HABER

Gıdada uyum ve imaj dönemi başlıyor

Amerika'ya ihraç edilecek gıdanın sağlıklı olması kadar sunumu da önemli hale geliyor

ABD'de 2015 yılında büyük ölçüde yürürlüğe girecek olan Gıda Güvenliği Kanunu ile Amerikan pazarında yer alacak ithal gıda ürünlerinde yeni bir denetim mekanizması işleyecek.

Yeni kanun ile gıda ürünlerinin ithal edildiği ülkelerde, ithalat için gerekli laboratuvar analizlerinin yapılması zorunluluğu getirildi. Ayrıca FDA artık yabancı firmaları kendi denetleyebilecek, oluşturulacak denetleme birimleri firmaların üretim koşullarını yakından kontrol edebilecek.

Yeni dönemde, sağlıklı gıda kadar ambalajdan etikete hatta ürünlerin günlük tüketim miktarına dek çok incelikli şartlar aranacak.

ABD Gıda ve İlaç Dairesi (FDA), gıda kaynaklı yaşanan hastalıkların ve ölümlerin azalması amacıyla 2015 yılında Gıda Güvenliği Kanunu'nu tam anlamıyla uygulamaya geçirmeye hazırlanıyor. Gıda Güvenliği Modernizasyon Kanunu (Food Safety Modernization Act, FSMA) bu dev pazara ihracatı daha da zorlaştırıcı hükümler içeriyor. Yeni kanunun “Türkiye'den ABD'ye ihracat yapan gıda firmalarını nasıl etkileyeceği” konusuna Acıbadem Üniversitesi'nde yanıt arandı. Acıbadem Labvital Gıda Kontrol Laboratuvarı’nın ana sponsorluğu ve EximLab işbirliği ile Acıbadem Üniversitesi Kerem Aydınlar Kampüsü'nde gerçekleştirilen "Exploring Opportunities in Increasing Turkish-US Bilateral Food And Agricultural Trade" Organizasyonu'nda yeni düzenlemeler ve uygulamalar konusu ele alındı.

FDA Eski Direktörlerinden Dr. Mitchell Cheeseman ve ABD Türkiye Tarım Ataşesi Jess Paulson'ın da konuşmacı olarak katıldığı, ABD'nin en büyük iş hacmine sahip gıda ithalatçısı Vintage Food, Tamek, Ülker, Kurukahveci Mehmet Efendi ve Kuveyt Türk Bankası gibi büyük firmaların sponsor olarak bulunduğu toplantıda; başta ABD olmak üzere Kuzey Amerika ülkelerine gıda ve tarımsal ürün ihracat ve ihracatını başarıyla gerçekleştiren firmalar deneyimlerini paylaştı.

“Türkiye yeni döneme uyum sağlayacaktır”

Toplantının konuşmacılarından Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) Eski Direktörlerinden Dr. Mitchell Cheeseman, Türkiye'nin yeni dönemde gıda konusunda uluslararası standartlara uygun çalışabilmesi için, koşulların ve alt yapının uygun olduğuna inancının tam olduğunu belirterek "Yeni kanunda FDA'in önermiş olduğu düzenlemeler esas alınmalıdır. Gıda üreticisi firmaların yapması gereken, kanunları detaylarıyla inceleyip buna uygun şekilde üretim yapmak olmalı. FDA'in geçmişte diğer ülkelerle ilişkileri dikkate alındığında Türkiye’den ithal edilen ürünlerle ile çok ciddi bir sorun olmadığını söyleyebilirim" diye konuştu. Türkiye'de gıda güvenliği konusunda son yıllarda yapılan çalışmalarla hayli mesafe kat edildiğini belirten Cheeseman, "Yeni dönemde de uyum sağlanabileceğine inanıyorum. FDA düzenlemelerine göre çalışılması ve işbirliği yapılması en doğru yöntem olacaktır" diye konuştu.

Ürünler Türkiye'de denetlenecek

Acıbadem Labvital Gıda Kontrol Laboratuvarı'nın İş Geliştirme Danışmanı ve Yıldız Teknik Üniversitesi Gıda Mühendisliği Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Zeki Durak, "Yeni kanun, Türkiye’den ABD’ye gıda ihracatı yapan tüm firmaları etkileyecek. Firmaların ihracata devam edebilmesi için yeni standartlara uyması gerekecek. Burada en çok dikkat edilmesi gereken konu, ürünlerin Türkiye’de FDA’in aradığı standartlarda üretilmiş olması. Daha önce, ürünler ABD’de analiz ediliyor, gıdanın düzenlemelere uygun olup olmadığı tespit ediliyordu. Ancak bundan sonraki süreçte, bu sorumluluk ihracatçıya devredilecek. Yeni kanunun getirdiği bir değişiklik ise, FDA’in gıda ithal ettiği ülkelerde denetim yapma yoluna gitmesi. Kendi bünyelerinde oluşturdukları denetleme birimleri örneğin Türkiye’ye gelerek ürünlerini ithal ettikleri firmaların üretim koşullarını gözleyecek ve denetleyebilecek. Bu da bir gıda üretirken tüm ara aşamalarda koşulların ‘gıda güvenliği süreçlerine uygun’ yani insan sağlığı ve çevre koruma odaklı olarak yürütülmesi anlamına geliyor” diye konuştu.

Yeni kanunun 2011 yılında imzalandığını, kademeli olarak uygulamaya alındığını, 2015 yılı içinde de adaptasyon sürecinin başlayacağını belirten Yrd. Doç. Dr. Durak "Bu süreçte Türkiye'den ve tüm dünyadan Kuzey Amerika'ya ürün satmak isteyen firmaların bu standartları sağlaması gerekecek. Çünkü Amerika'da yılda 48 milyon Amerikalı, bir başka deyişle her 6 Amerikalıdan biri gıda kaynaklı nedenlerle hastalanıyor. 3 bin Amerikalı da her yıl hayatını kaybediyor. ABD bu yeni kanunla gıda ürünlerini her aşamada izlenebilir ve tam güvenilir şekilde satın almak istiyor" dedi. Bununla beraber Amerika pazarının çok büyük bir pazar olduğunu belirten Durak, Türk firmaları tarafından bu pazarın uzun yıllar ihmal edildiğini ve Kuzey Amerika pazarında Türk firmalarının payının İtalyan ve Yunan firmalara kıyasla çok daha geri planda olduğunu vurguladı. Chobani yoğurt örneğini veren Durak, Chabani Gıda’nın kurucusu Hamdi Ulukaya’nın Türk firmaları için güzel bir örnek ve başarı hikayesi olduğunu söyleyerek sözlerine şöyle devam etti: “Amerika’ya İngilizce öğrenmek için giden Hamdi Ulukaya, burada kurduğu Chobani markası ile ABD’de 5.5 milyar dolarlık yoğurt piyasasının yaklaşık yüzde 15’ini kontrol ediyor. Sadece Chobani markası kurduktan 9 yıl geçmesine rağmen Yunan tipi yoğurt marketinin ABD’deki en çok tercih edilen markası olmayı başardı. Ulukayanın başarısının arkasında ABD marketini iyi analiz etmesi ve market hazırlıklarını doğru bir şekilde yapmasının büyük katkısı var. Hedefimiz Chobani gibi firmalarımızın sayısının ABD pazarında artmasına destek olmaktır.” ABD ihracatında korkulacak bir tarafın olmadığını söyleyen Durak, sadece markete doğru bir şekilde hazırlık yapılarak, ABD ihracatımızın ciddi boyutlara ulaşabileceğini belitti.

“Marka yaratmak çok önemli”

Türk - Amerikan İş Konseyi Başkanı Beşir Kemal Ustaoğlu da, dev ABD pazarına girebilmek için FDA'in kurallarına uymanın yanı sıra, markalaşmanın büyük önem taşıdığına dikkat çekti. 'Turquality' markasının devlet politikası olması gerektiğini belirten Ustaoğlu, "ABD pazarının büyüklüğüne ve Türkiye'nin avantajlarına baktığımızda mevcut ticaret hacminin çok küçük olduğunu görüyoruz. Çabalarımız, karşılıklı olarak yatırımcıların önünü açmak" dedi.

Sağlık kadar sunum da çok önem kazanacak

Acıbadem Labvital Gıda Kontrol Laboratuvarı Mesul Müdürü ve Veteriner Hekim Işıl Selmin Ünsal, yeni kanun ile ihracat yapmak isteyen firmaların ürünlerinin güvenilir ve uluslararası standartta üretilmiş olmasının önemine dikkat çekerek "Bu standartları sağlamış firmaların ürünleri yurtdışı pazarlarında yer bulacak. Gıdanın sağlıklı olması, ödün verilmeyecek bir konu. Bunun yanı sıra yeni dönemde sağlıklı gıda kadar sunum da çok önem kazanacak. Gönderilecek ülkelerdeki kurallara uygun olarak üretilmiş, etiketlenmiş, ambalajlanmış ve sunuma hazırlanmış olması gerekiyor" diye konuştu. Acıbadem Labvital Gıda Kontrol Laboratuvarı olarak firmalara hangi gıdada hangi analizlerin yapılması gerektiğinden, ambalajların koşulları, etiketlerin hazırlanması, sağlık beyanları hatta günlük tüketim miktarları konularına ilişkin düzenlemeleri izleyerek doğru bir şekilde uyguladıklarını belirten Ünsal "Bütün bu bilgileri içerdiği taktirde herhangi bir gıda ürününün yurtdışında, Kuzey Amerika ülkelerinde ihraç edilmeme ihtimali yok" dedi. Ünsal, bugüne kadar işbirliği yaptıkları firmaların tamamının ürünlerinin de başarıyla ve büyük siparişlerle ABD’ye ihraç edildiğini de sözlerine ekledi.

En Çok Aranan Haberler