Geçtiğimiz ay Irak’ın Kürdistan bölgesinde bulunan Süleymaniye Müzesi tanrıların, ölümlülerin ve canavarların şiiri olarak bilinen, dünyanın en eski hikâyelerinden biri olan
Gılgamış Destanı’na ait 20 yeni mısra bulduğunu açıkladı. Babil dönemine ait bu şiirin MÖ 18. yüzyıldan beridir fragmanlar halinde var olması sebebiyle, daha fazla mısraların eninde sonunda ortaya çıkacağına dair bir olasılık vardı. Ancak 1853’te Ninova’da bulunan, bizlerin de bildiği bu versiyon, 2003’te Bağdat’ın düşmesi sonucu oluşan yağmalamalara kadar nispeten hiç değişmedi.
History Blog’a göre, Süleymaniye Müzesi tarihi eserleri ülkede tutmak için, hiçbir soru sormadan kaçakçılara ödeme yapıyor. Tablet, ismi açıklanmayan ‘gizli’ bir kişi tarafından satılan 80-90 tabletin olduğunu koleksiyonun bir parçası olarak 2011’in sonlarında Müze tarafından satın alındı. Profesör Faruk El Ravi koleksiyonu incelerken, satıcı ise müze yetkilisi Abdullah Haşim ile tartıştı. El Ravi bu paha biçilmez tableti fark ettiğinde, Haşim’e satıcının istediği fiyat neyse derhal ödemesini söyledi. 800 dolar!
Yukarıdaki videoda, Süleymaniye Müzesi’nin tablet bölümünün yöneticisi Hazha Jalal’ın yeni keşif hakkında Kürtçe olarak konuşmasını izleyebilirsiniz. Jalal’a göre:
“Tablet, MÖ 2000-1500 arasındaki Neo-Babil dönemine ait. Destanın 5. tabletinin bu parçası Müze tarafından 2011 yılında satın alındı ve Dr. Faruk El Ravi tarafından çevrildi. Şiirde yeni detaylar görüyoruz; örneğin, Gılgamış ve arkadaşı bir maymunla tanışıyorlar. Bu tablete ev sahipliği yaptığımız için gurur duyuyoruz. İsteyenler Müze’yi ziyaret saatleri arasında ücretsiz olarak gezebilir. Teşekkürler.”