TBMM Soruşturma Komsiyonu’nda dört eski bakanı Yüce Divan’a sevk etmeme yönünde oy kullanan Ak Partili üyelerin tümünün, bu kararlarına İstanbul Cumhuriyet Savcılığı’nın takipsizlik kararını gerekçe gösterdikleri ortaya çıktı. Ak Partili üyeler, kararlarına, takipsizlik kararını, fiillerin suça dönüşmemesini, yeterli delil olmamasını, delillerin hukuka aykırı olmasını, yeterli ve makul şüphe oluşmamasını, Yüce Divan tartışmalarını, paralel yapıyı gerekçe gösterdi.
Komisyonun 5 Ocak tarihli son toplantısına ilişkin tutanaklara göre, eski bakanlar için, “Yüce Divan’a sevk edilmemeleri” yönünde oy kullanan Ak Partili üyeler, özetle şu görüşleri dile getirdi:
‘Fiiller suça dönüşmedi’
- Mustafa Kemal Şerbetçioğlu (Bursa): Hukuken geçersiz delillerle suçlama yapmak veya hüküm kurmak mümkün değildir. Bakanlarla irtibatlı olduğu ileri sürülen kişilerle ilgili olarak İstanbul Cumhuriyet Savcılığı takipsizlik kararı vermiştir. Önergede sayılan fiilerin suça dönüşmediği ve işlendiği iddia edilen suçların unsurlarının oluşmadığı kanaatindeyim.
- Bilal Uçar (Denizli): Hani masumiyet karinesi vardı? Tam bir yıldır bu insanlar her türlü ortamda, medyada, siyaset alanında linç edildi. Sonuçlara baktığımız zaman, önergede belirtilen fiilerle ilgili dava açmaya yetecek her türlü şüpheden uzak delil yoktur.
‘Siyasi suikasttır’
- İlknur İnceöz (Aksaray): 17-25 Aralık operasyonunun adeta hükümetin hedef alınmak suretiyle bir siyasi suikast girişimi olduğunu anlamamak mümkün değil. Kendilerini burada dinlediğimizde çok açık ve net bazı sorulara cevap vermeseler bile daha sonra yazılı olarak bunların gönderilmiş olmasından da şu anlaşılmaktadır ki her bir bakanın Yüce Divan’a gönderilmesine gerek olmadığı kanaatimi arz ediyorum.
- Yılmaz Tunç (Bartın): Anayasa 38, kanuna aykırı elde edilmiş bulguların delil olarak kullanılmasını yasaklıyor. Soruşturma süresi içinde aynı IP numarasından 12 ihbar yapılıyor. Bu numaranın araştırılmasına ilişkin savcıların herhangi bir girişiminin olmadığını görüyoruz.
- Ayşe Türkmenoğlu (Konya): Bu tapelere dayanarak hazırlanan rapor ve fezlekelerin yok hükmünde sayılacağını takdirlerinize sunmak istiyorum. Burada ben Çağlayan’la ilgili iddiaların makul şüpheyi de bırakın, vicdanen düşüneceğim zaman makul şüphenin de daha da altında bir şüphe bende oluşturmadı... Bizlerin yapması gereken yasal olmayan bu sürece ‘Dur’ demek olmalıdır.
‘Cizvit örgütüdür’
- Mustafa Akış (Konya): 17-25 Aralık bir yolsuzlukluk soruşturması mıdır yoksa milli iradeye ve onun seçtiği hükümete bir darbe teşebbüsü müdür? Cevap eğer ikincisiyse komisyon alacağı kararla darbe teşebbüsünü meşrulaştırma neticesinin ortaya çıkma tehlikesiyle karşı karşıya kalacaktır. 17-25 Aralık’ın anlamının en önemli göstergelerinden biri bu örgütü tanımak olmalıdır. Paralel örgüt bir Cizvit örgütüdür... Takkiye en önemli davranış biçimidir... Ülkede olağanüstü dönemlerin yaşandığı böyle bir zaman diliminde ve izah ettiğim nedenlerle Yüce Divan’a sevk edilmemeleri yönünde oy kullanıyorum.
- Hakkı Köylü (Başkan): Konuşmak istemiyorum sadece görüşümün çoğunluktan yana olduğunu belirteyim. Değerlendirme yapmayacağım. Bence güzel bir çalışma oldu, sonucu da böyle oldu; hayırlı olsun demekten başka yapacağımız bir şey yok.... (Milliyet)