Gizem gitmedi... yenilmedi...
Kimse verdiği bu savaşı kaybetmedi...
Kalplerin bir olduğu, gönüllerin güzellik için birleştiği yerlerde yenilgiler olmaz!
Kalbimizdesin Gizem...
Hepimiz seni çok seviyoruz....
Öyle çok söylenecek şey var ve öylesine yangın yeri ki içim,
Kağıt kesiği gibi acıtıyor gönlümden yayılan hüzün...
Elimde su şişesi boş gözlerle ekrana bakıyorum,
Birden su şişesine ilişiyor gözüm...
Bir anı canlanıyor gözümde...
"Ablacım ben hiç lıkır lıkır su içemedim, yazın soğuk suyu kafasına dikip içenlere çok özeniyorum"
Sarsılan ben ve içimde bir ben daha... Gizem Cünüş röportaj sorularımı cevaplamış bana göndermişti... Yatağın üzerinde heyecanla mailimden cevapları okuyordum. Göz yaşlarım yanaklarımdan süzülüyordu...
O gece, yani 2012 Ekim ayında bir kardeşim daha oldu benim...
Dedim ya içim acıyor...
Kalbim delik deşik, boğazım düğüm...
Röportajı yayınladığım gün dün gibi aklımda!
"Ablacım heyecandan uyuyamıyorum"
Her gece ağrıdan uyuyamayan 20 yaşında bir genç kız, küçücük bir blogda röportajı yayınlanacak diye o gece uyuyamadı!
O sevgi dolu yüreği sayesinde beni de uyutmadı... İnsanlığımı hatırlattı... Cümlelerim yokken kelimeler yarattı, paragraflar kurmaya başladım... Korkularımı savuşturdu, sevgisiyle sevdirdi... O küçücük elleriyle hayatıma dokundu ve ben koşmaya başladım... Attığı her mesajla beni Allah'a yaklaştırdı... O kocamandı, küçüklüğümü hissettirdi... Varken yokluğumu gösterdi...