişime uğratılmış tohum kullanılmasının uzun dönemli sonuçları hakkında henüz elde veri yok. Arıların taşıdığı bitki tozları veya havada uçuşan polenler yoluyla, genetik değişime uğramış ve uğramamış bitkilerin birbirine karışabileceği korkusu hüküm sürüyor.

Uzmanlar, gen teknolojisini savunanların en büyük iddiasının, bu sayede açlık sorunun aşılacağı olduğunu vurgularken, "Ama dünyada onbinlerce insan, gıda maddeleri yetersizliğinden değil, bu maddeleri alacak parası olmadığı için aç kalıyor. Açlık krizleri, savaşlar veya ekonomik sisteme totaliter müdahale gibi sebeplerden ortaya çıkıyor. Gen teknolojisinin bu soruna çözüm getirmesi zor. Aksine, gen araştırması şirketlerinin maaliyetlerini çıkarma isteği, gıda maddelerinin pahalılaşmasına bile sebep olabilir" görüşünü savunuyor.

Express


En Çok Aranan Haberler