HABER

''Genişleme kararları otomatik değil''

Brüksel (AA) - AB Komisyonu'nun genişlemeden sorumlu üyesi Olli Rehn, genişleme politikalarının otomatik kararları içermediğini, sonucun önceden kestirilemeyeceğini söyledi.

Brüksel Ekonomik Forumu'nun genişleme konulu oturumunda konuşan Rehn, genişlemenin bir mucize olmadığını belirterek "Fakat AB ve üyelik yolundakiler olmak üzere her iki taraftaki ülkeler için de kazanç var" dedi.

2004 yılında 10 yeni üyenin katılımının ardından AB'de genişleme yorgunluğu hissedilmeye başlandığına dikkati çeken Rehn, genişleme üzerinde yeni bir fikir birliği sağlamanın gereğinden bahsetti.

Rehn, AB Komisyonu olarak belirledikleri genişleme politikasının yeni ülkelere taahhütte bulunmak yerine, Bulgaristan, Romanya, Hırvatistan, Türkiye ve Batı Balkanlardan oluşan mevcut gündemlerine odaklanmayı öngördüğünü vurguladı.

Düşünce kuruluşu Avrupa Reform Merkezi'nin Dış Politika Direktörü Mark Leonard ise AB'nin genişleme politikasının derinleşme olmadan sürdürülmesinin zorlaştığını söyledi.

Fransa ve Hollanda'daki referandumların ardından belirsizliğe giren yeni AB anayasasını yeniden diriltmenin zorluğunu anlatan Leonard, mevcut durumda her ülke için bir komiser uygulamasının "hantallık" yarattığını ve küçük ülkelerin, nüfuslarına oranla daha güçlü temsil edilmelerinin adil görülmediğini kaydetti.

"AB'nin genişleme yorgunluğu aslında işsizlik yorgunluğu" diyen Leonard, sorunlara çözüm bulunamadıkça kamuoylarında AB politikalarına düşmanlığın artacağını iddia etti.

Oturumda "Genişleme: Önümüzdeki yol" başlıklı bir konuşma yapan Devlet Bakanı ve Başmüzakereci Ali Babacan, Türkiye'nin ekonomide yakaladığı başarılara değindi.

Reformları yapmaktan daha zor olanın uygulamak olduğunu, çabalarını bu alanda yoğunlaştırdıklarını vurgulayan Babacan "AB ile müzakereleri çok ciddiye alıyoruz.

Fasıl fasıl ilerleyerek kurumlarımızı ve yasalarımızı müktesebata uyumlu hale getirmek için stratejimizi belirliyoruz. Müzakere heyetlerine üst düzey bürokratları dahil ediyoruz ve bunlar kendi kurumlarında uygulama açısından kolaylık sağlıyor" dedi.

AB anayasasının Fransa ve Hollanda'daki referandumlarda reddedilmesiyle birlikte ülkelerin kamuoylarına daha fazla önem vermeye başladığına işaret eden Babacan, Avrupa'da Türkiye'nin algılanmasıyla gerçek arasında büyük bir açık bulunduğunu, bunun giderilmesi açısından AB tarafından başlatılan sivil toplum diyalogunun önemli rol oynayacağını kaydetti.

Babacan, "Türkiye'nin üyeliği AB tarihinde dönüm noktası olacaktır. Türkiye'nin katılımı sadece AB üye sayısını bir artırmayacak. Bu süreç çok geniş bir bölgede merakla takip ediliyor" diye konuştu.

Babacan, "Türkiye'deki değişim büyük bir coğrafyayı etkiliyor. Türkiye aynı zamanda AB'nin büyüme motoru olmaya adaydır. AB'nin gelecekteki güvenlik ve istikrarında çok önemli rol oynayacak" dedi.

AB'nin evrensel değerlerle kültürel farklılıkları kucaklayan bir yapı olarak ortaya çıktığına dikkati çeken Babacan, sözlerini şöyle sürdürdü: "Farklılıkları öne çıkaracağımıza, ortak değerler etrafında bir araya gelelim. Biz Türkiye'nin geleceğini AB'de görüyoruz. Zorlukların da farkındayız."

En Çok Aranan Haberler