Gezi olaylarında gözaltına alınarak tutuklanan bayrak satıcısı Ali Sarıçiçek'in eşi Merhamet Sarıçiçek, "Bir ceza kesildiyse bu ceza Ali Sarıçiçek'e mi yoksa onun 5 çocuğunamı mı kesildi. Bayraklarımızı verin. Ben de bayrak satacağım." dedi.
Gezi eylemleri kapsamında 8 Temmuz 2013 günü tutuklanan 8 kişinin ailesi ve yakınları, Çağlayan'daki İstanbul Adalet Sarayı önünde basın açıklaması yaptı. Ali Sarıçiçek'in Atatürk amblemli Türk Bayrağı satan, geçimini bundan sağlayan bir kişi olduğunu belirten Avukat Tülay Odabaş, "Zaten gazetelerde de var. Müvekkilim, kucağında bayraklarla yere yığılmış durumda, gözaltına alınırken. Bu bayraklarla da gözaltına alınmış durumdadır." dedi.
Sorgu hakiminin tutuklama yaparken suç delili toplanmadığından bahsettiğini belirten Odabaş, "Benim müvekkilimin suç delili olarak gösterilen bayraklarına el konulmuştur. Başka hangi delil toplanacaktır, bunu anlamak mümkün değildir."diye konuştu. Atılı suçun mahiyetinin tutuklamayı gerektirir nitelikte olmadığını savunun avukat Odabaş, "2911 sayılı yasa kapsamında gözaltına alınan bütün şüpheliler serbest bırakılmıştır. Benim müvekkilimin özgürlüğünden mahrum kalması, hukuki olmayıp tamamen siyasidir. Malesef ülkemizde hakime, savcıya göre yasaları yorumlamak farklı farklı oluyor. Bu da mahkemelerin ve hakimlerin tarafsız olmadığını gösteriyor." ifadesini kullandı.
Sarıçiçek'in ailesinin mağdur olduğunu, 5 çocuklarının bulunduğunu ve geçim sıkıntısı yaşadığını belirten Odabaş, tahliye edilmesine ilişkin dilekçe verdiklerini ve sonucu beklediklerini söyledi.
Ali Sarıçiçek'in eşi Merhamet Sarıçiçek de eşinin bayrakçı olduğunu söyledi. Melahat Sarıçiçek, "30-40 yıldır bayrakçılıkla geçimimizi sağlıyoruz." dedi. Sarıçiçek, cocuğunu gösterek "Şu çocuğa 'Okuyup öğretmen mi doktor mu olacaksın' deseniz 'Yok anne, ben bayrakçı veya posterci olacam' der. Biz böylesine yetişmişiz. Biz, günü birlik kazanan günü birlik yiyen, azıcık aşımız, kaygısız başımız olan insanlarız. Ekmek davasına düştü o gün. Çocuğumun işleri de durunca, gezi olayları da olunca baba-oğul bayrak aldılar, bayrak satışına çıktılar." dedi.
Eşi ve oğlunun AK Parti mitingine de gittiklerini ve bayrak sattıklarını belirten Sarıçiçek, "Kazlıçeşme'ye de gittiler, bayrak sattılar. Kazlıçeşme'de de benim eşim bayrak sattı. O zaman niçin almadınız, tutuklamadınız? O zamanlar örgüt kurmamış, suç işlememiş de Taksim'de satarken mi suç işledi? Bu ne biçim adalet. Mazlumun adaleti yok ki." şeklinde konuştu.
Sarıçiçek, konuşmasına "Vicdanları rahat mı acaba. Adam 30-40 tane küçük bayrak ve 20-25 tane büyük bayrak var. Taksim'e bu bayrakları hediye etmek için mi gitmiş. Bunu hiç mi hakim savcı düşünmüyor? Ama onlara da yazıklar olsun. Onların şöyle dirsek çürüttükleri, okudukları günlerine yazıklar olsun. Adaletsizce, vicdansızca okumuşlar. Benim kocam örgüt kurmuş. Tamam örgüt kurdu. 5 çocuğumla birlikte 7 kişiyiz. Biz örgütüz. Adamın evinde çocuğunun tişörtü yok. İlk okuldan okuması yazması yok. Bu nasıl bir örgüt. Bir ceza kesilecekse Ali Sarıçiçek'e mi kesildi yoksa 5 çocuğuma mı kesildi. Bu ne biçim kanun?" ifadesini kullandı.
Anadolu Ajansı ve İHA tarafından yayınlanan yurt haberleri Mynet.com editörlerinin hiçbir müdahalesi olmadan, sözkonusu ajansların yayınladığı şekliyle mynet sayfalarında yer almaktadır. Yazım hatası, hatalı bilgi ve örtülü reklam yer alan haberlerin hukuki muhatabı, haberi servis eden ajanslardır. Haberle ilgili şikayetleriniz için bize ulaşabilirsiniz