Ayrıca maç bittikten sonra verilen demeçlerde 1 puanın iyi olduğunu, vay efendim son 20 dakikalık zamanda üstün oynayarak en azından alınan 1 puanın başarı olduğunu söyleyerek, kötü oyunlarını örtbas etmeye çalışıyorlar. Üstelik bunu Galatasaray’ın teknik direktörü Prandelli diyor.
Sen 4 milyon Euro para alacaksın, sonra da bu şekilde konuşacaksın. Adam resmen dalga geçiyor. Akabinde maç bittikten sonra Melo efendinin üçlü çektirmesine ne demeli! Bu hareket bile takımın ne kadar başı boş olduğunu ve ruhun nasıl kaybolduğunu bize gösteriyor. Futbolcuların maç umrunda değil, disiplin kaybolmuş, herkes ayrı telden çalıyor.
Peki bu durum neden oluştu? Prandelli neden bu takımı hazır hale getiremiyor, takımın kondisyonu niye bu kadar zayıf? Oynanan sistem nedir? Prandelli’nin neden takım üzerinde hakimiyeti yok? Hiç birini kimse sorgulamıyor. Adam da tabi baktı ki kimse bir şey söylemiyor istediği gibi at koşturuyor. Burada Ünal Aysal’ın da büyük suçu var. İnsan biraz müdahale eder, hesap sorar, o da yok. Bu şekilde devam edilirse Galalatasaray taraftarı daha çok hüsranlar yaşar.
Bir de başka bir konuya değinmek isterim. Her kulübün kendine has bir oyun kültürü ve mantalitesi vardır. Bir kere Galatasaray'a defansif oyun şeklini benimsemiş, maç içinde 3-5 tane pozisyon yakalarsam 1 tane atarım ve üzerine yatarak maçı alırım düşüncesine sahip olan, İtalyan futbol kültürünü yerleştirmezsin. Çünkü Gatatasaray, genelde hücum oynamayı seven ve pozisyon zenginliği ile oluşan ortamda, taraftar gazını arkasına alarak sürekliliği olan bir oyun stili ile hep başarılı olmuştur. Dolayısıyla hangi kulüpte olursan ol, çok köklü değişiklik yapmak çok zordur.
İşte bu bütün yazdığım sebeplerden dolayı;
Gidecek adam belli, o da Prandelli.
Sevgilerimle.