YEMEK

George Orwell'a Göre İyi Çay Demlemenin 11 Yolu

Yetmiş yıl önce bu ay, George Orwell çay demlemek ve içmek ile ilgili 11 adet ipucunu kaleme aldı. Evening Standard dergisinin 12 Ocak 1946 tarihinde yayınlanan sayısında “A Nice Cup of Tea” (Bir Bardak Çay Keyfi) adı ile yer alan makalede, Orwell “en az dört madde tartışmalıdır” demiştir. Oldukça cüretkâr bir iddia! Öyleyse Orwell tarzı çay nasıl demlenir? Okumaya devam.

George Orwell'a Göre İyi Çay Demlemenin 11 Yolu

"Elinize geçen ilk yemek kitabında çaya bakarsanız büyük ihtimalle o kitapta böyle bir kavramın geçmediğini fark edeceksiniz; ya da en iyi ihtimalle önemli noktalarından bazılarının bahsedilmediği birkaç çizim bulursunuz.

Bu tuhaf bir durum çünkü çay bu ülkenin en önemli kültürel yapı taşlarından bir tanesi, İrlanda, Avustralya ve Yeni Zelanda’da da aynı şekilde çayın önemi büyük. Ancak çay yapımı konusunda oldukça fazla anlaşmazlık var.

Ben mükemmel bir bardak çay için kendi tarifime baktığım zaman en az 11 önemli püf noktası olduğunu keşfettim. Belki iki tanesi genel olarak kabul edilebilir ve en az dört tanesi ise tamamen tartışmaya açık. İşte benim, her biri altın değerinde olan 11 kuralım.


1- Her şeyden önce Hint ya da Seylan çayı kullanılmalı.

Çin çayının günümüzde küçümsenmemesi gereken özellikleri var. Örneğin çay ekonomiktir ve sütsüz de içilebilir ancak içerisinde yeterli miktarda uyarıcı yoktur. Çin çayı içtikten sonra kendinizi daha bilge, cesur ya da iyimser hissetmezsiniz. “İyi bir bardak çay” denildiği zaman herkes Hint çayını kasteder.


2- Çay, az miktarda demlenmeli, örneğin küçük çaydanlıklar kullanılmalıdır.

Semaver gibi büyük bir kapta demlenen çay her zaman lezzetsiz olur, askeriyede kazanda demlenen çayın tadı ise makine yağına ya da alçıya benzer. Demlikler porselen ya da toprak olmalıdır. Gümüş ya da Britanya metalinden yapılmış olan demliklerde demlenen çay kalitesizdir, emaye kaplarda demlenen çay ise daha da beterdir. Bugünlerde daha nadiren kullanılan kalaylı demlikler ise o kadar da kötü değildir


3- Demliğin önceden ısıtılmış olması gerekli.

Demliğin içine sıcak su koyarak ısıtmaya çalışmaktansa, demliği doğrudan ocağa koymak daha doğrudur.


4- Çay demli olmalı. Örneğin kulplu bir demlik kullanıyorsanız ve demliği tamamen dolduracaksanız, tepeleme altı çay kaşığı kadar çay yeterli olacaktır.

Aslında düşünecek olursak bu miktar haftanın her günü içilecek bir miktar değildir, fakat ben bir bardak demli çayın yirmi açık çaydan daha iyi olacağını düşünüyorum. Yaşlılarda şöyle bir şey gözlemlenmiştir; gerçek çay severler çaylarını demsiz içmez, yıllar geçtikçe daha da demli olarak içerler.


5- Çay demliğe doğrudan koyulmalı. Süzgeç, tül poşet ya da diğer malzemeler çayı hapseder.

Bazı ülkelerde çaydanlığın içindeki çay yapraklarını tutan süzgeçler ile birlikte satılmaktadır fakat bu zararlıdır. Aslına bakılırsa bir insanın belirli miktarda çay yaprağı yutması ona zarar veremez ve eğer çay demliğin içindeyken serbest bir şekilde hareket etmezse asla iyi bir şekilde demlenemez.


6- Çay demlerken kaynamış su kullanılmalı.

Demleme zamanında suyun kaynar olmalı, yani çay demlenirken suyun ayrıca bir yandan da kaynatılması gereklidir. Bazı insanlar suyun çayla beraber kaynaması gerektiğini söylüyor, ancak ben bir fark yarattığını düşünmüyorum.


7- Çay yapraklarının çökmesi için çayı yaptıktan sonra karıştırmalı ya da demliği güzelce sallamalısınız.


8- Çayı düz ve derin olmayan, silindir şekilde olan güzel bir çay fincanında içmelisiniz.


9- Çaya süt eklerken, sütün kremasını ayırmalısınız. Kremalı süt çaya oldukça kötü bir tat verir.


10- Bardağa önce çayı koymalısınız.

Bu İngiltere’de tartışılan bir konu. Bazıları önce sütü koymanız gerektiğini savunuyor ancak ben önce çayın konması konusunda ısrarcıyım. Çünkü önce çayı koyduğunuzda üzerine ne kadar süt koymanız gerektiğini daha iyi ayarlayabilirsiniz. Bazıları önce sütü koymanız gerektiğini savunuyor


11- Eğer çayınızı Rus tarzında içmiyorsanız, şekersiz tüketmelisiniz.

Burada azınlıkta olduğumu biliyorum. Ancak yine de çayın tadını içine şeker atarak tadını mahvederseniz kendinizi nasıl çay tiryakisi diyebilirsiniz ki? Çaya şeker atmak, tuz ya da biber atmaya eşdeğerdir. Nasıl ki biranın tadı sert olmalıdır, aynı şekilde çayın tadının da sert olması gereklidir. Eğer tatlandırırsanız tadını aldığınız şey çay değil, şekerdir ve buna benzer içecekleri sıcak suyun içerisine sadece şeker atarak da elde edebilirsiniz.

Bazı kişiler çayı sevmediklerini, sadece ısınmak ya da kendilerine gelmek için içtiklerini ve bu yüzden çayın tadını almak için şeker ilave ettiklerini söylüyor. Bu tarz yanlış düşüncelere kapılmış insanlara tek söyleyebileceğim şey şudur: çayı sadece iki hafta şekersiz içerseniz, bir daha asla çayınıza şeker atmak istemeyeceksiniz ve onu mahvetmeden içmeyi başarabileceksiniz."

Orwell yazısını şu şekilde sonuçlandırıyor:

"Bu bahsettiğim aşamalar sadece çay içmekle ilgili olan tartışmalı noktalar değil, ayrıca bu işin ne kadar incelikli olduğunu da belirten noktalardır. Ayrıca demlik ile ilgili oldukça gizemli bir sosyal etiket vardır (örneğin çay tabağından çay içilmesi neden uygunsuz olarak karşılanmaktadır?) ve çay yapraklarının fal bakmak, misafirin geleceğini tahmin etmek, tavşanları beslemek, yanıkları tedavi etmek ve halıyı süpürmek gibi başka amaçlar için kullanılması ile ilgili de oldukça fazla yazı yazılabilir. Demliği ısıtmak ve gerçekten kaynayan suyun kullanılması gibi ufak noktalara dikkat edilmesi oldukça önemlidir. Yaklaşık 50 gram çaydan yirmi fincan güzel, demli çay yapabilmek için bu incelikli noktalara dikkat edilmelidir."

Hadi bakalım çay severler, tartışmalar başlasın!

Çaysever arkadaşlarınla paylaş!

En Çok Aranan Haberler