Gezi Parkı Odaklı Gelişmeler

Gazeteci-yazar Abdurrahman Dilipak, Gezi Parkı odaklı gelişmelere ilişkin, "Ergenekon ve 28 Şubat gibi iddianameleri incelediğimizde bu tür senaryoların o zamanlarda da hazırlandığını, 12 Mart ve 12 Eylül'de de bu senaryoların uygulamaya konulduğunu göreceksiniz" dedi. Dilipak, AA muhabirine yaptığı açıklamada, Taksim Gezi Parkı'nda yaşanan olayların bir çevre hareketi olmadığını ve iktidara karşı isyan hareketi olarak gözüktüğünü söyledi. "İşin içinde büyük holdinglerin, siyasi partilerin, uluslarararası bağlantıların olduğu anlaşılıyor" diyen Dilipak, şöyle konuştu: "Reklam afişlerini, otobüs duraklarını, otobüsleri ve araçları tahrip ederek bir yere varamazsınız ve bu işi bir meydan okumaya dönüştüremezsiniz. Kamusal düzeni bozucu eylem yapamazsınız. İnsanlara inanılmaz hakaretler yapılıyor. Bu, genel ahlaka uymuyor. Kamu sağlığı gözardı edildi. Taksim Gezi Parkı'nda bütün hayat işgalcilerin kontrolündeydi. Esnaf da perişan oldu, turistler bölgeye giremiyor. İnsanlar o bölgeden geçemiyor. Toplumda genel bir tedirginlik, kaos, yıldırma, caydırma ve bastırma operasyonu düzenleniyor. Sivil veya demokratik bir taleple alakasının olduğunu sanmıyorum. İnşallah daha da ileri bir noktaya taşınmadan bu olay bitirilir. Kim kime hukusuz bir şekilde ne zarar vermişse bu verdiği zararın hesabı sorulması lazım. Diğer meydanlarda yapılan tahribatın bedelinin mutlaka ödenmesi gerekiyor. Özellikle provokatörlerin gerek sosyal medyada gerek meydanlarda yangına körükle gidenlerin yaptıkları işin hesabının sorulması gerekiyor." -"Bize pahalı ama çok faydalı bir ders oldu" Dilipak, olaylar sonrasında ana muhalefet partisinin yangına körükle gider gibi bir tavır sergilediğini ileri sürerek, "CHP, bu olaylarda Ergenekon avukatlığının gereğini yerine getirdi diyebiliriz. Esed'e yapılan ziyaret, ardından Reyhanlı'da yaşanan olaylar ve Taksim Gezi Parkı bahanesiyle çıkartılan olaylar CHP'nin günah galerisinin parçalarını oluşturuyor" ifadesini kullandı. Birtakım yabancı örgüt ve ülkelerin Türkiye'ye karşı topyekün bir savaşın parçaları olarak hareket ettiğini dile getiren Dilipak, "Ergenekon ve 28 Şubat gibi iddianameleri incelediğimizde bu tür senaryoların o zamanlarda da hazırlandığını, 12 Mart ve 12 Eylül'de de bu senaryoların uygulamaya konulduğunu göreceksiniz. Bugün yine içerde ve dışardı bir takım unsurların derin, kayıtdışı ekonomi ve siyaset uzmanlarının planladıkları kanlı bir senaryo ile karşı karşıyayız. Bu olaylar bize ders olsun. Türkiye, bundan sonra yoluna devam ederken bu tecrübeyle çok daha başarılı olacaktır. Bize pahalı ama çok faydalı bir ders oldu" şeklinde konuştu.