ANKARA (İHA) - TBMM Genel Kurulu'nda 58. hükümetin programının müzakereleri sürüyor.
Gruplar ve şahıslar adına yapılan konuşmaların ardından Başbakan Abdullah Gül kürsüye geldi. Gül, hükümetin programı konusunda Meclis içinde ve dışında tüm eleştirileri değerlendireceklerini belirtirken, referanslarını hükümet programı, parti programı, acil eylem planından aldıklarını belirtti. Acil eylem planının kendilerini bağladıklarını belirten Gül, "Bu belgelerin hepsi partimize ve hükümetimize aittir. Bu belgeleri uygulamak için elimizden gayreti sarf edeceğiz" dedi.
Türk siyasi hayatında yeni bir dönemin başladığını, eski dönemin siyaset anlayışının unutulmak istendiğini ve bir kenara bırakıldığını kaydeden Gül, halkın eski siyaset anlayışı yüzünden çok sıkıntı çektiğinin altını çizdi. "Bu dönemin değerini ve kıymetini hepimizin bilmesi gerekir" diyen Gül, köklü reformları hep birlikte yapmak gerektiğine değindi.
Muhalefetin kendilerini eleştirip, denetleyeceğini kaydeden Gül, "Biz Meclis'teki aritmetik çoğunluğumuzun değerini mutlaka biliyoruz. Bunu millet vermiştir bize ama bir ülkeyi yönetirken Meclis içindeki aritmetiğin önemini de biliyoruz. Bunun bilinci içerisindeyiz. Türkiye'yi muasır medeniyetler üstüne çıkartmak, bu Cumhuriyet kurulurken Atatürk tarafından hepimize gösterilmiştir. Bunun için hepimiz elbirliği içinde çalışarak, bunun için hepimiz güçlerimizi birleştireceğiz" dedi.
BAYKAL'A CEVAP Baykal'ın yolsuzluklar konusundaki açıklamalarına karşılık, şeffaf bir yönetimden yana olduklarını açıklayan Başbakan Gül, "Bunu hep beraber yapacağız. Bunun için biz şeffaflığa çok önem veriyoruz. Biz sadece hesap sormayacağız. Yapılan yolsuzluklarla ilgili biz hesap da vereceğiz" ifadelerini kullandı.
"Tereddütleri gidermek istiyoruz" diyen Gül, "Bizim hükümet programında ortaya koyduğumuz yeni anayasa talebi bir vizyonu ortaya koymaktır. Bu aslında sadece bizim partimizin değil, bütün partilerin programları daha çağdaş anayasayla başlar. Bununla ilgili sivil toplum örgütlerinin de çalışması vardır. Sayın Deniz Baykal'ın da ben hatırlıyorum milletvekili arkadaşlarıyla birlikte bu anayasanın değiştirilmesiyle ilgili Meclis Başkanlığı'na sunduğu teklifleri vardır. Önemli olan bunun nasıl yapılacağıdır. Bu gerçekten önemli bir konudur. Tereddütlere hiç mahal yoktur. Bizim gizli kapaklı hiçbir niyetimizde yoktur. Hiçbir arayış içerisinde de değiliz. Arayış içerisinde olduğumuz tek bir şey vardır, ülkemizi ve milletimizi çağdaş ülkelerdeki ortama ulaştırmaktır. Bizim tek amacımız Türkiye'yi o noktala getirmektir. Bu da Cumhuriyet kurulurken hepimize görev olarak verilmiştir" dedi.
ANAYASA TOPLUMSAL UZLAŞMA METNİ OLACAK Gül, anayasanın toplumsal uzlaşma sonrasında değiştirilmesi gerekliliğinin altını çizerek, şöyle konuştu:
"Bir anayasa değişikliği nasıl yapılır? Büyük bir uzlaşmayla konsensüsle yapılır. Meclis'teki uzlaşmayla yapılmaz, toplumun değişik katmanlarıyla yapılır. Neticede TBMM'de bir uzlaşma komisyonu olacaktır. Uzlaşma komisyonlarının bir geleneği vardır. Burada siyasi partiler, meclisteki çoğunluklarına göre temsil edilmezler. Bu komisyonu birlikte yapacağız. CHP ile ortak. Bunlar oturacaktır, çalışacaklardır, karşımıza uzlaşılan konular gelecektir. Anayasanın 37 maddesini uzlaşarak getirdik. Ama 34'ünü geçirdik. Eğer arzu edilirse geçirilmeyen maddeler bunun içinde de dokunulmazlıkla ilgili madde de vardır, hemen getirebiliriz. Bunu tek başına yapmayacağız, tek başına bir parti yapmayacak."
DOKUNULMAZLIKLAR KONUSU
Açıklamalarında Baykal'ın bir diğer eleştirisi olan dokunulmazlıklar konusuna da değinen Başbakan Gül, "Dokunulmazlıklar önemlidir gerçekten. Milletten ayrı ayrıcalıklı olmaması gerekir" dedi.
"Milletvekili ve bakanların yargı önündeki anayasal engeller kalkacak. Bunu hep beraber yapabiliriz. Dokunulmazlık deyince sadece milletvekillerinin dokunulmazlığı akla geliyor. Türkiye'de o kadar tok dokunamadığınız kişiler vardır ki, bunların hep beraber ele alınmasını istiyoruz. Biz her şeyin açık olmasını istiyoruz. Yeri geldiğinde herkes devlet memurları da bu millete hesap vermelidir" ifadelerini kullandı.
ULUSLARARASI PİYASALARLA ONURLU BİRLİKTELİK Bugünkü ekonomik programın kendi hükümetlerinin eseri olmadığına dikkat çeken Gül, bu programı ortaya koyan ve uygulayan isimlerden birisi olan Kemal Derviş'in bugün CHP sıralarında olduğunu belirterek, "Yürürlükte olan ekonomik programın eksikliklerini açık açık gördük ve söyledik. Nedir sosyal politikalar çok eksiktir dedik. Tarımla ilgili politikalar eksiktir dedik. Bu ülkenin her ferdi bizim vatandaşımızdır. Onun acısını biz hissederiz. Onun sorunlarını çözmek bizim önceliğimizdir dedik. Türkiye nüfusunun yüzde 40'ı tarımdadır. Görmemezlikten gelemeyiz. IMF, Dünya Bankası diğer uluslararası finans sektörleriyle onurlu bir şekilde ilişkilerimiz sürecek. Biz kendi işimizi kedimiz bileceğiz. Kendi işimizi başkalarına havale etmeyeceğiz. Karşılıklı tartışacağız ama kendi işimize kedimiz hakim olacağız. Türkiye'de reformlar yapılacaksa bizim inisiyatifimizde olacaktır" diye konuştu.
DIŞ POLİTİKA
Dış politika konusunda Türkiye'nin çıkarlarının önemini vurgulayan Başbakan Gül, şunları söyledi:
"Dış politikada sloganlara, retoriğe yer olmadığına inanıyoruz. Bunun için birikimler, bununla ilgili dosyalar vardır Dışişleri Bakanlığımızın, Genel Kurmayımızın. Bu konularla ilgili bir hayali programlar düşünemeyiz. Dış politikada statükoyla bir yere varılamadığını biliyoruz. Dünya bir yerlere varıyor, biz varamıyoruz. Bu şu anlama gelmiyor; hak ve hukuklarımızdan vazgeçelim. Tek lokmamız varsa buna öncelik verilecek yer milli çıkarlarımızdır. AB ile ilgili iktidar muhalefet 4 koldan girişimde bulunmaktayız. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliği sadece Türkiye'nin çıkarına değildir. AB'nin de çıkarınadır. AB stratejik bir rol oynayacaksa, Türkiye'yi içine almak zorundadır. Ama çok dar bir çerçeveden bakacaksa, o da kendilerinin bileceği bir iştir. Türkiye'nin AB üyeliği bir hediye olacaktır. AB ile Ortadoğu İslam ülkeleri, Avrasya arasında Türkiye'nin üyeliği AB'yi güçlendirecektir. O açıdan Türkiye'nin gün olması için Kopenhang'da elimizden geleni yapmaya çalışıyoruz."
KIBRIS SORUNU Gül, açıklamalarında hükümetin Kıbrıs politikası üzerinde de durdu. Kıbrıs sorununda bıkkınlık duyulan bir noktada olmadıklarını belirten Gül, "Onurlu şerefli bir şekilde her iki tarafı tatmin edici bir sonuca varılsın. BM Genel Sekreteri'nin teklifini 'bu olmaz' diye elimizin tersiyle itmedik. Genel anlamda bir pozitif yaklaşım içindeyiz. Oturacağız, tartışacağız. Tabii ki Kıbrıs'ta Sayın Denktaş'ın görüşleri önemlidir. Burada bir çözüm olsun diye gayret sarf edeceğiz. Ama Kıbrıs'ın geleceğe dönük kaygılarından vazgeçmiş değiliz" dedi.
Gül, açıklamalarının son bölümünde "Yeni bir dönemdeyiz, hepimiz aynı geminin içindeyiz. Bu geminin alt katı üst katı yok. Bu gemi batarsa bu geminin altındaki de üstündeki de zarar görür. Hepimiz bu ülkenin şerefli vatandaşları olarak istiyoruz. Hepimiz bu ülkede mutlu olmak istiyoruz. Mutluluğun da kaynağı temel hak ve özgürlüklerin garanti altına alındığı bir ülke ve kalkınmış zenginleşmiş bir ülkedir. Bunun için bir fırsat olmuştur" ifadelerine yer verdi.