HABER

Gerçeker: Hukuk devletinin güvencesi olacağız

Yargıtay'ın 143'ncü kuruluş yıl dönümü nedeniyle Yargıtay'da tören düzenlendi.

ANKARA (ANKA) - Yargıtay Başkanı Hasan Gerçeker, Yargıtay'ın adaletin, yargı bağımsızlığının, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmanın en büyük güvencelerinden biri olarak dün olduğu gibi bugün de yarın da Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı aydınlık yolda, gösterdiği ilkeler doğrultusunda, çağdaş hukuk sistemini güçlendirme yolunda çalışmalarına devam edeceğini söyledi.

Yargıtay'ın 143'ncü kuruluş yıl dönümü nedeniyle Yargıtay'da tören düzenlendi. Törende konuşan Gerçeker, Yargıtay'ın kuruluş yıl dönümünün ilk defa kutlandığını belirterek, Yargıtay'ın tarihçesini anlattı. Yargıtay'da görev yapan ve emeği geçen herkese teşekkür eden Gerçeker, sözlerine şöyle devam etti:

“Yargıtay, kuruluşundan itibaren 143 yıldır milletimizin hizmetindedir ve adalet dağıtmaktadır. Adaletin, yargı bağımsızlığının, demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olmanın en büyük güvencelerinden biri olarak dün olduğu gibi bugün de, yarın da bugünlere gelmemizi borçlu olduğumuz büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk'ün açtığı aydınlık yolda, gösterdiği ilkeler doğrultusunda çağdaş hukuk sistemini güçlendirme yolunda çalışmalarına devam edecektir. Böylece temel hak ve özgürlüklere dayalı Cumhuriyet ve demokrasi sistemimiz büyük kazanımlar sağlayacaktır. Gelecek günlerin ülkemize barış, kardeşlik, karşılıksız sevgi, saygı ve anlayış ortamında daha fazla mutluluk getirmesi dileğiyle tüm yargı mensuplarını kutluyorum.”

-TBB BAŞKANI COŞAR’DAN "ADİLLİK" VURGUSU-

Türkiye Barolar Birliği (TBB) Başkanı Vedat Ahsen Coşar da törende yaptığı konuşmada, Yargıtay’ın kuruluş gününün ilk kez bugün Yargıtay ile Türkiye Barolar Birliği tarafından ortaklaşa düzenlenen bir etkinlikle kutlandığını, bu kutlamanın geleneksel hale gelmesi gerektiğini söyledi.

Coşar, savunmanın, sadece Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ve Türkiye Cumhuriyeti Anayasası gereğince adil yargılanma hakkı ile hak arama özgürlüğünün vazgeçilmez bir unsuru değil, aynı zamanda yargılama faaliyetini demokratikleştiren de bir unsur olduğunu ifade etti. Coşar, “O nedenle savunma hakkına saygı ve özen gösterilmeden yapılan her türlü yargılama demokratik olmadığı gibi adil de değildir” diye konuştu.

Barolar Birliğinin 4 Temmuz 1970 tarihli bildirisindeki “ceza davaları ve tutukluluğun makul süreyi aşmaması gerektiğine” ilişkin değerlendirmeyi hatırlatan Coşar, aradan geçen 41 yıl içinde bildiriye konu hususların değişmemiş olması ve bugün hala bunların sorun olarak yaşanmasının üzüntü verici olduğunu ifade etti. Coşar, sözlerine şu ifadelerle devam etti:

“Koruma tedbirleri, bu kapsamında bulunan 'arama, el koyma, tutuklama, iletişimin dinlenmesi gibi pozitif hukukun öngördüğü araçlar, hukuk güvenliği, kişi güvenliği, özel hayatın gizliliği, adil yargılanma ilkesi gibi temel nitelikteki kişisel hak ve özgürlükler üzerinde son derece etkili olan araçlardır. O nedenle koruma amaçlı olan bu araçların kullanılmasında, 'lekelenmeme hakkına', aşırılığa kaçılıp kaçılmadığını esas alan 'oranlılık ilkesine', 'insan onurunun dokunulmazlığı ilkesine' saygılı olunması gerekir. Bu araçların kullanılmasında ayrıca, hazırlık, soruşturma aşamasında yürütülen eylem ve işlemlerde hukuk devletinin öngördüğü sınırlar içinde kalınıp kalınmadığını, yürütülen işlemlerin yasal ve ahlaki bir temele oturmasını öngören 'dürüst işlem ilkesine' uyulması gerekir. Aksine uygulama devletin hukuk devleti olma niteliğini ciddi biçimde tartışılır duruma getirir. Bu konuda en büyük görev, hukuka en fazla saygı duyması gereken, hukuk devletini herkesten daha çok savunması gereken biz hukukçulara düşmektedir. Onun için hukukçular olarak ilkemiz, 'önce hukuk, sadece hukuk' olmalıdır.”

Yargıtay’a yeni seçilen üyelerinde katıldığı törende konuşmaların ardından "Koruma Tedbirleri" konulu sempozyum düzenlendi.

ANKA

En Çok Aranan Haberler